II. Dünya Savaşı, tarihin gördüğü en büyük yıkımlardan biriydi. Savaş nedeniyle 60 milyondan fazla insan yaşamını kaybetti, 100 milyondan fazla insan bu korkunç savaştan doğrudan etkilendi. Böylesine büyük bir yıkım, beraberinde korkunç kötülüklerin de ortaya çıkmasına neden oldu. Ancak Japon İmparatorluk Ordusu tarafından kurulan ve 731. Birim veya Japonlar arasındaki yaygın söylenişi ile “Birim 731” isimli yapı, akla hayale gelmeyecek kötülüklerle tarihe geçti…
731. Birim, ele geçirdiği tutsaklar üzerinde insan aklının sınırlarını zorlayacak denli acımasız deneyler gerçekleştiriyor hem dolaylı hem de doğrudan binlerce insanın ölmesine neden oluyordu. Nitekim yolu bir şekilde bu korkunç birliğe uğrayan hiçbir tutsak, sağ olarak kurtulmayı başaramadı! İşte tarihin en korkunç ve acımasız tesislerinden, Japon ordusuna ait 731. Birim hakkında bilmeniz gerekenler…
Uyarı: İçerikte hassas fotoğraflar bulunmaktadır.
Birim 731, Çin-Japon Savaşı sırasında İmparatorluk Ordusu tarafından kuruldu
Ancak birimin esas ve korkunç faaliyetleri, Japonya’nın Mançurya bölgesini işgal etmesiyle birlikte başladı. Bölgede bu korkunç birlik için inşa edilen binaların tamamlanmasıyla, Birim 731 adlı yapı, binlerce insanın yaşamını kaybetmesine neden olacak acımasız faaliyetlerine başlamış oldu. Ancak bu korkunç birim, dışarıya karşı son derece yardımsever bir imaj çiziyordu…
731. Birim resmi olarak “Salgın Hastalıkları Önleme ve Su Arıtma Merkezi” olarak isimlendirildi
Japon ordusunun acımasız birimi, bu aldatıcı isim sayesinde Mançurya halkından gelecek tepkilerin önüne geçmek istiyordu. Sözde, işgal ettikleri topraklardaki silahsız insanların salgın hastalıklardan korunmasını sağlayacak ve onlar için temiz su kaynakları oluşturmaya çalışacaklardı. Ancak elbette birim, hiçbir zaman hiçbir Mançuryalıya en ufak bir yardımda bulunmadı…
Birim, 1945 yılında Sovyet ordularının bölgedeki varlığını sonlandırmasına kadar binlerce insanın ölümüne, binlercesinin de büyük acılar çekmesine neden oldu
Birliğin korkunç eylemleri arasında biyolojik silah testlerinden salgın hastalık deneylerine kadar pek çok acımasız şey vardı. Kötü muamele, işkence, tecavüz ve ölümse birimin kurduğu tutsak kamplarında günlük yaşamın sıradan bir parçasıydı…
Gerçekleştirilen en korkunç deneylerden biri “donma testiydi!”
Birimde görev yapan Yoshimura Hisato isimli fizyolog özel olarak hipotermi üzerine çalışıyordu. Üstelik Japon ordusunun esaretinde tutulan binlerce Çinli birer insandan ziyade, Hisato’nun çalışmaları için kullanabileceği denekler olarak görülüyordu!
