Kara delikler, tüm evrendeki en gizemli kozmik cisimlerdir. Öyle ki, kara delikler bilim dünyasının bile çok az bilgi sahibi olduğu ve sadece teoriler ürettiği bir konudur. Hal böyle olunca, bilim kurgu filmlerinin vazgeçilmezi olmuştur ve insanların en çok merak ettiği kozmik cisim haline gelmiştir. Şimdi sizler için kara delikler hakkında biraz bilgi vereceğiz ve bir insan kara deliğe girerse ne olur anlatacağız.
Ayrıca bu içeriğe bakmak isteyebilirsiniz: “Evrenin En Gizemli Kozmik Cismi “Kara Delik” Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey”
Kara delik nedir?
Herkes kara delikleri duymuştur, bu cisimler derin uzayın gizemli bilmeceleridir. Ancak aslında onların ne olduklarını ve nasıl çalıştıklarını biliyor musunuz?
Kara delikler, boyutlarına göre içlerine sıkışan çok büyük miktarda madde nedeniyle, çekimin son derece güçlü olduğu yerlerdir ve hiçbir şey çekiminden kaçamaz. Evet, “hiçbir şey” derken gezegenleri, yıldızları ve elektromanyetik radyasyonu da kastediyoruz. Hiçbir ışık kaçamadığı için kara delikler görülemez, uzayın arka planına karşı siyah görünürler.
Bilim insanları kara deliklerin varlıklarını anlamak için onları çevreleyen yıldızların ve gazların davranışlarını ve kara delikten uzaklıkları değiştikçe davranışlarının nasıl değiştiğini gözlemlemek için özel teleskoplar kullanmaktır.
Kara deliklerin farklı türleri vardır
Gerçekten de birkaç tür kara delik vardır. En küçükleri sadece bir atom kadar küçüktür, ancak büyük bir dağın kütlesini içerirler. Ayrıca çok daha büyük olan ve çok büyük yıldızların merkezleri ölüp kendi üzerlerine çöktüğünde oluşan yıldız kaynaklı kara delikler de vardır. En büyük kara deliklere ise “süper kütleli” denir. Bu kara delikler, güneşimizin bir milyondan fazla kütlesine eşit kütlelere sahiptir ve galaksilerin merkezinde bulunurlar.
Samanyolu Galaksisi’nin şekline aşina olabilirsiniz; merkezi bir çekirdeğin etrafında dönen bir spirale benziyor ve bunun bir nedeni var. Galaksimiz, diğer tüm galaksiler gibi, süper kütleli bir kara deliğin etrafında dönüyor.
Peki bir insan kara deliğe girerse ne olur?
Geldik en çok merak edilen soruya! Uzay kasklarınızı takın, çünkü işler tuhaf ulaşmak üzere!
Size kara deliklerin olağanüstü güçlü bir çekim kuvvetine sahip olduğunu söylediğimizi hatırlıyor musunuz? Efsanevi bilim insanı Albert Einstein, eğer yeterince güçlüyse, yer çekiminin bildiğimiz şekliyle uzayı ve zamanı çarpıtabileceğini ve onun bükülmesine neden olabileceğini belirledi. Bu nedenle, eğer bir nesne yeterince yoğunsa, kelimenin tam anlamıyla kendi üzerine bükülebilir ve uzayın dokusuna bir delik açabilir.
Oyukta ne kadar derine inerseniz, “tekilliğe” ulaşana kadar o kadar çarpık ve parçalanır hale gelir. Bu, uzay ve zaman kıvrımının sonsuz hale geldiği noktadır; kavramlar olarak uzay ve zaman anlamsız hale gelir ve uzay ve zamanın sabit olmasına dayanan fizik yasaları artık geçerli olmaz. Yani, eğer birisi bir kara deliğe girecek olsaydı, gerçeklik bir şekilde bölünürdü.
Hawking ve Einstein teorileri
Birkaç teorik olasılık var ve ne olacağı da sizin bakış açınıza bağlı. Yani içine düşen siz misiniz yoksa seyirci misiniz? Her iki görüş de farklı olurdu, ancak ikisi de bilimsel olarak doğrudur ve aynı anda gerçekleşir. Size işlerin tuhaflaşacağını söylemiştik, şimdi bu konuyu biraz açalım.
