36 yıllık bir hayata sığan; 130 plak, 17 albüm, koskoca bir hayat felsefesi, şarkıları ile tüm dünyayı kucaklayan, barış diyen, sevgi diyen, “uyan ve yaşa!” diyen, zenginliği maddiyattan sıyıran, bir “ada müziği”ni efsanevi bir hâle getiren, hâlâ adı söylendi mi tanımayanı olmayan, sözleri dillere pelesenk, müzikte olduğu kadar futbolda da başarılı, pozitif insan… Evet, tek bir kişiden bahsediyoruz; Bob Marley.
Çok genç yaşta hayata veda etti Bob. İnandığı bazı değerler vardı, onları korudu. İnsanlığa her daim güzel bir şeyler aşılamak için uğraştı. Kısacak ömründe öyle güzel sevgiler biriktirdi ki… Yalnızca müzik adamı değildi çünkü. Her yerde ona dair bir şeyler görüp duymamızın da etkisiyle hâlâ aramızda ve hep kalbimizde hissettiğimiz bu –kelimenin tam anlamıyla- “iyi insan”ın hayatına göz atalım ve onu sevmek için daha bir sürü neden bulalım.
1. Üstü metal plakalarla kaplı 20 metrekarelik bir barakada doğan Bob, geldiği yeri ve aç yattığı geceleri hiç ama hiç unutmadı
“Sadece çocukken güler insan, diğerleri palavra. Çünkü insan büyüdükçe komikliklere değil, acılara gülmeyi öğrenir aslında.”(Bob Marley)
Jamaika’nın kırsal bir yerinde doğan Bob Marley (gerçek ismi Robert Nesta Marley), inek sağar, eşek üstünde vakit geçirir, tarımla uğraşırdı. Yaşadığı yerde ay ve güneş dışındaki tek ışık kaynağı; ateş böcekleriydi. Ve Bob o kadar çok gece aç uyumuştu ki… Siyahi insanların ne kadar ezildiğini görmüş ve yaşamış biri olarak, ömrü boyunca bu insanların maddi-manevi yanlarında olmak için uğraştı.
2. Beyaz bir baba ile siyahi bir annenin çocuğuydu; “Ben ne siyahların tarafındayım, ne de beyazların.” diyerek tüm insanlığı kucaklardı
“Sen kim oluyorsun ki benim yaşadığım hayatı yargılıyorsun? Ben mükemmel değilim ve olmak zorunda da değilim! Parmaklarınla beni göstermeye başlamadan önce kendi ellerinin temiz olduğundan emin ol.” (Bob Marley)
“Ben Tanrı’nın tarafındayım.” diye eklerdi. Melez olmasından dolayı dışlandığı zamanlar olmuştu. Hatta siyahi görünmesine rağmen, sırf melez olduğu için ona “beyaz çocuk” diyenler vardı.
3. Jamaika gibi tınlanmayan bir ülkeden çıkan bu adam, üstelik çok da bilinmeyen bir müzik tarzı olan Reggae ile efsane olmayı başardı
“Eğer insanların hayatına müzik ve sevgi aşılarsan onları tedavi edebilirsin.” (Bob Marley)
Mensup olduğu Rastafarianizm dininin ilahilerindeki ezgilerden ortaya çıkan bir müzikti aslında Reggae. Çevresindeki neredeyse herkes müzikle uğraşıyordu zaten. Ufak yaşlarda ağaç kabuklarından, hayvan derilerinden müzik aletleri yapıp çalıyorlardı. Fakat en büyük adımı, gitar alabilmesiyle attı. Hatta bu yüzden evden kovulduğu bile söylenir, “bu parasızlıkta gitar senin neyine?” şeklinde. Müthiş bir şekilde gitar çalıyor, harika sözler yazıyor ve dinletirken insanları kendinden geçiren bir şekilde bunları söylüyordu. Önce melodiyi hissedip sözleri sonra yazıyordu.
