La Belle Personne, Fransızcada kadınlar için “güzel insan” manasına geliyor. Christophe Honoré’nin imzasını taşıyan bu film de, adı üstünde, güzel bir kadını merkezine alıyor. Paris’te bir liseyi ana mekan olarak seçen yönetmen, ağırlıkla liseli gençlerin aşk ve arkadaşlıklarına odaklanıyor. Başrolde Léa Seydoux, Junie karakteriyle annesinin ölümü üzerine Paris’e taşınmış ve yeni okuluna kuzeninin arkadaş çevresiyle zaman geçirerek alışmaya çalışan bir kızı canlandırırken Louis Garrel İtalyanca öğretmeni rolünde ona eşlik ediyor.
1. La Belle Personne, ilk Fransız tarihi romanı sayılan Madame de La Fayette ‘in “La Princesse de Cléves” adlı eserinin modern bir uyarlaması.
2. Yönetmen Honoré bu uyarlamayı, eski Fransa cumhurbaşkanı Sarkozy’nin La Princesse de Cleves romanıyla ilgili yaptığı bir konuşma üzerine çekmeye karar vermiştir. (Sarkozy bu eserin “popüler dersler için fazla entelektüel” olduğunu söylemiş ve büyük tepki görmüştü. )
3. Soundtrack olarak İngiliz kült müzisyen Nick Drake’in şarkılarının kullanıldığı filmde, müzikler çok önemli bir yer tutuyor.
4. Bazı sahnelerde Alain Barriére, Bach ve Donizetti gibi isimlerin efsaneleşmiş parçalarına da yer verilmiştir.
5. Film, içinden çıkılması güç bir aşk üçgeni yaratsa da aslında gençlerin duygusal dünyalarına, aşka ve Paris şehrine bir bakış niteliği taşıyor.
6. Öğretmen-öğrenci ilişkisi, homoseksüalite ve aldatma gibi konulara değinen yapım normları sorgulayarak etik/etik değil kargaşası yaşatıyor seyirciye.
7. Blue Is The Warmest Color’dan tanıdığımız Fransız aktrist Léa Seydoux, ilk kez buradaki rolüyle César Award “Umut Veren En İyi Kadın Oyuncu” ödülüne aday gösterilerek ünlenmeye başladı.
8. Film, “Seversin kavuşamazsın, aşk olur” sözünün beyazperdedeki pek çok karşılığından biri.