Covid-19 pandemisinin üçüncü yılını yarıladığımız şu günlerde çeşitli salgın haberleriyle karşılaşmaya devam ediyoruz. Maymun çiçeği virüsü başta olmak üzere birçok salgın hastalık sosyal medyanın gündemini meşgul ediyor. Ardı arkası kesilmeyen bu hastalıklara bir de eski düşmanımız çocuk felci ekleniyor. Yıllardır yeni vakaların görülmediği Amerika, geçtiğimiz temmuz ayında çocuk felci vakasıyla çalkalandı. Peki tarihin tozlu sayfalarına gömdüğümüz çocuk felci nasıl bir hastalık, hangi yollardan bulaşıyor ve nasıl tedavi ediliyor? Tüm bu detayları sizler için araştırdık. İşte bir zamanlar tüm dünyayı etkisi altına alan çocuk felci hakkında bilmeniz gerekenler…
Çocuk felci virüsü sinir sistemini ve omuriliği etkiler
Polio olarak da bilinen çocuk felci hızlı hareket eden bir hastalıktır. Enfekte dışkıyla ya da kontamine suyla temas halinde bulaşır. Nadiren de olsa öksürük ve hapşırma yoluyla bulaşabilir. Sinirlerin yalıtkan tabakalarına saldırır ve sinyal gönderip almalarını engeller. İltihap omuriliğe ulaştığında saatler içerisinde kol ve bacakları felç eder. Felç kalıcıdır ve solunumu etkiler. Çocuk felcine yakalanan kişiler genellikle ciddi solunum problemleri yaşarlar. Virüs ölümcül olabilir. Çocuk felci geçiren ancak iyileşen kişiler yıllar sonra bile ciddi semptomlar yaşayabilirler.
Sanılanın aksine yalnızca çocukları değil yetişkinleri de etkiler
Çocuk felci genellikle bir “çocuk hastalığı” olarak düşünülür. Zira günümüzde beş yaşın altındaki çocukları etkilemektedir. Yine de geçmişteki vakalara bakıldığında yetişkinlerin de çocuk felcine yakalandığı görülebilir. Örneğin Franklin D. Roosevelt, 39 yaşında çocuk felci hastalığına yakalanmıştır.
Enfeksiyon grip benzeri semptomlarla başlar
Çocuk felci hakkında merak edilen bir başka şey ise bu hastalığın semptomları hakkında. İlk başta tipik bir grip gibi gözükebilir. Boğaz ağrısı, ateş, yorgunluk, mide bulantısı, baş ağrısı ve karın ağrısı şeklinde kendini gösterir. Hastalığın ilerlemesiyle birlikte bacaklarda karıncalanma, güçsüzlük ve hissizlik başlar. Kimi vakalarda menenjit, yani beyin ve omuriliği koruyan dokularda iltihaplanma görülebilir.
Çocuk felci bir zamanlar endemik bir virüstü
Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşanan ilk büyük çocuk felci salgını, 1894 yılında Vermont’da görülmüştür. 132 kişinin felç olduğu salgında 18 kişi hayatını kaybetmişti. Doktorlar uzun bir süre bu hastalığın sebebini anlayamamışlardı. Çocuk felci virüsü 1908 yılında İsveçli doktor Ivar Wickman tarafından tanımlandı. Amerika halkının temiz olmayan nehirlerde ve göllerde yüzdüğü yaz aylarında tüm ülkeye yayıldı. 1940’larda 34 binden fazla kişi çocuk felci yüzünden sakat kalmıştır. En kötü salgınlardan biri 1955 yılında New England’da meydana gelmiştir.