4. Dünya güzeli olarak seçilen sevgilisi Cindy Breakspeare: “Ona hayır diyebilecek insan yoktu.” Şaşırdık mı?
“O’nun ilk aşkı olmayabilirsin, son aşkı da; hatta bir tanesi de, daha önce aşık oldu, tekrar olabilir… Ama şu an seni seviyorsa daha ne olabilir ki? Tıpkı senin gibi, o da mükemmel değil ve ikiniz birlikte asla mükemmel olamayabilirsiniz. Ama şayet o seni güldürebiliyorsa, iki kez düşündürebiliyorsa -kabul edersin ki; insanlar hata yaparlar- onu seninle tutmaya çalış ve ona verebileceğin her şeyi ver. Seni günün her anında düşünmüyor olabilir ama sana kırabileceğini bildiği bir parçasını verecektir -kalbini. yaralama onu, değiştirmeye çalışma, çözümlemeye kalkma ve verebileceğinden fazlasını bekleme. Seni mutlu ettiğinde gülümse, kızdırdığında fark etmesini sağla ve yokken özlediğini bil…” (Bob Marley)
Kadınlar üzerindeki etkisini tahayyül edebilmek zor değil zaten. Cindy ile beraberliği gazetelerde “Dünya Güzeli ile Yabani Adam” olarak manşet edildi. Bob Marley, Rita adında bir öğretmen ile evliydi. 7 kadından toplamda 11 çocuğu vardı.
5. Çok basit şarkı sözlerine, çok derin anlamlar yüklemeyi başarırdı ve onun hayat felsefesine ilişkin sözlerinde hepimiz mutlaka kendimizden bir şeyler bulur olduk
“Tek sevgi, tek yürek
Haydi hep bir araya gelelim ve iyi hissedelim.” (One Love şarkısından)
Juddy Mowatt onu “müzik ansiklopedisi” olarak tanımlamıştı. Şarkı sözü denilince aklınıza ilk gelenlerden biri “No Woman No Cry” olduysa eğer, orayı da bi aydınlatalım. Bob Marley orada laf sokmalı bir şekilde “Kadın yok, ağlamak yok” demiyor, “Hayır kadınım, hayır ağlama” diyor. Hatta bu şarkısı birçok ülkede bebeklere ninni olarak söyleniyor. Marley’in şarkı sözleri dışında, hayata dair sözleri de en doğru yorumları yapabilmek için öyle süslü cümlelere ihtiyaç olmadığını kanıtlar nitelikte.
6. Hep “barış, barış, barış” derdi: Afrika insanlarına yaptığı insancıl yardımlar nedeniyle Birleşmiş Milletler ona “Barış Madalyası” vermişti
“Dünyayı daha kötü hale getirmeye çalışanlar bir gün bile durmazken, ben nasıl durayım? Karanlığı aydınlat.” (Bob Marley)
Jamaika’nın en önemli olan Merit’e de layık görüldü ama almaya ömrü yetmedi ne yazık ki.
7. Konserlere çıkmadan önce futbol oynardı: “Futbol benim bir parçamdır. Oynadığım zaman çevremdeki dünya uyanır. Futbol, özgürlüktür!”
“Ben futboldan önce müziği sevdim. Eğer önce futbolu sevseydim, bu biraz tehlikeli olabilirdi. Çünkü futbol çok şiddetli. Bir adam sahada sizinle zorlu bir mücadeleye girdiğinde, içinizde savaş duyguları canlanmaya başlıyor.” (Bob Marley)
Rastalı saçları, dumanlı fotoğrafları, cool duruşu ile bildiğimiz müzik dehâsı bir adamı ayağında bir topla sahada koşmasını hayal etmekte zorlanabilirsiniz. Ama onun öyle bir futbol sevdası vardı ki, uzun turnelere gideceği zaman ilk şartı, konser alanının bir futbol sahasına yakın olması olurdu. Pele hayranıydı ve Santos FC taraftarıydı. Takım arkadaşları topu ondan bir türlü çalamazlardı ve ona “Kaptan Bob” derlerdi. Marley’in babasının lakabı da “Kaptan”dı.
8. Ah be Kaptan Bob! Tutku derecesinde sevdiği futbolu oynarken yaralanan ayak başparmağı enfeksiyon kaptı ve bunun sonucunda melanoma kanserine yakalandı
“Eğer mutlu olmak istiyorsan, hiç kimseden bir şey bekleme.” (Bob Marley)
Ayağını dinlendirmesi gerekiyordu ama doktorları dinlemeyerek futbol oynamaya devam etti.
