Bilimin kitlelerce tanınması ve popülerleşmesi onun yaptığı çalışmalarla mümkün oldu. 13 bölümlük Cosmos belgeselinde insanlık tarihi boyunca elde edilen bilgileri Bilal’e anlatır gibi izleyiciye aktardı. Belgesel amacına ulaşmıştı; 60’tan fazla ülkede 500 milyon kişi tarafından izlendi. Bu, ABD’deki TV yapımları için bir rekordu. Ülke televizyonlarında en çok izlenen iki belgeselden biri olmuştu.
Dizi izlemek, reality şovlarla vakit geçirmek varken insanları ekran başına çeken neydi? Cevap belki Carl Sagan‘ın tutkulu ve basit anlatımında, belki de bilinmeyene duyulan merakta saklı. Ama emin olduğumuz şey şu ki, Sagan bilimi gündelik hayatımızın bir parçası haline getirdi. Sayısız çocuğun içine merak tohumları ekti, bunu yapmaya da devam ediyor.
Şimdilerde soru soran, şüphe duyan, dünyayı anlamaya çalışan bir sürü birey varsa bunda Carl Sagan’ın payı yadsınamaz elbette. Bize evrenin kapılarını açan ve orada bizi inanılmaz bir yolculuğa çıkaran Carl Sagan’ın dünyasına biz de adım atıyoruz.
1. Meraklı bir çocuktu
Terzi bir babanın ve ev kadını bir annenin oğlu olarak 1934 yılında Brooklyn’de dünyaya geldi. Uzaya ve dünya dışı varlıklara olan merakı daha çocukluğunda başlamıştı. Üniversite eğitimini de bu yönde tamamladı. Oldukça başarılı bir öğrencilik hayatı geçirdi. 1955’te Chicago Üniversitesi‘nden fizik, astronomi ve astrofizik diplomaları aldı.
2. Akademide yıldızı erken parladı
Birden fazla diplomaya sahip Sagan’ın akademik kariyeri daha yeni başlamıştı. Bir yıl kadar Stanford Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde genetik asistanı olarak çalıştı. Daha sonra Harvard Üniversitesi‘ne geçti, beş yıl boyunca astronomi asistanı olarak görev yaptı.
Akademideki başarıları hız kesmeden devam etti. 1968 yılında doçent olarak Cornell Üniversitesi‘ne geçti. İki yıl sonra aynı üniversitede astronomi ve uzay bilimleri profesörlüğüne getirildi. Bu yıllarda astronomi alanında yaptığı çalışmalar, ona pek çok ödül kazandırdı. 1972 ve 1977’de NASA Madalyası, 1975’te Joseph Priestley Ödülü ve 1977’de Pulitzer Ödülü bunlardan sadece bazıları.
3. Dergi yayın yönetmenliği de yaptı
Çalıştığı üniversiteye bağlı Radyofizik ve Uzay Araştırmaları Merkezi’nin ikinci başkanlığına getirildiğinde takvimler 1975 yılını gösteriyordu. Akademik çalışmalarının yanı sıra dergi editörlüğü de yapıyordu. 1968 yılında uluslararası bilim dergisi Icarus‘un yayın yönetmenliğini yapmaya başlayan Sagan, bu görevini 1979 yılına kadar sürdürdü. Aynı yıllarda çeşitli uzay projelerine de danışmanlık yapan Sagan’ın enerjisine hayran kalmamak elde değil.
4. Voyager orada bir yerde!
Voyager, “hayaldi, gerçek oldu” cümlesinin vücut bulmuş hali adeta. Uzaya fırlatılışının üzerinden tam 38 yıl geçti ve Voyager dünyadan milyarlarca kilometre uzaklıkta hala keşifte. Şimdilerde yıldızlararasında bir yerlerde dünyaya bilgi geçmeye devam eden Voyager’i bu kadar özel kılan sebeplerden biri de Carl Sagan.
