Odesa Homeros destanında Kirke’den pek bahsedilmez. Yunan mitolojisinin küçük Tanrıçalarından olan Kirke genellikle erkekleri domuza çeviren bir büyücü olarak biliniyor. Tanrıçanın hikayesi birkaç bin yıl önce anlatıldığından beri, Ovid’den John William Waterhouse’a kadar sayısız sanatçı ve yazara ilham kaynağı oldu. Madeline Miller’ın Ben Kirke isimli romanı çıktığı andan itibaren inanılmaz bir ilgi gördü ve bunu da kesinlikle hak ediyor! Mitolojinin yeniden yazılması diyebileceğimiz Ben Kirke kitabında Kirke, Güneş Tanrısı Helios ile Oceanid perisi Perse’nin kızıdır. Kirke bize “benim olduğum şeyin adı yoktu” diyor. Tanrısal gücüne rağmen, kardeşleri kadar güzel ve becerikli değildir. Bu nedenle ailesi tarafından dışlanır ve alay konusu olur. Kirke’nin yaşamı, ölümlü balıkçı Glaucos’a aşık olana kadar yalnız geçer. Ancak sevgilisinin ölümlü olmasına dayanamaz ve büyü kullanarak onu tanrıya dönüştürür. Tanrı güçlerini kazanınca bir anda kibirlenen Glaucos, Scylla adında bir su perisi için Kirke’yi reddeder. Kirke kıskançlıkla bir büyü daha yapar ve Scylla’yı kana susamış altı başlı bir canavara dönüştürür. Şimdi kitaptan daha fazla spoiler vermeyelim ve vakit kaybetmeden Ben Kirke benzeri kitaplar listemize başlayalım.
1. Akhilleus’un Şarkısı – Madeline Miller
Truva Savaşı’nın arka planında geçen bir aşk hikayesi olan Madeline Miller’ın Akhilleus’un Şarkısı, Madeline Miller’ın en popüler kitaplarından biri. Ben Kirke benzeri kitaplar arıyorsanız, bu hikayeye kesinlikle bakmalısınız!
Yunanistan’da kahramanlar çağında garip bir genç prens olan Patroclus, Phthia krallığına sürgün edilmiştir. Burada sadece Kral Peleus ve çocuğu Akhilleus’un gölgesinde yaşayan istenmeyen bir çocuktur. Yunanlıların en iyisi sayılan Akhilleus, Patroclus’un olmak istediği her şeydir ve kesinlikle yolları asla kesişmemelidir. Yine de Akhilleus, utanmış prensi kanatları altına alır ve kısa süre sonra aralarındaki geçici bağ yerini sağlam bir dostluğa bırakır. Ancak Spartalı Helen’in kaçırıldığı haberi geldiğinde, Yunan adamları onun adına Truva’yı kuşatmaya çağrılır. Akhilleus da davaya katılınca arkadaşına duyduğu sevgi ve korku arasında kalan Patroclus, Aşil’i savaşa kadar takip eder. Ancak sonraki yılların öğrendikleri, değer verdikleri her şeyi test edeceğini tahmin edemez. Ürünü satın almak ve incelemek için buraya tıklayabilirsiniz.
Yine Madeline Miller’dan, bu sefer Galatea ve Pygmalion mitini cesurca yeniden yorumlayan büyüleyici bir kısa hikaye ile karşınızdayız!
Antik Yunanistan’da yetenekli bir heykeltıraş, şehrin gördüğü en güzel kadın heykelini yapar. Bu heykel bir Tanrıça tarafından hayata döndürülür. Artık adı Galateia’dır ve heykeltıraşın karısı olmuştur. Adam, Galateia’dan kendisini memnun etmesini ve ona itaat etmesini bekler ancak hayata daha yeni gelmiş bu kadının kendine ait arzuları vardır. Takıntılı kocası onu sürekli kontrol altında tutmak istediği Galateia, doktorların ve hemşirelerin sürekli gözetimi altında tutsaktır. Ancak genç kadın ne olursa olsun kurtulmaya kararlıdır. Ürünü satın almak ve incelemek için buraya tıklayabilirsiniz.