9. Rastafarianizm dinine mensuptu ve inandığı değerler uğruna fedakârlıktan kaçınmazdı, sonunda ölüm dâhi olsa…
“Gerçek şu ki, herkes seni incitecek. Yapman gereken tek şey, acı çekmeye değer birini bulmak.” (Bob Marley)
Rastafarianizm, dünyada çok fazla mensubu bulunmayan bir din. Bob Marley de bu dinin lideri ve simgesi hâline gelen bir isimdi. İnancı, tüm hayatını; stilini, müziğini etkilemişti. Bob Marley’in üzerinde sürekli olarak gördüğümüz kırmızı, yeşil, siyah ve sarı renklerin hepsinin bir arada bulunduğu kıyafetlerin anlamı da burada gizliydi:
Kırmızı, yeşil ve sarı renkleri Etiyopya bayrağı, siyah Afrika halkını temsil eder. Her bir rengin kendi anlamı var ve bunlar Rastafaryanlar için çok önemli. Sarı; bütün altın, mücevher ve hazineler için. Yeşil; insanların, üzerinde yürüdüğü dünya. Kırmızı ise siyah halkın dökülen kanı.
a. Et yemezdi
Rastafaryanlar vejeteryan olurlar. Kabuklu deniz hayvanlarını da yemezler. Alkol ve sigaraya da sıcak bakmazlar ama ilginç bir şekilde marijuana onlar için vazgeçilmezdir çünkü bu şekilde Tanrı’ya yakın olduklarını düşünürler.
b. Rastafaryanlar saçlarını kesmez ve yıkamazlar; Bob’un kendisiyle özdeşleşmiş saç stili de buradan geliyordu
Marley, bu saç biçiminin “moda” olarak tercih edilmesine karşıydı. Saçın orijinal ismi “Dreadlock” aslında ama Rasta olarak biliniyor. Hastalığı ağırlaşınca kemoterapiye girmeye başladığı sırada saçlarını mecburen kesmişti ve herkes onu ilk kez böyle görmenin şaşkınlığını yaşamıştı. Yakın çevresi, saçlarını kestiği gece Bob’un ne kadar zorlandığını anlatmaya kelimeler bulamıyor.
c. Rasta mezhebine göre, ne olursa olsun vücuttan uzuv kesmek yasaktı; mezara tüm bedenle girilmeliydi. İşte bu madde, Marley efsanesinin sonu oldu…
Doktorlar Bob’un ayak başparmağının bir kısmını kesmek istediler. Böylece kurtulma şansı olacaktı. Fakat bu durum dini inancına ters düştüğünden reddetti ve daha çok ama çok genç bir yaşta, 36 yaşında, dünyadan “bedenen” ayrıldı. Mezara; hayatı boyunca elinden bırakmadığı kırmızı Gibson Les Paul gitarı, futbol topu, marijuana filizi, İncil ve Etiyopya prensi tarafından hediye edilen yüzükle gömüldü.
10. Vazgeçmek mi, o da ne? Vasiyet bile yazmamıştı, “vazgeçmek olur” demişti; mal mülkle de pek işi olmazdı zaten
“Gülmek her zaman mutlu olmak için değildir. Bazen öyle gülmeler vardır ki; en büyük acıları gizlemek içindir.” (Bob Marley)
Hastalığı çok ağırlaştığı hâlde konserlere çıkmaya devam etmiş, çevresindekilerin “bayılacak şimdi” korkusuyla izledikleri bir dönemde bile sahneden inmemişti. Doktorlara göre o dönem yaşaması bile mucizeydi. Son günlerinde onunla ilgilenen hemşireler, ne kadar pozitif bir insan olduğunu söylüyorlar.
Ölümünün üzerinden 28 sene geçtiği 2009 senesi verilerine göre; albümü 10 milyon adet sattı! Şimdiler de hâlâ yılda en az 250.000 adet satıyor. Fakat Bob Marley yaşıyor olsaydı bile, bu albüm satış rakamlarını ve para getirisini umursamayacak bir insandı. Ona göre, insanlar zenginliği yanlış tanımlıyorlardı.
Bonus 1: Her sözü gibi, oğluna söylediği son sözler de hepimize ders olsun: “Para, hayatı satın alamaz.”
https://www.youtube.com/watch?v=GxSt1dmDoJs
“İhtiyacımız olan sadece sevgiydi…” (Bob Marley)
Bonus 2: “Bob Marley hakkındaki tüm detayları öğrenmek istiyorum” diyenler için, Türkçe altyazılı hâliyle “Marley” belgeseli
https://www.youtube.com/watch?v=Okk9HKT8I5o
“Yargılama, önce kendini yargılamadan.
Yargılama, yargıya hazır değilsen.” (Judge Not şarkısından)
Müziği güzel, felsefesi güzel, gülüşü güzel, gönlü hepsinden güzel adam… Unutulman mümkün mü? Sevgiyle kalın; o, öyle isterdi.
Kaynaklar:
Vikipedi
Marley Belgeseli
http://www.rerererarara.net/sozluk.php?t=bob+marley
https://tr.wikiquote.org/wiki/Bob_Marley