Günümüzde sinema dünyasının yüksek teknolojisine o kadar çok alıştık ki, izlediğimiz filmlerin bizi heyecanlandırması gitgide daha da zorlaşıyor. Yeterince orijinal bir şey göremezsek, izlediğimize neredeyse hiçbir duygusal tepki veremiyoruz.
Sinemadan beklentilerimizin tavan yaptığı şu günlerde, geçmiş zaman filmlerinin insanları nasıl etkilediğini görmek doğal olarak şaşırttı. Orijinal adı “l’arrivee d’un train a la ciotat” olan, Türkçe adıyla “Bir Trenin La Ciotat Garına Varışı” filmi, seyirciyle ilk kez buluştuğunda o kadar etkili olmuş ki, insanların verdikleri tepkiye şaşırsak mı, gülsek mi bilemedik. Belki de normal karşılamalıyız bilemedik. 🙂
Auguste ve Louis Lumière kardeşler, sinemanın dönüm noktalarından biri olan “Bir Trenin La Ciotat Garına Varışı” filmini 1985 yılında çektiler
Hem yönetmenliğini hem de yapımcılığını üstlendikleri film, yaklaşık 1 dakikalık ve siyah-beyaz bir kısa filmdi
Filmin adı aslında konusunu anlatıyor. Filmde, buharlı bir lokomotif tren, Fransa’daki bir istasyona geliyor.
1895 yapımı “Bir Trenin La Ciotat Garına Varışı” tarihteki ilk film değil elbet, ama halka açık gösterimi yapılan ilk sinema filmlerinden
Lumière kardeşlerin birçok filminde olduğu gibi bunda da aslında sadece günlük hayattan sıradan görüntüler var
Film sabit bir kamerayla ve tamamen gerçek zamanlı olarak çekilmiş.