Modern dünya, dediğimiz zaman kimi insan ilişkileri konusunda biliyoruz ki çoğumuzun yüzü bir ekşir. Bu çağın içine doğanlar kıyas yapacak bir başka devir bulamayıp yarı bilinçli yarı bilinçsiz bir şekilde yürümeye devam eder, daha eski kuşaklarsa hiç değilse şu ‘’gönül işleri’’nin bu devirde ele ayağa düştüğünü söyler. Giderek hızlı hale gelen yaşam biçimlerimiz bize bazı konularda kolaylık sağlıyor evet ama belki de nerede yavaşlamamız gerektiğini pek bilmiyoruz. İşte Oben Budak’ın yeni kitabı ‘’Ben de Seni Sevmiyorum’’ bu çok temel ilişki ihtiyacımızın yaşadığımız çağdaki dönüşümünü anlatıyor. 14 Şubat’ta, yani bugün çıkan kitaba geçmeden önce; vokalistlik, VJ’lik, mankenlik, yazarlık gibi farklı ve zengin kariyerlere sahip Oben Budak’a biraz bakacağız. Hey! Hem 14 Şubat Dünya Öykü Günü’dür ayrıca!
1. Oben Budak
Mankenlik, vokalistlik, köşe yazarlığı, dergicilik… Belki hiçbiri de tesadüf eseri değil; hep bir sonraki basamağa geçmek için birilerinin kapısını tıklatmayı ihmal etmemiş. Oben Budak bugün gerek kitap yazarı gerek Haberturk’te köşe yazarı olarak karşımıza çıksa da aslında epey zengin bir geçmişe sahip. Üniversitede İşletme bölümü okuyan Budak bu yıllarda Gaye Sökmen’in ajansında da mankenliğe devam eder. Bu dönemde henüz yeni tanınmaya başlayan Şebnem Ferah’ın klibinde oynama şansını yakalaması da bir dönüm noktası olur; çünkü bunun hemen ardından Sertab Erener’le tanışma ve onun vokalistliğini yapma fırsatını yakalar. Çalıştığı stüdyoya bir sürü büyük müzisyenin gelmesi ve kendisini onlarında arasında yetersiz hissetmesi nedeniyle de konservatuvar okumaya karar verir. Ajda Pekkan’ın da vokalistliğini yapan Budak’ın Kral TV’de VJ’lik kariyeri de vardır. 2002 yılında, 24 – 25 yaşlarındayken yakalandığı kanser şarkıcılık kariyerine engel olur ve 8 ay içerisinde iyileşse dahi sağlığı ona müsaade etmez. Onun da yolu yazarlığa doğru evrilmeye başlar.
2. Yazarlık
Hastalık sonrası artık mikrofonu bırakıp kalemi eline alan Budak dergicilik ve yazarlığa soyunur. FHM adlı erkek yaşam tarzını içeren meşhur bir dergide çalışır. 1 yıl burada yoğrulduktan sonra Aktüel’in kapısını çalar ve dergileri için meşhur müzisyenlerin kulislerini, konser öncesi hazırlıklarını anlatan yazılar yazabileceğini söyler. Zamanlama odur ki; o dönem Sertab Erener’in Eurovision birinciliği ile popüler hale geldiği dönemdir ve onunla ilgili bir içerik hazırlayabileceğini söyler. Bunu başarınca da kapılar ardı sıra açılmaya başlar. Oben Budak’ın; ‘’Falan Filan (Aşk, Ayrılık, İhanet, Seks)’’ ve ‘’Hayvan!’’ adlı iki kitabı daha vardır.
