Change.org, Türkçe olarak hayatımıza gireli üç sene oldu. 196 ülkede bireylerin istedikleri değişim için harekete geçmelerine imkan veren, dijital dünyanın nimetleriyle sesinizi duyurmak istediğiniz kişilere, kurumlara, dakikalar içerisinde ulaşmanızı sağlayan, dünyanın en büyük imza platformuyla ilgili kafalar ise hala biraz karışık. Madem Change.org’u en çok kullanan 5. ülkeyiz o zaman doğru bilinen yanlışları düzeltme vakti.
Ne demişler, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmayalım. Facebook’ta, Twitter’da, e-posta kutularımızda her gün görmeye alıştığımız Change.org’u yakından tanıyalım. Bu arada ben zaten biliyorum diyenleri de doğrudan bu tarafa alalım: Kampanyanı başlat
“Haydi Change.org bu konuyla ilgili de bir kampanya başlat”
Gördüğünüz hiç bir kampanyanın sahibi Change.org değil yani Change.org kampanya başlatmaz. Change.org’daki tüm kampanyaları bireyler kafalarına taktıkları ve değiştirmek istedikleri bir konu hakkında başlatıyor. Kampanya başlatmak ise çok kolay: 1)Kampanya konunu belirle, kampanyanı başka insanlar niçin desteklesin açıkla 2)Kampanya muhatabını seç 3) Senin gibi düşünen kişilere ulaşması için sosyal medyada paylaş
“Change.org çok güzel sosyal sorumluluk projeleri yapıyor, çok başarılı bir sivil toplum kuruluşu”
Change.org bir sivil toplum kuruluşu ya da bir kampanya örgütü değildir. Change.org kampanyaları sahiplenmez, kampanya başlatılan konunun tarafı olmaz. Change.org, sosyal fayda sağlama amacı güden bir teknoloji şirketidir. Tek bir cümleyle, bireylerin kendi imza kampanyalarını başlatmasına imkan sağlayan, teknoloji dünyasının gücünü toplumsal fayda için kullanan bir platformdur.
“Change.org topladığı emailleri satarak para kazanıyor”
Change.org, email adreslerinizi üçüncü partilerle asla paylaşmaz. Gelir modeli STK’larla, Change.org kullanıcıları arasında bir nevi çöp çatanlık yapmaktır yani STK’ların çalışmalarına destek verecek kişilerle buluşmasını sağlar. Bir STK nasıl Facebook’ta tanıtım yapıyorsa Change.org’da da ulaşmak istediği kitleye kampanyalar üzerinden erişim sağlar. Bu buluşma ise şu şekilde gerçekleşir: Change.org’da bir kampanya imzaladıktan sonra bazen “sponsorlu” olduğu ibaresi taşıyan çeşitli imza kampanyaları sunulur. Eğer sponsorlu bir imza kampanyasını imzalamayı tercih ederseniz, altta çıkan kutucuğu işaretleyerek sponsor olan kurumdan ileride bilgilendirme almak isteyip istemediğinizi belirtirsiniz. Eğer sponsorlu kampanyayı kutucuk işaretli olarak imzalarsanız, sponsor olan kurum başka konular için size doğrudan email gönderebilir. Bu şekilde de Change.org, sivil toplum kuruluşlarından gelen küçük katkılarla masraflarını karşılar.
“Kampanya imza hedefine ulaşınca başarılı olacak”
Bir kampanyanın imza hedefini kullanıcılar kendisi belirleyebilir ya da kampanyanın daha çok kişiye ulaşması için motivasyon amaçlı bu sayı belirlenebilir. Ancak bir kampanyanın kaç imzayla başarıya ulaşacağını önceden bilemezsiniz. Bu yüzden sınırlamayın, kampanya başarısı kampanya muhatabının o konuya ne kadar duyarlı olduğuyla ilgilidir. 50 ya da 100 imzayla kampanyanız başarıya ulaşabilir, sesiniz duyulabilir ya da 3 milyon imzayla muhatabınız kulaklarını tıkayabilir. Unutmayın; aslolan sizin gibi düşünen kişileri harekete geçirip, sesinizi daha çok kişiyle beraber daha güçlü çıkarmak.
“Yayınlanacak kampanyaları Change.org belirliyor”
Change.org hakemlik yapmaz. Change.org’da istediğiniz her konuda kampanya başlatabilirsiniz ve kampanyalar herhangi bir süzgeç mekanizmasından geçmez. Ancak Topluluk Kuralları’nda yer alan ve bir nefret söylemi, şiddete özendirme, mahkeme kararıyla tespit edilmiş bir karalama varsa içerikler kullanıcıyla iletişime geçilip kaldırılabilir. Bunların dışındaki kampanyalara ise müdahale edilmez. Neden mi? Çünkü Change.org, toplumun bir aynası ve ifade özgürlüğünün esas olduğu bir yer. Irkçılık içermediği sürece rahatsız edici içeriklerin dahi platformda korunması gerektiğine inanıyor ve sosyal değişimin ancak tartışma ortamı oluştuğu zaman ortaya çıkacağını söylüyor. Amaç, herkesin sevdiği ve kabul ettiği fikirlerin mecrası değil, toplumsal değişimin adresi olmak.
“İmzalıyoruz da ne oluyor? Havaya gidiyor zaten imzalar”
İmzalar havaya gitmez, kampanyanın muhatabına gider. Hem de dört bir yandan. Kampanya başlatılır, ve muhatabın email adresi kampanya sayfasına girdikten sonra muhatap konuyla ilgili Change.org’dan emailler almaya başlar. İmza sayısı arttıkça baskı da artar. Bunun dışında kullanıcıların Facebook, Twitter’da paylaşması, yerel ve ulusal basında yer almasıyla kampanya muhatabı eğer duyarlı ise oturup ne yapacağını düşünmeye başlar. Yok değilse, tepkiler büyür ve muhatabın duyarsızlığı gün yüzüne çıkar. İmzalıyoruz da ne oluyor sorusunun cevabı içinse böyle buyurun: Başarılı Kampanyalar
“Change.org gönüllülerden oluşuyor”
Change.org’un tüm dünyada 19 ülkede ofisi ve şuan itibariyle 300 çalışanı bulunuyor. Türkiye ofisi ise beş, birbirinden hoş sohbet ve alanında uzman kişiden oluşuyor. Onları tanıyalım: Dr. Uygar Özesmi Change.org Doğu Avrupa Batı Asya Direktörü, Erhan Çokkeçeci Kampanyalar Direktörü, Sırma Süren İletişim Sorumlusu, Asu Sanem Kaya Kaynak Geliştirme Direktörü ve Yiğit Erçevik, Kampanyalar Sorumlusu. Türkiye’deki 5.5 milyon aktif kullanıcıya bu ekip hizmet veriyor.
“Çok iyimiş ya” mı dedin? O zaman ne duruyorsun: Bir Kampanya Başlat