Donma testi adı verilen bu deneylerde tutsak Çinlilerin uzuvları, uzun saatler buz kalıplarının içerisinde tutuluyordu. İnsanların uzuvları tamamen donduktan sonra, tedavi yöntemleri üzerine çalışılıyordu. Kimi zaman Çinlilerin donmuş vaziyetteki el veya bacakları sıcak suyun içerisine sokuluyor, kimi zamansa donmuş uzuvlar doğrudan çıplak ateşin üzerinde bekletiliyordu. Bazen, tamamen donmuş bir insan uzvuna ne olacağını görmek isteyen Hisato, talihsiz Çinlileri donmuş uzuvlarıyla baş başa bırakıyordu…
Birimin görevlerinden biri de savaş sırasında hastalanan veya yaralanan Japon askerlerinin savaşmaya devam etmesini sağlayabilecek bir yöntem geliştirmekti
Elbette, hastalanan veya yaralanan insanlara ne olduğu da yine tutsaklar üzerinde yapılan deneylerle cevabı bulunmaya çalışılan bir soruydu! Böylece genç ve yaşlı, erkek ve kadın ve hatta çocuk tutsakların bedenleri diri diri kesiliyor, savaş ortamındaki yaralanma anının bir benzeri canlandırılıyor ve insanların hangi yararlar nedeniyle öleceği, hangi yararlardan sağ kurtulacağı test ediliyordu…
Üstelik “diri kesim” olarak adlandırılan bu uygulamalar, yalnızca basit yaralanmalarla sınırlı değildi. Örneğin bir tutsağın kolu kesiliyor, sonra bir başka tutsağın kesilmiş uzvunun yerine dikiliyordu! Ayrıca bu deneyler kapsamında pek çok insanın vücudu inanılmaz ağırlıklar altında eziliyor, böylece askerlerin hangi ağırlıklardaki enkazlardan sağ çıkabileceği araştırılıyordu…
Birim 731 Japon ordusundaki silahların test edilmesinden de sorumluydu
Daha doğrusu hangi silahın, düşmanda nasıl bir hasar bıraktığını test etmekten! Bunun için Japon ordusunun envanterindeki silahlar birliğe getiriliyor, Çinli tutsaklardan bir açık hava poligonu oluşturuluyor ve test aşamasına geçiliyordu…
Öyle ki askerler tarafından kullanılan farklı el bombalarının ne kadar insan öldürebileceği dahi bu testlerle ölçülüyordu! Onlarca tutsağın arasına farklı el bombaları bırakılıyor, daha sonra hangi bombanın kaç kişiyi öldürdüğü sayılıyor ve ölüler üzerinde nasıl yaralara neden olduğu inceleniyordu! Binlerce Çinli, işte bu silah testleri sırasında korkunç bir şekilde hayatını kaybetti. Aynı yöntem alev püskürten silahlar, süngüler ve bıçaklar için de kullanılıyordu…
II. Dünya Savaşı yıllarında kalabalık orduların en büyük sorunlarından biri zührevi hastalıklardı
Japon ordusu, bu hastalıklarla mücadele edebilmek için hastalıkların kökenlerini araştırmaya karar verdi. Nasıl olsa ellerinde çok sayıda tutsak vardı ve bu korkunç yapının kötülüğünün bir sınırı yoktu! Böylece cinsel yolla bulaşan hastalığı olan tutsaklar diğer tutsaklara tecavüz etmeleri için zorlandı…
Japon ordusu tarafından oluşturulan bu korkunç ve acımasız birimin ilgi alanlarından bir de “biyolojik savaştı”
Örneğin veba hastalığı, bilerek tutsaklara bulaştırıldı ve hastalıklı tutsaklar uzun süre takip edildi. Ancak birim, hastalığın kitlesel boyutlardaki etkisini de gözlemlemek istiyordu. Bunun için veba yaydığı bilinen bir tür pire cinsi, biyolojik bir silaha dönüştürüldü ve binlerce “veba bombası” Japon uçakları tarafından Mançurya köylerinin üzerine bırakıldı. Böylece tüm Mançurya coğrafyasında 3 binden fazla insan sırf veba nedeniyle yaşamını kaybetti. Birimdeki diğer biyolojik silah denemeleri nedeniyle bölgede ayrıca 6 binden fazla insan yaşama veda etti…
1945 yılında Mançurya’ya giren Sovyet birlikleri bölgedeki Japon işgalini sonlandırdı
Bu esnada Birim 731 Japon ordusu tarafından neredeyse imha edildi. Birlikte kalan tutsakların hepsi toplu bir şekilde öldürüldü, yıllardır özenle saklanan kayıtlar yakıldı, birliğe ait binalar ve laboratuvar yerle bir edildi.
II. Dünya Savaşı, insanlık onurunu ayaklar altına alan sayısız olaya sahne oldu. Ancak pek azı, bu korkunç birimin yaptıkları korkunçtu
1930’ların başından 1945 yılına kadar, sayısız Çinli mahkûma işkence eden, binlerce insanı öldüren 731. Birim üyeleri, savaştan sonra normal hayatlarına devam ettiler! Hatta pek çoğu, ömürlerinin sonuna dek Japonya’nın akademik alanında önde gelen bilim insanları olarak çalıştılar…
Kaynak: 1