2 yıl daha ömrü olsaydı 30. yılını kutlayacaktı Beyoğlu Sineması. Uzun dönem boyunca İstanbul’un kültür sanat merkezi olan Beyoğlu semtinde 1989 yılında kuruldu. Halep Pasajı içerisinde çokça dükkanın yıkılıp birleştirilmesiyle meydana getirildi. Fuayesindeki güzel kafe sanatseverlerin sinema sohbetleriyle yankılandı. Son yıllarda da Avrupa sinemasının ve bağımsız filmlerin değişmez adreslerinden oldu. Mamafih bir süredir kapanacağı yönünde tevatürler dolanıyordu ve sinemanın yaptığı açıklamayla daha fazla direnemeyeceklerini öğrendik.
Beyoğlu semtinin ve özellikle İstiklal Caddesi’nin son yıllarda yaşadığı hızlı ve yıkıcı dönüşümün son kurbanı Beyoğlu Sineması oldu
Programlı olarak uzun yıllardır sürdürülen bu dönüşüm, kendi kitlesinin yavaş yavaş Beyoğlu’ndan uzaklaşmasına neden olurken;
Bu kitlenin uzaklaşmasıyla sanatseverlerin ayakta tuttuğu mekanların tutunabilmesi de oldukça güçleşti
Tabi Beyoğlu’ndaki kültür erezyonu kadar, bağımsız salonların, tekelleşen dağıtım ve gösterim zincirleri ve AVM’ler arasında tutunmasının çok güç olduğu gerçeği de var;
Neden kapatmak zorunda olduklarını açıkladıkları bildiri şu şekildeydi;
“Uzun zamandır; tekelleşen dağıtım ve gösterim zincirleri arasında, bağımsız kalarak ayakta durmaya çalıştık. Sabit giderlerimizi karşılayamaz hale geldiğimiz dönemde, değişen sinema teknolojisini kurmamız mümkün olmadığından Beyoğlu Sineması 2013 yılında kapanıyordu”
“Başka Sinema, destek oldu ve fedakarlık yaptı. Bugünlere geldik. Ama hala sabit giderlerimizi karşılayamıyoruz. Sponsor aradık, bulamadık. Giderleri düşürmeye çalıştık, olmadı”
Bu koşullarda, 1989’dan beri Beyoğlu Sineması ile bir renk katma çabamızı sürdürmek imkansız hale geldi. 30 Haziran’da Beyoğlu Sineması kapanıyor. Kabullenmemizin mümkün olmadığı, tek renkliliğe gidişten kurtulmanın yolunu bulanlar da olacaktır, umarız.”
İşte Beyoğlu kültürünün önemli figürlerinden birisinin daha yitip giden diğer değerlerimizle aynı kervanına katılmak zorunda kaldığını bu bildiriyle açıkladılar