Aşı sayesinde Kuzey ve Güney Amerika çocuk felcinden temizlendi
Araştırmacı Jonas Salk, çocuk felcini önleyen bir aşı geliştirdi ve milyonlarca insanın hayatını kurtardı. 1954 yılında geliştirdiği bu aşıyı kendisi ve ailesi üzerinde test etti. O zamanlar her yıl 58 bin çocuk felci vakası görülüyordu, aşıyla birlikte bu sayı yıllık ortalama 161 vakaya düştü. 1963’te Albert Sabin’in zayıflatılmış virüs içeren oral çocuk felci aşısı Amerika Birleşik Devletleri’nde onaylandı. Doktorlar bu aşıyı bir küp şekere damlatarak çocuklara veriyorlardı. Hem kullanışlı hem de etkili olan bu aşı 2000’lere dek tüm dünyada kullanıldı. Bu iki aşı sayesinde Kuzey ve Güney Amerika çocuk felcinden temizlendi.
Günümüzde kimi ülkeler çocuk felciyle mücadele etmeye devam ediyor
Çocuk felci ne yazık ki hiçbir zaman tamamen yok edilemedi. Afganistan ve Pakistan gibi aşıya erişimin güç olduğu ülkelerde çocuk felci vakaları görülmeye devam ediyor. Gezginler de bu virüsten payını alıyor. Bununla birlikte kimi ebeveynler aşı karşıtı oldukları için çocuklarının çocuk felci aşısı olmasını istemiyor.
Geçtiğimiz temmuz ayında New York’ta aşı olmamış bir adam çocuk felcine yakalandı ve felç geçirdi. Kendisi ülke dışına hiç çıkmamıştı. Yetkililer adamın bu virüsü oral yolla aşı yapılan bir bölgede yaşamış birinden kaptığına inanıyorlar. Zira oral aşılar virüsün dışkıyla atılmasına neden oluyor, bu da enfeksiyona davetiye çıkarabiliyor. Ne yazık ki bu son vaka olmayacak. Yapılan incelemelere göre New York kanalizasyonlarında çocuk felci virüsü izleri bulunuyor. Bu da bölgede yaşayan ve aşısız olan kişileri tehlike altında bırakıyor.
Çocuk felci virüsüne yakalanırsanız bu ciddi şekilde hastalanacağınız anlamına gelmiyor
ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezi’ne göre çocuk felcine yakalanan çoğu insanda (%72) hiçbir semptom görülmüyor. Enfekte olmuş kişilerin yaklaşık 4’te 1’i, bir hafta boyunca grip benzeri semptomlar gösterdikten sonra iyileşiyor. Ancak her 100 vakadan 1 ila 5’i menenjit gibi ciddi semptomlar yaşıyor. Virüsün türüne bağlı olarak 200 vakadan 1’inde felç görülüyor.
Çocuk felcinin tedavisi yoktur
Çocuk felci hakkında en üzücü bilgi ise bu hastalığın tedavisinin olmaması. Yıllar boyunca bu virüsü inceleyen bilim insanları ne yazık ki hiçbir tedavi yöntemi bulamadılar.
Çocuk felcinden korunmak için en etkili yol aşı olmaktır
Tedavisi olmayan bu hastalıktan korunmanın en etkili yolu elbette aşı olmak. 1955 yılında geliştirilen çocuk felci aşısı son derece güvenli bir aşıdır ve %90 etkilidir. ABD’nin 2000 yılından beri uyguladığı tek aşıdır. Günümüzde ABD sınırları içerisinde yaşayan çocukların okula gidebilmek için çocuk felci aşısı olmaları gerekmektedir. Eğer herhangi bir nedenden dolayı çocuk felci aşısı olamadıysanız yaşınız kaç olursa olsun üç dozluk çocuk felci aşısı olabilirsiniz. Eğer virüse yakalanma ihtimalinizin yüksek olduğu bir bölgedeyseniz ya da sağlık çalışanıysanız ek koruma için ek doz talep edebilirsiniz. Türkiye’de ise en son çocuk felci vakası 1998 yılında görülmüştür. 2002 yılında ise Dünya Sağlık Örgütü’nden çocuk felcinden temizlenen ülke sertifikası almıştır.
Kaynak: 1