Trafikten, gürültüden, kirlilikten, sıradanlıktan kurtulmak için; ‘mahkum’ olduğumuz şehir hayatının bizi yormasına biraz ara vermek için kaçış yolları ararız. Bozcaada’da evleri, bağları, koyları ve meydandaki çınarı kadar rahat kafalı halkıyla fırsat bulduğunda uğradığımız; iki selam çaktığımız cennetlerden biri.
Geçen yıl bu zamanlar Bozcaada yine gündemdeydi. Ada için hazırlanan ‘Çevre Düzeni Planı’na Bozcaada Forum’dan itiraz gelmişti. Plan, adanın neredeyse %90’ını yapılaşmaya açıyordu. Bozcaada’nın doğal, kültürel ve sosyal özellikleri göz ardı ediliyor, kontrolsüz yapılaşmanın ve rantın önü açılıyordu. O plan şimdi yeniden gündemde.
Peki “büyüklerimizin” düşünceleri gerçekleşirse adada neler değişecek?
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çanakkale ve Balıkesir’in tamamını kapsayan yeni bir imar planı hazırladı
8 Eylül 2014’te askıya çıkan plana göre; tarım alanları ‘bağ evi’, Akvaryum Koyu ‘kentsel gelişim alanı’ ile ‘turizm tesis alanı’ adı altında imara açılacak
Uydurduğunuz kılıflara adanın kargaları bile güler.
Ayrıca plana göre tarım alanlarında ‘tesisler’ açılabilecek. Bunların adına tarımsal tesis denilecek. Yedik mi? Bugün Akvaryum koyunun sırtlarında zaten villalar yükselmeye başlamış durumda. Yani “yeni” planlara karnımız tok.
Şehir plancıları ‘tarımsal tesis’ adı altında bölgeye 75-100-150 metrekarelik villaların yapılacağını savunuyor
Önceki deneyimlerden biliyoruz ki Türkiye’de çevre düzenlemesi ve imar planı adına yapılan değişikliklerin tek bir amacı vardır o da betona duyulan ilahi aşk.
Nedir bu villaların mevzusu?
Mevzu şu, adada her isteyen istediği gibi ev yapamıyor. Çünkü adanın florasını korumaya yönelik bir plan yürürlükte. Bu plan, sevgili gözü dönmüş rantçı kesimin arzularını tatmin etmekten çok uzak.
3. derece doğal sit alanı olan, doğal güzelliği ile büyüleyen Akvaryum Koyu ve çevresi ‘kentsel gelişim alanı’ olarak belirlendi
Peki kentsel gelişim ne demek? Orada oturanların içinde olmadığı bir plan yap, zorla dayat, istemeyen gitsin. Kalanın hayatı cehennem olsun demek. Ada komple “Tenedos Fantazya”, “Domates Reçeli Beach House”, “Polente Wild Sun” gibi bol kartonpiyer görgüsüzlüğünde yapılarla dolsun demek.
Allah rızası için doğayı korumayın
Doğa bilimcilerin dediği gibi, hükümetlerin ağzından ne zaman doğa koruma ile ilgili bir laf, ne zaman çevre düzenleme adı altında bir plan çıksa, anlamamız gereken şey belli: Yapılaşma geliyor. Talanın yolu açılıyor.
Adayı bilenler bilir, yoğun zamanlarda fırınlarda ekmek kalmaz, feribotla gelen ekmek dahi biter, ada kimi zaman naylon poşet cennetine döner. Bozcaada ancak yaradılışındaki özgür ruhunu koruyarak güzelleşebilir. Akvaryum koyunun su altına, Ayazma’nın rüzgarına, o rüzgara delilik yapan gelinciğe, kafadan çatlak kargalara, tepelerin ürkek sülünlerine, kekliklerine ve adanın ruhuna plan istemiyoruz.
