Sırf Fenerbahçe’nin değil aynı zamanda Türk futbolunun, basketbolunun efsane isimlerinden Can Bartu’ya veda etmenin hüznü sporseverlerin üzerinde. Fenerbahçe’nin bu kadar büyük olmasını, milyonları peşinde sürüklemesinin nedenlerinden birisi, belki de en önemlilerinden olan Can Bartu, 83 yaşında gözlerini yumdu. Hakkında söylenecek tek bir noksanlık bırakmadan, hepimizin Can Bartu’su olarak aramızdan ayrıldı. İtalyanların “Sinyor” diyerek seslendikleri, karakteri ve kişiliğiyle gerçek bir efsane olarak bizlere veda eden Can Bartu’yu özel yapan her ayrıntıyı listeledik.
1. Can Bartu, basketbolcu olarak Fenerbahçe’nin kapısından girmişti
30 Ocak 1936’da, İstanbul’da dünyaya gelen Can Bartu, Fenerbahçe’de basketbolcu olmuştu. Öyle iyi bir basketbolcuydu ki, Basketbol A Milli formasını 6 kez giymeyi başarmıştı. Fikret Arıcan’ın isteği ve kendisini yönlendirmesi ile Fenerbahçe Futbol Takımı’nda da antremanlar yapmaya başlayan Can Bartu komple bir sporcuydu.
2. Can Bartu, basketbolu daha şık bir spor olarak tanımlayor ve futbolcu olmayı sonradan tercih ettiğini söylüyordu
Futbol sahalarının o zamanki durumu düşünüldüğünde, Can Bartu kendisini basketbola daha yakın hissediyordu. Çamurun içerisinde oynamaktansa salonda oynamayı tercih ediyordum diyordu. Can Bartu’nun boyu 1.79’du fakat o zamanlar Türkiye’deki basketbolcular da pek uzun sayılmazdı. Zerafetini ve top tekniğini iki sporda da aynı ölçüde estetik bir şekilde kullanmayı başarmış isimdi. Futbol ile basketbolu aynı pencereden görüyordu; basketbolu nasıl oynuyorsa, futbola da aynı şekilde zerafet katıyordu.
3. Can Bartu öyle komple bir sporcuydu ki, aynı gün hem basketbol hem de futbol maçına çıkmıştı. İkisinde de harika performans göstermişti
Türk spor tarihine futbol ve basketbolda milli formayı giymiş tek sporcu olarak geçen Can Bartu, Mithatpaşa Stadı’nda Beşiktaş ile oynadıkları ve 4-2 kazandıkları maçta 2 gol attıktan sonra, Spor ve Sergi Sarayı’nda Galatasaray ile yaptıkları basketbol maçında 32 sayı kaydetti. Bugünün şartlarında bu hayal etmek gerçek dışıydı fakat o zamanlarda da Can Bartu gibisi yoktu.
4. A Milli Takım’da gol atan ve aynı zamanda gol yiyen ilk ve tek futbolcusu oldu
Futbolda Milli Takım formamızı 26 kez giyen Can Bartu, 6 gol kaydetmeyi başarmıştı. Hme basketbolda hem de futbolda Milli forma gururunu yaşayan Can Bartu, aynı zamanda Milli Takımımızın kalesini de korumuştu.
Bükreş’te 2 Kasım 1958’de yapılan Romanya maçında kaleci Turgay Şeren’in sakatlanıp oyundan çıkması üzerine 76. dakikada milli takım kalesine geçen Can Bartu, 85. dakikada Ahmet Berman’ın ters vuruşuyla bir gol yedi. Can Bartu, böylece milli takımda hem gol atan hem gol yiyen tek futbolcu oldu.
5. Fenerbahçe’deki başarı İtalyanların gözünden kaçmadı, 6 yıl boyunca İtalya’da oynadı
Yeteneği Türkiye sınırlarını aşan Can Bartu için İtalyan yöneticiler kolları sıvamıştı. 1961 senesinde Fiorentina’ya transfer oldu. 1961-1962 sezonunda Fiorentina (14 maç, 2 gol), 1962-1963 sezonunda Venezia (30 maç, 8 gol), 1963-1964 sezonunda yeniden Fiorentina (10 maç), 1964-1967 yıllarında ise üç sezon ‘da (46 maç, 4 gol) oynayan Can Bartu, burada “Sinyor” lakabını aldı.
6. Can Bartu, Fiorentina ile forma giydiği ilk sezonda Avrupa Kupaları finalinde forma giyen ilk Türk futbolcu olmayı başardı
Sinyor, Fiorentina’nın Avrupa Kupa Galipleri Kupası’nda İspanya’nın ile 10 Mayıs 1962’de İskoçya’nın Glasgow kentinde oynadığı final maçında forma giydi ve Avrupa kupalarında final maçı oynayan ilk Türk futbolcu oldu.
7. İtalya’da 6 sene oynadıktan sonra tekrar Fenerbahçe’ye döndü, jübilesi ise Türk spor tarihinin en ironik görüntüsüne sahne olmuştu
Can Bartu çok özel bir sporcu, çok özel bir insandı. Herkes tarafından saygı duyulan ve sevilen bir insan olmayı karakteri sayesinde başarabilen nadir sporculardan birisiydi. Can Bartu, Metin Oktay’ın 1969 yılında ile Fenerbahçe arasında yapılan jübilesinde, Oktay ile formaları değiştirdi. Can Bartu, jübile maçında kısa bir süre sarı-kırmızılı formayla oynarken, Metin Oktay da sarı-lacivertli formayı giydi. 10 dakikalığına da olsa ezeli rakibi ve aynı zamanda ebedi dostu olan Galatasaray formasını giyerek unutulmaz anlara şahitlik ettirdi bizleri.
8. İslam Çupi’nin ağzından “Sahaların gelmiş geçmiş en büyük asili” cümlesini çıkarmayı başarmış, futbolu ayaklarıyla değil beyniyle oynayan harika bir sporcu
İslam Çupi’nin kaleminden “Can Bartu kim ne derse desin, Türk sahalarının gördüğü gelmiş geçmiş en büyük asilidir. Can 14 yıl zarfında hiçbir gün futbolun hamalı olmaya yanaşmamıştır.”
“Can’ın ayağındaki top hiçbir maçta sadistçe dövülmemiş, Bartu hiçbir hareketinde etinin kuvvetinden medet ummamıştı.” Cümleleri her şeyin özeti gibi.
9. Aktif sporculuk kariyerinin ardından spor gazeteciliği yaptı. Adı sonsuza kadar hatırlansın diye ismi Samandıra Tesisleri’ne verildi
Fenerbahçe Kulübünün, 25 Temmuz 2009 yılında Fenerbahçe Faruk Ilgaz Tesisleri’nde yapılan Yüksek Divan Kurulu Toplantısı’nda yönetim kurulunun önerisiyle yapılan oylama sonucunda Samandıra Kamp Merkezi’ne Can Bartu’nun ismi verildi.
Can Bartu, bir daha tekrar olmayacak harika bir karakterdi. Türk spor tarihi anılırken, ilklerin ve enlerin arasında kendisine her zaman yer bulacak ve mirası sonsuza kadar hatırlanacak.