Uyuşturucu bağımlılığı insanlığın yaşadığı en önemli sorunlardan biri. Özellikle de son yıllarda.
Peki bağımlılık hakkında ne biliyoruz? Bu konuda her kafadan bir ses çıkmasına rağmen, insanların neden uyuşturucu kullandığını bilen kişi sayısı oldukça az. Akıllardaki en büyük soru ise şu: İnsanların bağımlı olmasına sebep olan şey sadece kullandıkları maddeler mi?
Tarihte yapılış bazı deneyler, bu sorunun cevabını bulmuş olabilir. Hatta bağımlılığın üstünden nasıl gelinebileceğini de.
Gelin şimdi hep beraber bağımlılıkla ilgili bilmediğimiz bazı gerçekleri öğrenelim:
Bir insan nasıl eroin bağımlısı olur?
Eroin bağımlılığı eroin yüzünden olur. 20 gün boyunca eroin kullanırsanız 21. günde vücudunuz fiziksel olarak daha fazlasını arzulayacaktır. Çünkü uyuşturucuda bağımlılık yapan kimyasallar vardır. Bağımlılık da budur. Ancak bunda bir aldatmaca var.
Bağımlılık hakkında bildiğimiz neredeyse her şey yanlış
Örneğin kalçanızı kırdığınızda hastaneye götürülüyorsunuz ve size haftalarca, belki aylarca yüksek miktarda diamorfin verirler. Diamorfin, eroindir.
Diamorfin sokakta bulabileceğinizden çok daha güçlü bir eroindir
Çünkü uyuşturucu satıcısının sulandırmaya çalıştığı maddelerle kirlenmiştir. Şu anda çevrenizde hastanelerde kaliteli eroin verilen bir sürü hasta var. Yani en azından birileri bağımlı olmalı değil mi? Ama bu olay yakından incelendi ve öyle bir durum söz konusu değil. Peki neden hastanelerdeki insanlar bağımlı değil?
Bağımlılıkla ilgili fareler üzerinde birçok deney yapıldı
Bağımlılık hakkındaki şu anki teorimiz 20. yüzyılın başlarında yapılan birtakım deneyden ilham alınarak oluşturuldu. Deney çok basitti: Bir deney faresini iki suluklu bir kafese koyuyorsunuz. Bunlardan biri sadece su iken diğeri eroin veya kokainli suyla dolu oluyor. Bu deneyi her yaptığınızda farenin uyuşturuculu suya kafayı taktığını ve kendini öldürünceye dek içmeye devam ettiğini görürsünüz.
Psikolog Bruce Alexander bu deneye yeni bir bakış açısı kazandırdı
1970’lerde bir psikoloji profesörü olan Bruce Alexander, bu deneyle ilgili tuhaf bir şeyin farkına vardı. Fare kafese her zaman yalnız konuyordu. Bu sebeple uyuşturucu dışında yapabileceği bir şey yoktu.
Deney daha farklı yöntemlerde tekrar denendi
Bruce Alexande bu deney farklı yapılırsa neler olacağını merak etti. Böylece bir fare parkı kurdu. Daha doğrusu bir fare cenneti. Farelerin, renkli toplarının ve tünellerinin olduğu; oynayacak ve çiftleşecek bir sürü başka farenin olduğu bir kafes. Kısaca bir farenin isteyebileceği her şey vardı.
Bu deneydeki farklılık meyvelerini vermeye başladı
Fareler için hazırlanan bu parka yine normal ve uyuşturuculu suluklar kondu. Fakat İşin ilginç yanı, Fare Parkı’nda fareler nadiren uyuşturuculu su kullandı. Eroinli suya hiçbiri takılmadı, hiçbiri aşırı doz almadı.
Peki bu durum insanlar üzerinde de aynı etkiyi yaratıyor mu?
Belki sadece farelerde oluyordur diye düşünebilirsiniz. Ama aslında bunun insanlarla yapılmış bir şekli de var. Vietnam Savaşı. Amerikalı askerlerin yüzde yirmisi yüksek dozda eroin kullanıyordu. ABD’deki halk ise çok endişeliydi. Çünkü savaş bitince ABD sokaklarında yüz binlerce eroinman olacağını düşündüler. Ancak eve dönen askerler incelendi ve çarpıcı bir şey görüldü. Askerler rehabilitasyona gitmediler, hatta hiçbir sıkıntı yaşamadılar. Yüzde doksan beşi eve dönünce uyuşturucu kullanmayı bıraktı.
Aslında fareler de bizden çok farklı değildi
Çünkü yabancı bir ülkede korkunç bir ormana bırakıldığınızda, olmak istemediğiniz bir yerde, öldürmeye ve ölmeye zorlandığınız bir anda, eroin kullanmak zamanınızı geçirmek için makul gelebilir. Ancak güzel evinize, aileniz ve arkadaşlarınızın yanına dönmek, o ilk fare kafesinden alınıp insan Fare Parkı’na konulmakla eşdeğerdir.