Diyelim ki düşen sizsiniz, her şey “olay ufku” ile başlar. Bu, bir kara deliğin teorik kenarıdır ve bu noktadan sonra hiçbir ışık ve madde kaçamaz. Yani olay ufkunu geçtikten sonra çıkış yoktur. Burada iki olasılık var. Olay ufkunu tamamen zarar görmeden geçersiniz ya da Hawking radyasyonu tarafından kavrulmuş bir uzay külü gölgesine dönersiniz. Kuantum etkileri nedeniyle olay ufkunda kara delikler tarafından yayılan termal radyasyon, adını onun varlığını doğru bir şekilde öngören ünlü fizikçi Stephen Hawking’den alıyor.
Einstein’ın Genel Görelilik Kuramı’na göre, ilk olasılık gerçekleşecekti. Olay ufkunu yumuşak bir şekilde geçerek, kara deliğe herhangi bir çarpma ya da yanma olmadan gideceksiniz. Bunun nedeni, teknik olarak serbest düşüşte olmanız ve serbest düşüşte, yer çekimi hissetmiyorsunuz ve doğal olarak hayatınızın geri kalanını oldukça barışçıl bir şekilde yaşıyorsunuz. Ta ki yaşam desteğiniz bitene veya tekilliğe yaklaşana kadar. Bunun sebebi ise tekilliğe yaklaştıkça yer çekiminin gözle görülür şekilde güçlenmesidir.
Önce ayakların düştüğünü varsayarsak, ayaklarınız kafanızdan önce daha güçlü bir yer çekimi kuvvetine maruz kalacak ve molekülleriniz parçalanana kadar sizi uzatacaktır. Pek hoş bir son değil, ancak bilim adamlarının bu etki için parlak bir terimi var: Spagettifikasyon.
Sizi izleyen biri, olay ufkunu geçtiğinizi asla göremez, çünkü bir kez geçtiğinizde, yansıttığınız ışık artık geçmişten kaçamaz. Ancak teoride görecekleri şey, olay ufkuna doğru giderek daha yavaş düşmeniz ve kırmızıya dönmeniz olacaktır. Bunun nedeni, yaklaştıkça ışığın elektromanyetik spektrumun kızılötesi ucuna doğru bükülmesi ve kara deliğin kütle çekiminden kaçmasının daha da zorlaşmasıdır. Ancak teknik olarak, bu konu dışıdır. Kuantum fiziğinin yasalarını çiğnememek için olması gereken şey, kara deliğin dışında kalmanızdır.
O halde hangi gerçeklik doğrudur?
İşte gerçek: Bilim adamları yıllardır kara deliklerin doğasıyla boğuşuyorlar ve herhangi bir gerçekliği gerçek olarak tanımlamanın, gerçek olarak kabul ettiğimiz bilimsel yasalardan birini ihlal edeceğine karar veremiyorlar. Fizikçiler bu bilmeceyi “kara delik bilgi paradoksu (black hole information paradox)” olarak adlandırıyorlar. Birtakım fikirler önerildi, ancak her biri yanıtladığında daha fazla ikilem yaratıyor. Yani bu tamamen akıllara durgunluk veren bir olaydır.
Ne düşündüğünüzü biliyoruz. Bütün bunlar için endişelenmeli miyim? Bir kara delik aniden ortaya çıkıp Dünya’yı yutabilir mi? Kara delikler uzayda vızır vızır hareket etmezler, ortalığı kasıp kavururlar ve uzay maddesini yutarlar. Dünya bir kara deliğin içine çekilemez, çünkü bunun gerçekleşmesi için güneş sistemimizin yakınında yeterince kara delik yoktur. Peki ya güneşimiz çöküp bir kara delik olursa? Güneşimiz asla kara deliğe dönüşmeyecek, çünkü bunu yapacak kadar büyük bir yıldız değil.
Eğer güneşimiz bir kara deliğe dönüşseydi bile, oluşan kara deliğin yer çekimi güneşimizle aynı olurdu ve Dünya sistemdeki diğer tüm gezegenler gibi, tıpkı şimdi olduğu şekilde onun yörüngesinde dönmeye devam ederdi.
Kaynak: 1