1899 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin New York şehrinde İtalyan asıllı göçmen bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Al Capone, tarihin en ünlü ve acımasız suç örgütü liderlerinden biri olarak tarihe geçti. 1920’li ve 30’lu yıllar boyunca Amerika Birleşik Devletleri’nde terör estiren Capone, ardında korkunç eylemler, devasa bir suç imparatorluğu ve inanılmaz bir “yükseliş hikâyesi” bıraktı. Elbette bu yükseliş öyküsünde “altta kalanlar” da vardı. Capone, dünyaca ünlü bir suç imparatoru olma yolunda ilerlerken onunla amansız bir mücadeleye girişen ve en az onun kadar acımasız olan fakat yine de yeraltı dünyasının hakimiyetini elde edemeyen gangsterlerden en ünlüsü ise Bugs Moran isimli suçluydu. İşte ünlü gangster Al Capone’un en büyük rakibi Bugs Moran hakkında bilmeniz gerekenler.
Bugs Moran, 21 Ağustos 1891’de Minnesota’da, Adelard Leo Cunin ismiyle dünyaya geldi
Jules Cunin adında bir Fransız ile Marie Diana Gobeil adında Kanadalı bir göçmenin oğluydu. Yaşamının ilk yıllarına bakıldığında bu Fransız asıllı Amerikalının kanlı çete savaşlarının ana aktörlerinden biri olacağını, tarihin en ünlü suç örgütü liderlerinden Al Capone’un en büyük rakibi haline geleceğini herhalde kimse tahmin edemezdi.
Adelard Leo Cunin, babası ile yaşadığı anlaşmazlıklar sebebiyle 18 yaşındayken ailesini terk etti
Şikago’ya yerleşmişti. Bu kararı, genç Amerikalının yaşamındaki en önemli kırılma noktalarından birini oluşturacaktı. Cunin, Şikago’ya adımını attığı ilk günlerde limandaki depoları yağmalayan ve çoğunluğu kendi yaşıtlarından oluşan bir çeteye katıldı.
Bugs Moran ismini de Şikago’daki ilk zamanlarında benimsedi
Bir soygun esnasında suçüstü yakalanmış, adını soran polislere George Bugs Moran yanıtını vermişti. Bu, suç dünyasındaki ilk adımlarını atan gencin aklına gelen ilk isimdi. Takip eden yıllarda da bu isimle anılacaktı.
George Moran, dönemin önemli suç merkezlerinden biri olarak öne çıkan Şikago’nun tanınan suçlularından biri haline geldi
O yıllarda en temel faaliyet alanı ise hırsızlıktı. Öyle ki henüz 21 yaşına bile gelmeden 3 kez hapse girip çıkmıştı. Ancak 1920 yılında ilan edilecek bir yasak, onun da yaşamını değiştirecekti.
1920 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde içki yasağı ilan edildi
İçki yasağı yeraltı dünyasındaki konumunu sağlamlaştırmak ve bir üst lige çıkmak isteyen suçlular için benzersiz bir fırsat yarattı. Moran bu durumun farkında olan suçlulardan yalnızca biriydi.
İçki kaçakçılığı sayesinde önemli bir ekonomik güce kavuşan George Bugs Moran, yeraltı dünyasının en önemli isimlerinden biri olmayı başardı
Dean O’Banion, Vincent Drucci ve Hymie Weiss gibi önemli suç örgütü liderleri ile ittifak içerisine girmiş, North Side Gang (Kuzey Yakası Çetesi) olarak anılan yapının yöneticilerinden ve en önemli isimlerinden biri haline gelmişti. Çete, adından da anlaşılabileceği gibi Şikago’nun kuzey bölümünde hakimiyet kurmuştu. Kuzey Şikago, Moran’ın liderinden biri olduğu çete tarafından yönetiliyordu.
Aynı dönemde şehrin güney bölümü ise Al Capone’un kontrolündeydi
Evet, Şikago iki büyük suç örgütüne ev sahipliği yapıyordu. Ancak her iki taraf da şehrin kontrolünü tamamıyla eline geçirmek istiyordu. Üstelik Moran, Al Capone’a karşı kişisel bir husumet duyuyordu. Çünkü inançlı bir Katolik olan Moran, Capone’u “prensip sahibi olmamakla” suçluyor, onu basit bir suçlu olarak görüyordu.
Şehri paylaşmak için kıyasıya bir rekabet içerisine giren yapıların mücadelesinde sıcak çatışma kaçınılmazdı
Taraflar, birbirlerinin önemli isimlerine suikastlar düzenliyordu. Kanlı çatışmalar, kalabalık baskınlar, acımasız infazlar… Şikago, 1920’li yıllarda Bugs Moran ile Al Capone arasında amansız bir savaşa sahne oluyordu.
Kuzey Yakası Çetesi, 1926 yılında Al Capone’a bir suikast düzenledi
Ancak Capone, saldırıdan kurtulmayı başardı. Bu başarısız girişim iki suç örgütü arasındaki savaşın daha da şiddetlenmesine neden oldu. Öyle ki Al Capone, rakip çetedeki tüm önemli isimleri ortadan kaldırmayı başardı, Bugs Moran hariç. Böylece Capone düşmanlarının sayısını bire indirmiş, Bugs Moran ise güçlü bir suç örgütünün tek lideri haline gelmişti.
Kuzey Yakası Çetesi’nin 1926’daki suikast girişiminin karşılığı 1929 yılında verildi
1929 yılına gelindiğinde Moran, Capone’un başına tam 50.000 dolar ödül koymuştu. Çete üyeleri arasındaki kanlı çatışmalar tüm hızıyla devam ediyordu. İşte tarihe “Sevgililer Günü Katliamı” olarak geçen olay aynı yıl meydana geldi. 14 Şubat 1929’da Kuzey Yakası Çetesi’nin tuzağa düşürülen 7 üyesi korkunç bir şekilde infaz edildi.
Suç dünyası, katliamın arkasındaki ismin Al Capone olduğundan şüphe duymuyordu
Bununla birlikte saldırının Bugs Moran’a yönelik olarak düzenlendiği de bilinen bir şeydi. Çünkü normal şartlarda Moran’ın da saldırı anında olay yerinde olması gerekiyordu. Ne var ki basit bir tesadüf sonucunda olayın gerçekleştiği garaja gitmekten vazgeçmişti. Moran, ölümden kıl payı kurtulmuştu.
Bugs Moran, saldırıdan kurtulmayı başardı ancak adaletten kaçması mümkün olmadı!
Takip eden yıllarda Al Capone, en büyük rakibine karşı büyük bir üstünlük sağladı. Çünkü yargı ve siyaset dünyasında da önemli isimlerle irtibat kurmayı başarmıştı. Oyunu Moran’ın hiç bilmediği bir sahaya taşımış ve en büyük rakibini ekarte etmişti.
1946 yılında tutuklandı
İşlediği diğer suçlar hesaba katılacak olursa hapsi boylamasına neden olan banka soygunu suçu, son derece hafifti. 10 yıllık cezasının ardından 1956’da, sahip olduğu her şeyi kaybeden eski bir suç örgütü lideri olarak dışarı çıktı. Ancak kısa bir süre sonra 1945 yılında gerçekleşen başka bir soygun sebebiyle yeniden tutuklandı.
Ömrünün 10 yılını parmaklıklar ardında geçiren Bugs Moran 1956 yılında, tutuklu bulunduğu hapishanede hayatını kaybetti
Kaynak: 1