Turgut Uyar aramızdan ayrılalı 32 yıl oldu.
Edebiyatla geçen hayatının büyük bir bölümü şiirdi. Yaşamın yanında duran her ne varsa dönüşüyor, bir şekilde edebiyata dökülüyordu. Başından geçen aşklar da aynı hayatın içerisinde var oldu. Gizliden değil, açık ve temizdi. Öyle sevdi ve öyle yazdı şair.
Yakın dostu Cemal Süreya, Uyar’ın şiirini farklı bir açıdan değerlendiriyor ve bir şair bir başka şairin edebiyat haritasını çıkartıyor. Böylece ortaya çıkan durum neticesinde aslında şiir duygusunun ötesinde bir yerde pek çok ayrıntının incelenebilmesine olanak sağlıyor.
“Turgut Uyar özellikle son yıllarda büyük bir şiirin ortasını yazıyor. Büyük bir gövdedir onun şiiri”
“Kımıldadıkça kendine benzer yeni gövdeler hazırlar, çoğaltır. Bir anıttan çok bir dirim belirtisidir”
“Bu yüzden kolay kolay tanımlanmaya gelmez: Görülür, tanık olunur. Blok halinde bir izlenimler bütünüyle gireriz ona”
“Şiirsel işlevini bütünüyle ve sürekli bir şekilde hareket ederek sürdürür. Tek tek şiirler yok, şiiri vardır
“Bölerek, parça parça düşünmek silahsızlandırmaktadır onu biraz”
“İnsan doğar ve kendi gerçeklerini yaratmaya başlar. Ama tek insan için bunlar bir veriler yığınından başka bir şey değildir”
“Turgut Uyar’da cinsel istek eşyaya damgasını bastırır. Cinsel isteği saf ve aptal odalardan çıkararak şehrin gürültüsünden geçirir”
“Şehir, fetişlerdir. Şiirin altında ayrı bir akıntı vardır: Yaşamayı sevmek, insanın haklı çıkması”
“Turgut Uyar’ın şiirimize getirdiği yeniliklerden biri de sözünü ettiğim şiirsel gövdeye uygun gelen anlatımı yakalamasıdır”
“Turgut Uyar yalnız bir ritm kurmamış, aynı zamanda o ritmi kendi şiirinin kadrosu içinde özgünleştirmiştir”
“Büyük bir hoşlanma duygusuyla karmaşıktır; ürkek yürek bütün geçmişi kabullenmektedir”
“Duyarlık, yüreğinde de omuriliğinde de aynı hızla yükselir”