Bu kitapta anlatılan Briseis, savaşın perde arkasında yaşayan binlerce kadından sadece birisi. Ne yazık ki diğerleri tarih tarafından silindi. Şimdi onları yeniden hatırlama zamanı.
Truva Antik Kenti, güçlü Yunan ordusunun kuşatması altında on yıl direnmiştir. Yunan kampında bir kadın olan Briseis savaşın sonucunu izleyerek beklemektedir. Briseis, Truva’nın komşu krallıklarından birinin kraliçesidir. Ancak daha sonra Yunanistan’ın en büyük savaşçısı Aşil şehrini yağmalayıp kocasını ve kardeşlerini öldürünce Briseis, Aşil’in cariyesi haline gelir. Yunan ordusuna hizmet eden birçok kadından biri olarak, hayatta kalabilmek için yeni yaşamına hızla uyum sağlaması gerekir. Yunan kuvvetlerinin acımasız siyasi lideri Agamemnon, Briseis’i kendisi için talep edince Briseis Yunanlıların en güçlü iki lideri arasında kalır. Ürünü satın almak ve incelemek için buraya tıklayabilirsiniz.
En çok satan, eleştirmenlerce beğenilen Kızların Suskunluğu’nun ardından Pat Barker, yeni bir kitapla karşımızda. Troya düştü. Yunanlılar acı savaşı kazandı. Çaldıkları altınlar, silahlar ve kadınlar ile evlerine döndüler. Tek ihtiyaçları olan, yelkenlerini kaldırmak için iyi bir rüzgar. Ama o rüzgar esmiyor çünkü Tanrılar, Yunanlılar Priamos’un cesedine saygısızlık ettiği için sinirli ve bu nedenle galipler, yok ettikleri şehrin gölgesinde kamp kurmuş, acımasız bir denizin kenarında volta atarak çaresizlik içinde bekliyor. Bu boş, huzursuz günlerde onları bir arada tutan hiyerarşi yavaş yavaş yıpranır. Eski düşmanlıklar yeniden su yüzüne çıkar ve şüpheler alevlenir.
Onu tutsak edenler tarafından büyük ölçüde fark edilmeyen Briseis, Yunan kampında kalıyordur. Genç, tehlikeli derecede saf Amina, meydan okuyan yaşlı Hecuba ve gözden düşmüş rahip Calchus ile elinden geldiğince ittifak kurarak bir tür intikam planı yapmaya başlar. Briseis, Truva Savaşı’ndan sağ çıkmıştır, ancak barış zamanı daha da tehlikeli olabilir… Ürünü satın almak ve incelemek için buraya tıklayabilirsiniz.
Antik Yunan mitolojisinin en heyecan verici hikayelerinden biri ile karşınızdayız! İnatçı bir kız, halkının gördüğü en güçlü dövüşçü olur. On yedi yaşındaki Daphne, eski Sparta’nın boyun eğmeyen insanları tarafından kabul edilmeyi umarak tüm hayatını vücudunu ve zihnini bir savaşçı gibi eğitir. Ancak Dapne’nin erkek kardeşinin kaderini elinde tutan tanrıça Artemis ile beklenmedik bir karşılaşma, genç kızın kurmak için çok çalıştığı hayatı alt üst eder. Olympus Dağı’ndan dokuz gizemli eşya çalınmıştır ve eğer Daphne onları bulamazsa, tanrıların azalan güçleri kaybolacak, fani dünya kaosa sürüklenecek ve erkek kardeşi hayatını kaybedecektir. Artemis’in ikizi yakışıklı ve kendine güvenen tanrı Apollon’un rehberliğinde Daphne’nin yolculuğu, onu Minotaur’un labirentinden Thebes’in bilmeceler dönen Sfenksine götürecek, Theseus ve Hippolyta gibi mitolojik efsanelerle bir araya getirecektir. Ürünü satın almak ve incelemek için buraya tıklayabilirsiniz.