Bu ünvanlarla birlikte adada yeni turistik tesisler açılabilecek
Özel ürün arazisi, mutlak tarım arazisi, dikili tarım arazisi adı altında yutturulmaya çalışan planların aslında yapılması düşünülen villa sitelerinin metrekare düzenlemesi olduğunu adanın kör kedicikleri dahi görüyor. Bu yüzden ada halkı da belediye de plana tepkili ve itirazlarını ortaya koymaya devam ediyorlar.
Adanın doğu bölgesi ‘turizm alanı’ olarak belirlenmiş durumda
Turizmin ne olduğunu karşı kıyıdaki komşularımızdan öğrenmenin zamanı geldi geçiyor. 12 Ada diye dövünüp durduğumuz adaların hangi şartlarla korunduğunu, adalara bırakın rant gözüyle bakmayı, kıyısına indirdiğiniz kayığın bile boyunun mühim olduğunu, tüm dünyanın neden “Yunan Adası” lafını bir turizm kalıbı olarak kabul ettiğini artık kavramamız gerekiyor.
Plana göre 20 metre genişliğinde bir de yol geliyor. Asfaltına kurban, siyah siyah ne de güzel olur
Adanın var olan yollarının gelişmiş bir turizm ülkesine yetmeyeceği aşikar. Adaya acilen bir havaalanı gerekiyor. 6 metrobüs istasyonu olmazsa Habbele Plajı’nda gitmek tam bir işkence olur. Hızlı trenin Geyikli’ye kadar gelerek, feribot iskelesinin yanından batma tünellerle adadan çıkmasına kim neden engel olsun. Hayaldi gerçek oldu demek çok şahane olmaz mı?
Planın raporuna göre şu anda 2.645 olan ada nüfusunun 2040 yılında 11 bin olması tahmin ediliyor
Büyük düşün Türkiye! Yaparsın. 2645 kişi ne ki 10 binleri, 20 binleri, milyonları düşün! Bozcaada biterse daha büyüğü var Gökçeada! Hem suyu falan da var. Büyük düşün Türkiye! Ulan aslında az aşağıda Midilli var kocaman! Orası bizim olacaktı ki vuracaktık kazmayı tam ortasındaki lagünün gözüne, ayıracaktık adayı ayva gibi ortadan ikiye. Sağ yarısını haremlik, sol yarını selamlık iki ada yapacaktık. Bir adayı yardık iki ada yaptık. Çılgınız olm!
Bu plan Bakanlık’ın Bozcaada için sunduğu ilk plan değil
Son da olmayacak. Senelerdir ısıtıp ısıtıp önümüze getiriliyor. Yılmak yok mücadeleye devam. Ada halkının ve yönetimin kararlılığını destekliyoruz.
2013’te hazırlanan 1/25 bin ölçekli imar planına adalılar yapılaşmaya yol açacağı için itiraz etmiş, dava açmıştı
Dava sürerken Çevre Bakanlığı 20 Ağustos’ta Çanakkale ve Balıkesir’in tamamını kapsayan 1/100 bin ölçekli bu planı sundu
Böylece davası süren 1/25 bin ölçekli plan otomatikman iptal olmuş oldu. Eskiden işler öne çıkan kanunların arkasından dolaşılarak aşılıyordu, şimdi direk kanunlara tekme tokat dalınıyor, olmuyorsa bir yolu bulunuyor. Dava mı açıldı, bakanlık mı yok? Daha geniş plan sun, içinde kıyısı denizi en güzel olanı da sok bitsin – gitsin. Ancak ülkede kıyısını, toprağını koruyan, yaşadığı yere saygısı bitmeyen insanlar da yaşıyor. Doğanın ve çevrenin hakkını sonuna kadar koruyacak hukukçular ve yöneticiler de bulunuyor. Adanın Akvaryum Koyu gibi cam koyları, narin gelincikleri, tek gözlü kedileri, topal köpekleri ve deli kargaları onlardan yardım bekliyor.