Bu yazımızda, “Netflix yine yaptı yapacağını” dedirten oldukça eğlenceli ve derinlikli animasyon dizisi Bojack Horseman ile karşınızdayız. Bojack Horseman; 90’larda ünlü bir televizyon oyuncusu iken şimdilerde yıldızı sönmüş bir atın, Hollywood’da tekrar üne kavuşma çabalarını ve çevresiyle etkileşimini konu alıyor. Bojack’i Arrested Development dizisinden tanıdığımız Will Arnett seslendiriyor.
Bojack Horseman, Netflix’in en iyi orijinal yapımlarından biri olmakla beraber, maalesef ülkemizde henüz Stranger Things ve Narcos gibi yapımların eriştiği popülariteye erişemedi. Bunda, izleyicilerin animasyonlara genellikle ön yargılı yaklaşmasının da ufak bir payı olabilir. Ama merak etmeyin, biz insanların fikirlerini değiştirmek için buradayız! “Ya abi, ben çizgi film pek sevmiyorum açıkçası” diyerek sizi kestirip atmaya meyilli arkadaşlarınıza okutabilesiniz diye, Bojack Horseman izlemek için 7 sebebi bu listede derledik. Maksat herkes güzel dizilerden nasibini alsın, arkadaşlıklar bozulmasın… (Spoiler yok, gönül rahatlığıyla okuyabilirsiniz.)
1. Bojack Horseman, birbirinden ciddi ve derinlikli konuları işlemekte çoğu diziden daha başarılı.
Dizinin animasyon formatında olmasına aldanmayın. Karakterler sanal ortamda yaratılmış olabilir ama izleyiciye verdikleri duygular daha gerçek olamaz. Bazı eleştirmenlerin “Dramedy” olarak kategorilendirdiği Bojack, hem zeki esprileriyle güldürüyor hem de hassas konuları işlerken gerekli samimiyeti gösterebiliyor. Dizi; depresyon, alkol ve uyuşturucu bağımlılığı, kadın hakları, silah kontrolü ve ölümcül hastalıklar gibi oldukça ciddi konuları bile ajitasyona bağlamadan hem drama hem de komedi unsurlarını oldukça profesyonel bir şekilde birbirleriyle harmanlayarak seyirciye aktarıyor.
2. Çoğu sitcom karakteri, komedi unsurunu ön plana çıkarabilmek için tek boyutlu yaratılır. Bojack Horseman’da ise bunun aksine, oldukça nitelikli ve özdeşleşilebilir karakterler vasıtasıyla komedi yüceltiliyor.
Bojack Horseman’daki karakterler, geleneksel sitcomlardakinden daha farklı işleniyor. Her bir karakterin kendi özel hayatları, umutları, hayalleri ve kaygıları, komedi unsurlarını da içlerinde barındıracak şekilde muazzam bir uyum içinde resmediliyor. Özellikle Bojack karakterinin neden bu şekilde davrandığını ve kendisini bu şekilde ifade etmeyi seçtiğini flashbackler sayesinde geçmişine inerek öğreniyoruz. Oldukça işlevsiz bir aile düzeni, otoriter bir baba ve düpedüz ilgisiz bir annenin; bir çocuk (ve ileride yetişkin) üzerinde yaratabileceği olumsuz etkiler gerçekçi bir biçimde ele alınıyor.
Ana karakter Bojack’in hayatı, adeta bir psikoterapi seansı gibi dizi boyunca ilmek ilmek işleniyor. Fantastik elementleri bolca barındıran bölümlerde bile karakterler, iç dünyalarına yaptıkları yolculuklardan önemli ve derinlikli dersler çıkarabiliyor. Bojack’in her davranışının altında yatan önemli sebepler var ve dizi boyunca Bojack’in bu sebeplere karşı farkındalık kazanarak çevresinin de yardımıyla sorunlarının üstesinden gelmesini izliyoruz.
3. Karakter gelişimi sadece başrol Bojack ile sınırlı kalmıyor, yan karakterlerin evrimi ve birbirleriyle etkileşimi de diziye izlemesi oldukça keyifli bir derinlik katıyor.