3. Ben de Seni Sevmiyorum
Aslında modern kadının aşka dair yaşadığı çıkmazı, dramı anlatan kitap daha genel ifadeyle modern insanın müşkül durumunu gösterir. Bir büyük metropolde başarılı, çekici, eğitimli bir kadının hayattan alabileceği yegane şey kalmıştır; aşk. Defne adlı bu kadın muhtaç olduğunu düşündüğü bu şeyi aramaya koyulur ve bu uğurda defalarca aşık olur. Biz Defne’nin bu arayışı esnasında tabiri caizse ne kadar aşık oluyorsa o kadar kandırıldığını görürüz. Yani işin özü o ki; aşkın form değiştirip sadece çıkarlara dayalı yaşandığı yeni çağ kitapta gözler önüne serilir. 14 Şubat’ta, yani bugün çıkan kitap kişinin önce ‘’ben’’ olması gerektiğini, aşık olayım derken sürekli kandırılmaması için kendini inşa etmesinin gerekliliğini gösterir. Kitabın çarpıcı kapağını ise yazarın da hayranı olduğu grafik tasarımcı Emre Yusufi yapar.
4. Tanıtım bülteni
Kitaba dair ilham verici işlevi olan tanıtım bültenini şöyle aktarayım: ‘’Büyük şehirlerden birinde yalnız yaşayan, kendi ayakları üzerinde durabilen, işinde başarılı, bakımlı, iyi eğitimli bir kadın… İsteyip de elde edemediği tek bir şey kalmış, gerçek aşk! Tabii bir de mutlu bir evlilik… Bu hikâye çok tanıdık değil mi? İşte bu hikâyenin kahramanı Defne de öyle. Belki çok yakınımızdaki biri belki de biziz bu kahraman. Peki, kahramanımız kendine, sağlığına, isteklerine mi öncelik verecek yoksa kurbağalardan prens yapmak için çalışmaya devam mı edecek? Aşktan ve ilişkilerden usanıp bir köşeye mi çekilecek yoksa denemeye devam mı edecek? Kurduğu hayallerin yıkılmasına izin mi verecek yoksa yaşadıklarını olgunlukla karşılayıp yoluna devam etmeyi mi öğrenecek? Oben Budak yeni kitabı Ben de Seni Sevmiyorum’da modern kadının yaşamındaki sorunları ustalıkla tahlil ediyor ve bu sorunların üstesinden gelebilmek için geçilmesi gereken yollara küçük işaretler bırakıyor.’’
5. Arka Kapak
Kahramanımız Defne’ye ve yaşayacaklarına dair aydınlatıcı arka kapak yazısı: ‘’Kahramanımız Defne fena halde bizden biri. Aşk istiyor bir kere, gerçek aşk. Sonra mümkünse evlenmek istiyor. Bıkmış artık milletin düğününe gitmekten biliyor musun? Biliyorsun, biliyorum. Panik içinde; hep ileriyi düşünüyor, yalnız kalmaktan korkuyor. Güzelmiş, başarılıymış, şöyleymiş böyleymiş hiç fark etmiyor. Liseden beri öptüğü kurbağaları anlattıkça ona üstün azim ödülü veresi geliyor insanın. Sonunda farklı bir yol seçiyor Defne. “Nefes al, nefes ver, geçecek bu durum biliyorum” demeyi öğreniyor. Astrolojiyle ilgileniyor; yogaya, nefes terapisine gidiyor; bin bir kitap okuyor; bilumum kişisel gelişim atölyelerine katılıyor; sağlıklı beslenmeye, vegan olmaya kafayı takıyor filan derken zaman zaman beynini yiyor. En azından artık balonun havalanması için sepetteki ağırlıklardan kurtulmak gerektiğini biliyor ve başlıyor gereksiz herkesi çöpe atmaya, özellikle de onu aşağı çekenleri. Arada “Hafifleyip gökyüzüne çıkarsam belki bir Yunan tanrısı beni fark eder, neden olmasın?” diyerek hayallere kapılsa da ne aşktan vazgeçiyor ne de benliğinden. Hal böyleyken “Kendini arayan derviş muradına erer” diyebilir miyiz? Deriz, deriz. Oben Budak’ın yeni kitabı BEN DE SENİ SEVMİYORUM’da kendini bulmaya çalışan Defne ile birlikte bol bol âşık olacak, gülecek, kızacak, hayal kırıklığına uğrayacak, çok şey öğrenecek, eh biraz da hüzünleneceksin. Kabul, “rakı, Sezen ve hüsranizm” candır ama şu da bir gerçek ki sen ancak sen olursan hayat güzel.’’