Dünya dışı varlıklarla karşılaşılması ihtimaline karşılık Sagan, Voyager’e bir mesaj yerleştirme fikrini ortaya attı. Dünyanın en ünlü, evrenin de en ünlüsü olmaya aday plağı, “Voyager Altın Plak” böyle doğdu. Plağın içeriğini Sagan’ın başkanlığını yaptığı bir ekip belirledi. Plakta dünyayla ilgili genel bilgilerin yanı sıra 55 dilde dostluk mesajı, 115 görüntü, çeşitli doğa sesleri ve “Johnny Be Good” gibi dönemin ünlü şarkıları da yer aldı.
5. “Sayın Türkçe bilen arkadaşlarımız…”
http://youtu.be/LkrT92qW_Yw?t=1m39s
Plakta Türkçe olarak yer alan dostluk mesajını Sagan’ın üniversiteden arkadaşı Profesör Kuniholm seslendirdi ve uzaya şu cümleler gitti: “Sayın Türkçe bilen arkadaşlarımız sabah şerifleriniz hayrolsun.” Bu kısacık ve bize göre pek de anlamlı olmayan mesaj bakarsınız karşılık bulur. Bir gün karşınıza “Sabah şerifleriniz hayrolsun” diyen uzaylılar çıkarsa şaşırmayın diye bu bilgiyi veriyoruz 🙂
6. Temas kurmak için yeni yollar aranıyor
“Dünya Dışı Zeki Yaşamı Araştırma Projesi” (SETI) 1950’li yıllardan bu yana araştırmalarını sürdürüyor. Sagan’ın da destek verdiği, hatta kurul üyesi olduğu bu proje, henüz kayda değer bir veri elde etmiş değil. Ancak geçtiğimiz günlerde SETI Enstitüsü’nden yapılan bir açıklama heyecan uyandırdı.
Yaşam belirtileri yüksek olan gezegenlere sinyal gönderileceğini belirten yetkililer, her ne olursa olsun çalışmaları sürdürmekte kararlı. Sagan’ın rüyasını devam ettiren bu projenin önümüzdeki yıllarda nelere gebe olduğunu hep beraber göreceğiz. Çünkü yetkililer bir temas sağlanması halinde bu bilgiyi kamuoyu ile paylaşacaklarını belirtiyor.
7. Hepimiz yıldızlardan yapıldık
1980 yılı, Carl Sagan’ı kitlelere tanıtan yıl oldu. Çünkü efsanevi 13 bölümlük Cosmos: A Personal Voyage belgeseli televizyonlarda yayınlanmaya başladı. Metinleri Carl Sagan, Sagan’ın eşi Ann Druyan ve Steven Soter tarafından yazılan belgeselin sunuculuğunu Carl Sagan üstlendi.
Yazının başında da belirttiğimiz üzere belgesel beklenenin çok üstünde bir ilgiyle karşılandı. ABD televizyonlarında en fazla izlenen iki belgeselden biri oldu. Sagan’ın hayali gerçekleşmişti. Bilimi geniş kitlelerle buluşturan Sagan, en tanınan bilim insanı haline gelmişti.
Sagan’ın belgeselde kullandığı şu cümleyi duyup da etkilenmeyen yoktur tahminimizce: “DNA’mızdaki nitrojen, dişlerimizdeki kalsiyum, kanımızdaki demir, elmalı turtamızdaki karbon, çöken yıldızların içlerinde yapıldı. Bizler, yıldızların malzemesinden yapıldık.”
Sagan, bir sürü kişiye ilham verdi. Yıllar sonra ünlü müzisyen Moby yaptığı “We are all made of stars” şarkısıyla Sagan’a göz kırptı.
8. Toplumsal olaylara duyarlı
https://www.youtube.com/watch?v=6GFXtoSz-cs
Carl Sagan bilime sağladığı katkı nedeniyle yaşamı boyunca takdir gördü, hatta ödüller kazandı. Ancak Sagan’ın gönlümüzdeki yerini sağlamlaştıran onun politik tarafıydı. Nükleer silahlanmaya karşı olan ve bunu her fırsatta dile getiren Sagan, toplumsal olaylara duyarlı bir bilim insanıydı.