Bojack’ın hayatı hakkında bir kitap yazması için tutulan Vietnam asıllı idealist entelektüel Diane; Bojack’in hırslı, çalışkan ve bir o kadar da samimi menajeri pembe İran kedisi Princess Carolyn; Bojack’in malikanesinde gerçekleşen çılgın bir partinin sonucunda onun evinde kalan ve 5 sene boyunca gitmeyen saf ama iyi niyetli şans küpü Tod ve Bojack’in meslektaşı optimist ve sadık bir Golden Retriever olan Mr. Peanut Butter, bu iyi işlenmiş karakterlerden bazıları… Diziye ismini veren Bojack’in yanı sıra bu karakterler de kendi geçmişlerinden kalan yaralarla yüzleşiyorlar ve bu süreçte kendilerini daha iyi tanımaya ve anlamaya çalışıyorlar. Böylece hikaye yalnızca Bojack’ın hikayesi olmakla yetinmemiş oluyor. Kurgu, bütün karakterleri etkiler hale geliyor.
4. Yetişkinlere yönelik yaratılan South Park, The Simpsons ve Family Guy gibi popüler animasyonların “bölüm odaklı” akışlarının aksine, Bojack Horseman’da hikâye sürekliliği ön plana çıkıyor.
Bojack Horseman’da yirmi dakikalık yan hikayelerin yanı sıra, devam eden ve sürekliliği olan hikayeler sezonu yönetiyor. Hikâye sürekliliği olduğu için sezon boyunca olan olayların karakterleri nasıl değiştirip geliştirdiğine şahit olabiliyoruz.
5. En önemli noktayı da atlamayalım. Bojack Horseman, gerçekten komik bir dizi.
Bojack Horseman’da, zekice yazılmış diyaloglarla esprilerin ardı arkası kesilmiyor. Dizinin güzel tarafı da buradaki espriler sahte gülme efektinin eşlik ettiği yüzeysel komikliklerden çok daha fazlasını sunuyor olması… Ciddi konuları işlerken bile bir şekilde komik yönlerini vurgulayabilen dizinin güçlü yanlarından birisi de, Hollywood’un dışarıdan ultra ihtişamlı görünen yaşamlarını kinayeli bir biçimde ele alabilmesi. Show dünyasının akıl almaz absürtlüğü ile insan psikolojisini yıkım noktasına getiren tüketim odaklılığı; dizide hem komik bir şekilde hem de oldukça zekice resmediliyor.
6. Ana kadro ve konuk oyuncuları seslendiren ünlülerin çoğu komedi dünyası duayenleri ve tanıdık isimlerden oluşuyor!
Ana kadroyu seslendiren ünlüler arasında Will Arnett, Mad Men ve Community’den tanıdığımız Alison Brie, komedyen ve yazar Amy Sedaris, komedyen Paul F. Tompkins ve Breaking Bad’den tanıdığımız Aaron Paul gibi ünlü isimler bulunuyor. Konuk oyuncular ise birbirinden ünlü! Olivia Wilde, Lisa Kudrow, Stephen Colbert, Anjelica Huston, J.K. Simmons, ve Kristen Schaal bunlardan yalnızca bir kaçı… Bojack’in en son çıkan sezonunda ise, Bohemian Rhapsody filminde efsanevi rock grubu Queen’in daha da efsanevi solisti Freddie Mercury’i canlandırarak adını oldukça geniş bir kitleye duyuran, Rami Malek bile karşımıza çıkıyor! Dizinin müziği de Black Keys grubunun bateristi Patrick Carney imzalı…
7. O kadar çok şey ayrıntıda gizli ki, her bir bölümü tekrar tekrar izleyerek yeni şeyler keşfetmeniz mümkün.
Çoğunluğu hayvanlarla ilgili kelime oyunlarından tutun, varoluşsal krizlerin trajikomik diyaloglar vasıtasıyla verilmesine kadar her bölüm ağzına kadar dolu. Çeşitli popüler kültür ikonlarına, kitaplara ve insanlara yapılan referansların ardı arkası kesilmiyor.
Keyifli izlemeler!