Hepimizin sevdiği, uzun ömürlü olduğu için tercih ettiği ve hatta bakımı kolay diye anılan bonsai, ağaçları özel saksılarda, özel tekniklerle budayarak, bodurlaştırılma ve estetik bir görüntü verme sanatına verilen isim. Bonsai sanatında küçük yapraklı ağaçlar tercih edilse de, doğadaki büyüklüğüne bakılmaksızın herhangi bir ağaçtan Bonsai yaratılabiliyor. Yazıldığı kadar kolay bir süreç değil elbette. Yaşama gösterilen saygıyı göstermenin en güzel, en estetik yollarından biri olan bonsai bir o kadar da zahmetli, adı üstünde bir sanat. Şüphesiz her canlı emek ister, ancak genetiğinde sürekli büyümek olan bir canlıyı sürekli budayarak şekil vermek, daha sağlıklı ve uzun ömürlü hale getirmek hem sabır hem emek hem de ilgi istiyor. Bu kadar özenle baktığınız, nesilden nesile aktarılmış yüzlerce yıllık ve binlerce dolar değerindeki ağaçlarınızın çalındığını düşünün. İşte Limura ailesi 13 Ocak’tan beri bu hislerle mücadele ediyor. Ağaçlarını geri almak isteyen çiftin hikayesini sizler için derledik.
Çalınan ağaçlar 118.000 dolar değerinde
Tokyo yakınlarındaki Saitama vilayetinde bulunan bir bahçeden en az 13 milyon yen yani 118.000 USD değerinde 7 adet bonsai ağacı çalındı. Çalınan minik ağaçların arasında bu ay düzenlenecek olan bir Japon güzellik yarışmasına da girecek ve bonsai dünyasının yıldızı olarak anılan 400 yıllık nadir bir shimpaku ağacı da bulunuyor. Ağaçları yetiştiren Limura çiftine göre shimpaku ödülü bile tek başına 10 milyon yen yani 90.000 USD değerinde.
“Bu minyatür ağaçlara çocuklarımız gibi baktık. Neler hissettiğimizi anlatmaya yetecek kelime bulamıyoruz. Uzuvlarımız alınmış gibi.”
Limuralar’a göre hırsızlar muhtemelen profesyonel. Çünkü çiftin sahip olduğu yaklaşık 5.000 hektarlık alan içerisinde bulunan 3000 bonsai ağacının arasından en değerliler seçilerek birkaç gecede çalınmış. Çalınanlar arasında goyomatsus adı verilen 3 adet minyatür çam ağacı, bir adet shimpaku triosu ve doğada nadir olarak rastlanılan bir ardıç ağacı da bulunuyor.
Nesilden nesile aktarılan ustalık
Ağaçların yetiştiricilerinden olan Seiji Limura’nın ailesi Edo döneminden beri (1600 – 1868) bu işi yapıyor. Limura 5. Kuşak bir bonsai ustası. Kökeni antik Çin minyatür peysaj sanatı “penjing”e dayanan bonsai, 6. Yüzyılda deniz aşırı seyahatlerinden dönen bir grup Japon Zen Budizm öğrencisi tarafından Japonya’ya tanıtıldı. Bonsai olarak adlandırıldı çünkü bonsai kelimenin tam anlamıyla “bir kaba ekilen” anlamına geliyor ve en basit şekliyle ifade edersek, küçük bir kapta vahşi bir ağaç yetiştirme sanatı.
Çalınan Shimpaku 400 yaşında
Bazı bonsailer tohumdan yetişirken, shimpaku gibi bazı türleri yetiştirmek ise oldukça zahmetli. Shimapku, toplanması zor, tehlikeli kayalıklarda yaşayan bir ağaç tür. Çalınan 400 yıllık shimpaku Limura’nın ailesi tarafından yüzyıllar önce dağlardan alınmış. Bitki fizyolojisi konusunda uzman Limura ailesi ağacı yavaş yavaş, bin bir emekle minyatür hale getirmiş. Limuralar’ın bahçesinden çalınan shimpaku 1 m uzunluğunda ve 70 cm genişliğinde.
Karaborsada servet değerinde
Limura’ya göre çalınan bonsailer karaborsada küçük bir servet değerinde ve bildikleri kadarıyla ağaçlar Avrupa’ya kargolandı. Limura, bazı zanaatkarların sosyal medyada bonsailerini görerek tanıdığını ancak bir kere el değiştirdiğinde bir ağacı geri alabilmenin çok zor olduğunu söylüyor. Limura çiftinin tercihi tabii ki minyatür ağaçlarını geri alabilmek, ama bunu başaramadıkları takdirde ağaçlarına iyi bakılmasını istiyorlar.
”Bonsailerimize iyi bakın”
Limura; “Bonsaileri kim aldıysa, sulandığından emin olmalarını istiyorum. Shimpaku tam 400 yıl yaşadı, ilgiye ihtiyacı var ve iyi bakılmadığı takdirde hayatta kalamaz. Ancak iyi bakılırlarsa sonsuza kadar yaşayabilirler” diyor. Limura çifti sosyal medya kanallarından yaşadıkları olayın duyurusunu yayınladı. Bonsailerin kendileri ve bahçeleri için ne kadar önemli olduğunu sık sık sosyal medya hesaplarından paylaşan çift büyük özenle yaşattıkları ağaçlarına iyi bakılmasını istiyor. Kendilerine gelen tüm cesaret verici mesajlar için şükran dolu olduklarını belirten çift, ağaçlarına henüz kavuşamadı.
Kaynak 1