Bilimin toplumsal olayları görmezden gelerek gelişemeyeceğini savunan Sagan, Cosmos belgeselinde buna yer verdi. İskenderiye Kütüphanesi’nin yıkılışını anlatan Sagan, modern dünyanın tohumlarının İskenderiye şehrinde atıldığını ancak bunun kök salarak ilerlemeye devam etmediğini söyledi.
Bunun nedenine dair Sagan’ın basit bir cevabı yoktu ancak şunu biliyordu: “Burada çalışmış ünlü âlim ve bilimcilerin hiçbirinin yaşadığı toplumun politik, ekonomik ya da dinsel kabullerine ciddi bir biçimde karşı çıktıklarına dair, kütüphane kayıtlarında tek bir kayıt bulunmuyor. Yıldızların daimiliği sorgulanmıştı, köleliğin haklı olup olmadığı değil.”
9. Sagan ilham verdi
Carl Sagan’ın Cosmos ile yarattığı etki hâlâ sürüyor. Öyle ki, belgeselin yeni versiyonu geçtiğimiz yıl Cosmos: Bir Uzay Serüveni olarak NatGeo kanalında yayınlandı. Bu defa programın sunucusu olarak karşımızda bilim insanı Neil Degrasse Tyson vardı.
Sagan’ın daha çocukken bilim tohumlarını aşıladığı çocuklardan biriydi Neil. 17 yaşındayken Carl Sagan‘a bir mektup yazdı. Bilimle ilgileniyordu ve yükseköğrenimini astronomi alanında yapmak istiyordu.
“Dear Neil, thanks for your letter and most interesting resume” cümlesiyle başlayan bir mektup aldı Sagan’dan. Mutluluktan uçmak üzereydi. Üstüne üstlük Sagan tanışmak için onu davet etmişti. Sagan ile 20 Aralık 1975’te buluşan Neil Tyson bu buluşmadan oldukça etkilenmişti. Ve o gün kararını verdi. Sagan’ın yolundan gidecekti. O yol, yıllar sonra Neil Tyson’ı başarılı bir astrofizikçi yaptı.
10. İlk temas beyazperdede kuruldu
Dünya dışı varlıklarla kurulan teması anlatan “Contact” adlı romanıyla büyük ilgi uyandırdı Sagan. 1985 yılında yayınlanan kitap Hollywood’un da dikkatini çekti ve 12 yıl sonra filme alındı. Başrolünde Jodie Foster‘ın oynadığı film, izleyicilerden ve eleştirmenlerden geçer not aldı.
11. Bilim insanları da hata yapar
Parlak bir kariyer her zaman doğru olduğunuz anlamına gelmez. Sagan da her zaman doğru değildi. Bazen yanlış savları desteklediği de oldu. Bunların geçersiz savlar olduğu ortaya çıktığında hatasını kabul etmesini de bildi. “Karanlık Bir Dünyada Bilimin Mum Işığı” kitabında bilim insanlarının hata yapmaktan muaf olmadığını söyleyip kendi bazı hatalarını veya yanlış tahminlerine de değinerek, hata yapmakla “sözde bilim” yapmak arasındaki farka vurgu yaptı.
12. İnanmak değil bilmek istedi
Evrende yalnız olmadığımızı savunanların başında gelen Sagan, bu konuda oldukça temkinli. Zira uzun yıllar bazı çevrelerce “Nasıl olur da hem dünya dışı zeki varlıklara inanır, hem de başka dünyalılarca ziyaret edildiğimizi kabul etmez” diye suçlandı. Ancak bunun gerçekliğine dair henüz kayda değer bir kanıt yoktu.
Suçlamalara karşı cevabı “Uzaylılarca ziyaret edilmiş olmamız harika bir varsayım, ama çok ciddi ölçütlerle sorgulanarak kanıtın doğruluğu ölçülmeli” oldu. Carl Sagan’ın tavrını en iyi anlatan kişi ise eşi Ann Druyan oldu: “Carl hiçbir zaman inanmak istemedi, o her zaman bilmek istedi.”
13. Bonus I: Soluk mavi nokta
https://www.youtube.com/watch?v=kmP4Xzt0rN4
14. Bonus II: Cosmos geri döndü!
https://www.youtube.com/watch?v=XFF2ECZ8m1A