Botanik parklar, dünyanın farklı yerlerinde bulunan endemik bitki türlerini bir araya getirerek insanların çevreyi koruma bilinci geliştirmesine katkıda bulunuyor. Olağanüstü güzellikleriyle adeta bir huzur vahası olan bu parklar aynı zamanda bilimsel araştırmaların yapıldığı alanlar olarak biliniyor. İşte dünyanın farklı yerlerinde bulunan en güzel 9 botanik parkı…
1. Jardim Botanik Parkı – Rio de Janeiro, Brezilya
Corcovado Dağı’nın eteklerinde bulunan Jardim bahçesi, 1808 yılında Portekiz Kralı VI. John tarafından hindistan cevizi, biber ve tarçın gibi baharatların yetiştirilmesi amacıyla kuruluyor. Günümüzde 140 hektarlık bir alana yayılan bahçe, 6.500 bitki türüne ev sahipliği yapıyor. Parkta, 900 farklı palmiye ağacı türü bulunuyor. Parkın girişinde yaklaşık 750 metre uzunluğunda 134 palmiye ağacının sağlı sollu dizildiği Kraliyet Palmiye Yolu yer alıyor. 1992 yılında UNESCO’nun Jardim botanik parkını biyosfer koruma alanı ilan etmesiyle, bitkilerin korunması Patrimônio Histórico e Artístico Nacional’a devrediliyor. Park sadece botanik alanında değil tarihi, sanatsal ve arkeolojik öneme de sahiptir. Botanik bahçesinde bulunan araştırma merkezi, 32.000 materyalden oluşan geniş kapsamlı bir kütüphaneyi bünyesinde barındırıyor.
2. Brooklyn Botanik Parkı – New York City, ABD
1910 yılında kurulan botanik park, Brooklyn’in tam kalbinde Prospect Park’ta bulunuyor. 14.000’den fazla bitki türüne ev sahipliği yapmasıyla bilinen bu parkı her yıl bir milyon kişi ziyaret ediyor. Ziyaretçilerine interaktif öğrenme imkânı sunan bahçede; bitki bilimi, ekoloji ve sağlıklı beslenme alanlarında eğitimler veriliyor. 600’den fazla personeli ile dünyanın en büyük bitki araştırma ve koruma programlarından biri burada yürütülüyor. Aynı zamanda Japonya kültürüyle özdeşleşen kiraz çiçeği, Japonya dışında en iyi şekilde Brooklyn botanik bahçesinde yetiştiriliyor. Parkta, 42 ayrı türde 200’ün üzerinde kiraz ağacı bulunuyor.
3. Singapur Botanik Parkı – Singapur
Singapur Botanik Parkı, Güney Doğu Asya’nın en çok turist ağırlayan noktalarından biri. 183 dönümlük dev bir arazi üzerine yayılan bu park, 158 yıldır ziyaretçilerine görsel bir şölen sunuyor. Park içinde 3 ayrı gölet, zencefil bahçesi, evrim bahçesi ve 20.000’in üzerinde orkide türünün bulunduğu ulusal orkide bahçesi bulunuyor. Singapur Botanik Parkı’nın UNESCO dünya mirasları listesinde yer alan tek botanik park olduğunu da belirtelim.
4. Kraliyet Botanik Parkı – Sidney, Avustralya
Kraliyet Botanik Parkı, Sidney’in tam kalbinde gökdelenlerin arasında bulunuyor. Bu park Avustralyalılar için şehir hayatının ayrılmaz bir parçası olmuş durumda. Sidney Köprüsü ve Opera Binası manzaralı botanik park, kıtaya özgü bitki florasına ev sahipliği yapıyor. Aynı zamanda Avustralya ile özdeşleşen ve uçan tilki olarak bilinen meyve yarasaları da burada yaşıyor.
5. Kraliyet Botanik Parkı – Kew, İngiltere
Kraliyet Botanik Parkı, 50.000 bitki türü ve bir milyondan fazla bitki örneğiyle dünyanın en büyük bitki koleksiyonuna ev sahipliği yapıyor. Thames nehrinin hemen yanında konumlanan bu park, resmi olarak 1759 yılında kurulmaya başlıyor. Günümüzde bitki evleri, tapınakları, sanat galerileri, sarayları ve yürüyüş yollarıyla geniş bir alanı kapsıyor. Aynı zamanda 750.000’den fazla materyale sahip olan bir kütüphanesi bulunuyor. Kütüphanede, tarih boyunca dünyanın farklı yerlerinden toplanarak kurutulan 7 milyon parçalık bir herbaryum bulunuyor.
6. Denver Botanik Parkı – Colorado, ABD
1950’li yıllarda oluşturulmaya başlanan Denver Botanik Parkı, Amerika’nın en büyük bitki koleksiyonuna sahip parklarından biri. Büyüleyici güzelliğiyle görenleri kendine hayran bırakan Denver parkı, 43 ayrı bahçesiyle yok olmaya yüz tutmuş bitki türlerinin korunmasında önemli bir rol oynuyor.
7. Kirstenbosch Ulusal Parkı – Cape Town, Güney Afrika
Masa Dağı’nın doğu yamaçlarında yer alan Kirstenbosch Ulusal Botanik Parkı, 1913 yılında kuruluyor. 528 hektar büyüklüğündeki parkta, sadece Güney Afrika’da yetişen yedi bin bitki bulunuyor. 2015 yılında, Uluslararası Bahçe Turizmi Kurumu, Kirstenbosch’u yılın bahçesi ilan edince buraya olan ilgi artıyor. Ağaçların arasından kıvrılarak ilerleyen Boomslang isimli köprü, ziyaretçilerine parkı kuşbakışı izleme şansı sunuyor.
8. Montreal Botanik Parkı, Kanada
1931 yılında 75 hektarlık bir alan üzerine kurulan Montreal Botanik Parkı, her sene farklı bir konseptle ziyaretçilerini karşılıyor. Buranın bahçe sanatı dünyanın pek çok botanik parkının ilham kaynağı oluyor. Özellikle ağaçlardan yapılmış hayvan ve insan figürleri parkı cazibe merkezi haline getiriyor. Burası hem Kanada’nın endemik bitkilerine hem de Çin ve Japonya’dan getirilen çeşitli bitkilere ev sahipliği yapıyor. Uzak Doğu bitkilerinin sergilendiği bonsai ve penjing koleksiyonları kesinlikle görülmeye değer.
9. Nong Nooch Tropikal Parkı – Tayland
Nong Nooch; tiyaro alanları, restoranları, yürüyüş parkurları ve farklı temalardan oluşan bahçeleriyle geniş bir alana sahip. Botanik parkında yapılan yürüyüş, aynı gün içinde dünyayı dolaşmış gibi hissettiriyor. 17. yüzyıl Fransız bahçesi, Stonehenge ve Avrupa Rönesans bahçesi tüm dünya bitkilerini bir arada görme imkânı sunuyor. 1980’de halka açılan park, kısa sürede Tayland’ın en popüler turistik alanlarından biri haline geliyor.
BONUS: Atatürk Arboretumu – Sarıyer, İstanbul
Atatürk Arboretumu, İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi öncülüğünde 1961 yılında açılıyor. İstanbul’da doğayla baş başa kalmak isteyenlerin vazgeçilmez adresi olan bu bahçe, 345 hektarlık bir alan içinde binlerce bitkiye sahipliği yapıyor.
Kaynak: 1