Bilim kurgu antolojisinin günümüzdeki amiral gemisi Black Mirror’un sevenlerine beyin yakacak, etkisinden çıkılmayacak alternatif yapımlara ne dersiniz?
Modern toplumun en sert eleştirilerinden biri olarak hayatımıza giren Black Mirror, yayımlandığı ilk günden bu yana adını unutulmayacaklar listesine yazdırdı. Kült sözcüğünün karşılığını hakkıyla veren yapım, dünya çapında on milyonlarca izleyicinin “favori”lerine girdiği gibi yerini kolay kolay kaybetmeyecek gibi duruyor.
İngiliz yapımı Black Mirror, adeta bir akım başlatmışken bu yapımın ayarında dizi izlemek isteyenlere de sunulabilecek farklı seçenekler yok değil.
Zamanınızı keyifle geçirmenizi sağlayacak “Black Mirror” alternatifleri için yazıya göz gezdirmeniz yeterli.
1. Dead Set
En popüler zombi dizisi şüphesiz izlerken yerimizde duramadığımız ve tırnaklarımızı yememize sebep olan The Walking Dead’ti. Ancak sinemadaki “zombi” konulu ilk filmin tarihçesi yaklaşık 90 yıl öncesine götürüyor bizi. Yönetmenliğini Victor Halperin’in yaptığı 1932 yapımı White Zombie filmi zombi maceralarının ilki olarak kabul ediliyor. Dönemin koşullarında yaratılan bu film bu izleyicinin beklentilerini karşılayamayacak olsa da bir İngiliz yapımı bu ihtiyacı karşılayabilecek durumda gözüküyor.
Dead Set ise bir BBG evinde yürüyen ölüler ile nefes alan ve onların dişlerinden kurtulmaya çalışan bir grubun macerasını konu alıyor.
Yarışmanın olağan akışı gereği final akşamının hazırlığı yapılıyor ekranda. Sinirler gergin ve bir hengamedir gidiyor. Açığa çıkan stres yapım ekibi ile yarışmacıların yüzlerine yansıyor. İçeride tam bir kaos var. Aslında daha büyük ve ölümcül bir kaosun öncüsü niteliğinde küçücük sayılabilecek bir kaos… Bu final akşamı bir anda kimsenin anlam veremediği ölüm kusan bir geceye dönüşüyor. Çünkü ülkede sebebi anlaşılmayan bir şekilde zombi salgını başlayıveriyor. Ülkedeki tek güvenli alan ise işte bu yarışmacı ve yapım ekibinin mahsur kaldığı izole edilmiş ev. Çıkın bakalım dışarı. Çıkabilecek misiniz?
2. Inside No.9
Tıpkı Black Miror gibi birbirinden bağımsız bölümlerden oluşan yapımın coğrafyası yine İngiltere. Birbiriyle bağımlı olmayan bölümlere rağmen her bölümün dizinin ismindeki 9 rakamıyla ilişkilendirildiğini görüyoruz. Diziyi bir sınıfa dahil etmemiz gerektiğinde en uygunu kara komedi türü gibi duruyor. Beyninizin içinde senaryo yaşamak için oldukça elverişli bir akış var. İşleyiş güldürüler bir anda “heee ya” etkisi yaratabilecek özgünlükte. İlk yayımlandığı 2014 yılından bu yana toplam beş sezonda 26 bölümün yer aldığı dizinin her bölümündeki “son”lara ağzınız açık kalacak. Biraz daha yumuşatmak gerekirse, büyük olasılıkla hiç beklemediğiniz son sahnelerle karşılaşacaksınız.
3. Utopia
Belki de gerçek dışılığı nedeniyle ilgi çekici bir kelime olan ütopya sözcüğü edebiyattan, siyasete birçok zeminde kendine yer buluyor. Utopia ise tek bir soru cümlesiyle özetlenebilecek kadar yalın ve müzikleri ile muhteşem uyumun sağlandığı görsel zenginliklerle mutlaka izlemeniz gereken bir yapım. Cümleye gelirsek, “insanlığın sonunu getirmek için ne yapmak gerekir?”
4. Humans
Teknolojik gelişmelerin etkisiyle daha modern ve aklımızın sınırlarını zorlayacak yeni teknolojilerin yaratılmasını sağlayan “robotlarlar insanlar” arasındaki ilişkiyi konu edinen yapım sizi geleceğe dair umutla karışık korkuya davet ediyor.
Sizce insanların yarattığı robotlar ile bizler arasındaki ilişki nasıl gelişir? Türkiye özelinde düşünmemek kaydıyla.
Dizinin IMDb puanına bakacak olursak, 8.1’lik etkileyici bir geri bildirim çıkıyor karşımıza.
5. Electric dreams
IMDb’de 7.3 puan alan yapımda, tek sezon ve 10 bölüm yer alıyor. Dizinin belkemiğini ise Philip K. Dick’in kısa hikayeleri oluşturuyor.
Dizinin senaryosu Amerikan ve İngiliz yazarların kaleminden çıkıyor. Black Mirror’dan çalıntı olduğu eleştirileri gelirse kulağınıza, çok ciddiye almayın. Bu eleştiriler ilk bakışta doğru gibi gelecek ancak sonrasında farkı rahatlıkla anlayacaksınız. Özetle, aynı filmi izliyormuş kaygısına kapılmanıza hiç gerek yok. İzleyin, görün.