Yeraltı edebiyatı, ilk olarak 19. yüzyılın ortaları ile 20. yüzyılın başlarında ortaya çıkmış ve adeta dili zincirlerinden kurtarmış. Alışılmışın dışında; daima sert, aykırı, eleştirel. Özellikle son yıllarda hızla gelişen bu edebiyat türü, 1999’da Chuck Palahniuk’un “Dövüş Kulubü” adlı romanı ile sinemaya da taşındı ve hayran kitlesini ciddi ölçüde arttırdı. Zaten yeraltı edebiyatı deyince ilk aklımıza gelen isimlerden biri, daima Chuck Palahniuk’tur. Ve “Tıkanma” da onun sarsıcı romanlarından biri.
İşte Chuck Palahniuk‘un, modern aile ve bencil toplum düzenini yerden yere vurduğu eşsiz kitabı “Tıkanma”dan bazı alıntılar. Bir parça spoiler olabilir, bunun için şimdiden özür diliyoruz. 🙂
“Ben ihtiyaç duyulmak istiyorum. Benim birisinin hayatında vazgeçilmez olmaya ihtiyacım var. Bütün boş vaktimi, egomu ve dikkatimi yiyip bitiricek birine ihtiyacım var. Bana bağımlı biri. Karşılıklı bağımlılık.”
“Ben bağımlıları takdir ederim. Herkesin kör bir kaza kurşununa veya ani bir hastalığa kurban gitmeyi beklediği dünyada, bağımlıların yolun sonunda kendilerini neyin beklediğini bilmek gibi bir lüksü vardır.”
“…Nihai kaderin kontrolünü birazda olsun eline almıştır ve bağımlılığı sayesinde ölüm sebebi büsbütün sürpriz olmaktan çıkmıştır.”