Ben Kirke benzeri kitaplar arayanlar bu kitabı hiç düşünmeden almalı! Girit Prensesi Ariadne, güzel dans pistinden şafağı selamlayarak ve bakıcısının tanrılar ve kahramanlarla ilgili hikayelerini dinleyerek büyümüştür. Ancak altın sarayının altında, bir canavar olan kardeşi Minotor’un sesleri yankılanmaktadır. Her sene Minotor’a bir kurban verilmesi gerekmektedir ve Atina Prensi Theseus canavarı yenmek için geldiğinde, Ariadne onun yeşil gözlerinde bir tehdit değil, fırsat görür. Tanrılara meydan okuyan, ailesine ve ülkesine ihanet eden ve aşk için her şeyi riske atan Ariadne, Theseus’un Minotor’u öldürmesine yardım eder. Ama Ariadne’nin kararı onun mutlu sonunu garantileyecek midir? Peki ya geride bıraktığı sevgili küçük kız kardeşi Phaedra? Ürünü satın almak ve incelemek için buraya tıklayabilirsiniz.
Sürgün edilmiş bir cadı, İskandinav mitolojisinden düzenbaz Loki’ye aşık olursa ne olur?
Angrboda’nın hikayesi, çoğu cadı masalının bittiği yerde başlıyor: yakılarak. Odin’den kendisine gelecekle ilgili bilgi vermeyi reddettiği için bir ceza alan Angrboda yaralı ve güçsüzdür. Bu yüzden de, uzak bir ormanın en uzak köşelerine kaçar. Orada, Loki ile tanışır. İlk başta ona duyduğu negatif duygular, zaman içinde derin ve kalıcı bir aşka dönüşür ve olaylar mı gelişir. Ürünü satın almak ve incelemek için buraya tıklayabilirsiniz.
Lanetli ebeveynlerin çocukları da lanetli olur mu?
İokaste henüz 15 yaşındayken hiç tanışmadığı yaşlı bir adam olan Thebes Kralı ile evlenmesi gerektiği söylenir. Düğünden sonra garip kocası genellikle pek ortada görünmez. Genç kız kocasından daha uzun yaşamadığı sürece hayatı kendisine ait olmayacaktır. İsmene, evim dediği sarayda saldırıya uğradığında aynı yaştadır. On yıl önce anne ve babasının trajik bir şekilde öldüğü günden beri, kendini güvende hissetm eyi özlemiştir. Ancak tek bir şiddet eylemiyle her şey değişmek üzeredir. Bu iki olay birlikte bir trajedinin başlamasına neden olur. Ürünü satın almak ve incelemek için buraya tıklayabilirsiniz.
Natalie Haynes’in Pandora’nın Küpü, Antik Yunan mitlerinden önde gelen on kadını ele alan ve onlara dair algının çağlar boyunca nasıl değiştiğini analiz eden, kurgusal olmayan bir kitap.
Yunan mitlerinin anlatıcıları genellikle kadın karakterleri bir kenara atarlar. Güçlü kadınlar genellikle canavar, intikamcı ya da düpedüz şeytan olarak gösterilir. Tıpkı o yasak kutuyu açtığında merakı dünyanın tüm acıları ve kötülüğüne neden olan Pandora gibi. Ancak Natalie Haynes’in ortaya koyduğu gibi, eski Yunan mitlerinde kutu yoktu. Kutu yerinde bir küp vardı ve devrilme olasılığı çok yüksekti. Ürünü satın almak ve incelemek için buraya tıklayabilirsiniz.
Ben Kirke benzeri kitaplar listemizin son eseri Christa Wolf’tan geliyor. Truva Kralı’nın kızı Kassandra’ya kehanet yeteneği bahşedilmiştir, ancak kimse onun ağzından çıkanlara inanmadığı için bu yetenek pek bir işine yaramaz. On yıllık savaşın ardından Truva, Yunanlıların eline geçmiştir ve Kassandra artık prangalanmış bir tutsaktır. Kassandra, çocukluğuna dair anıları ve uzun yıllar süren çatışmalar üzerine düşünceleriyle, şehrinin düşüşünü bir araya getirir. Kahramanlar çağında yaşayan bir kadının, Achilles ve Hector’un savaş zaferlerinin gölgesinde kalan hikayesine hoş geldiniz. Ürünü satın almak ve incelemek için buraya tıklayabilirsiniz.
