Belgin Doruk, namıdiğer Küçük Hanımefendi. Sinemamızın en güzel yüzlerinden, ilk büyük starlarından birisi olan Belgin Doruk’u, siyah beyaz filmlerin kraliçesi olarak herkes hatırlar ama ondan sonraki süreçte sanattan niye koptuğunu pek kimse bilmez. Bu sorunun cevabını 5Harfliler’den, Nilgün Retro’nun kaleme aldığı yazının satırlarında buluyoruz. İşte sinemamızın Küçük Hanımefendi’sinin hüzünlü hikayesi:
1. Yeşilçam’ın siyah beyaz döneminde Küçük Hanımefendi’nin, Ayhan Işık ve Sadri Alışık’la maceraları o kadar ilgi görüyor ki; sinemamızın ilk seri filmlerinden birisi haline geliyor
2. Küçük Hanımefendi serisi dışında da başrollerin ardı arkası kesilmiyor, gazeteler, mecmualar hep Belgin Doruk’tan bahsediyor
3. Fakat dışarıdan adeta bir peri masalı gibi görülen bu ihtişamın ardında; her gün artan taleplere yetebilmek için, içten içe kendisini tüketmekte olan bir kadın portresi gizlidir
4. 60’lı yıllarda değişen güzellik standartları ile Belgin Doruk’un hafif kilolu vücudu, ideal kadın tanımına artık uygun olmamaya başlıyor
5. Başlarda çok sorun olmasa da değişen standartlar ve yeni nesil yıldızların çoğunun daha zayıf kadınlar olması, artık ona yapılan tekliflerin birkaç kilo verme tavsiyesini de içermesine neden oluyor
6. Öncelikle kendisini zorlu diyetlerle kısıtlayan genç kadın, netice alamayınca, o sırada büyük reklamlarla satılan “pat” isimli amfetamin ilacını kullanmaya başlıyor
İlaca başlamasıyla ilgili süreci şu şekilde anlatıyor: “Eczanelerde büyük reklamlarla satılan “Pat” adlı zayıflama ilacının büyüsüne kapıldım. Yasal olması en büyük güvencemdi. Ancak içindeki amfetaminin uyarıcı ve uyuşturucu etkisinin ne yazık ki o tarihlerde gerçek anlamda farkına varamadım. Bir süre sonra da amfetamine alıştım. Kendimi Himen gibi güçlü hissediyordum. Hayallerimin ve enerjimin sonsuzluğu ile mutlu oluyordum. O sıralar dünyayı baştan yaratacak kadar güçlü hissediyordum kendimi. Bu güzel dönem uzunca bir süre devam etti.”
7. Amfetamin, dopamin hormonunun artışını sağladığı için tokluk hissiyle beraber bitmeyen bir enerji desteği de sağlıyor ve Belgin Doruk bu ilaç sayesinde zayıflık ve enerji anlamında “talepleri karşılayabiliyor”
8. O dönem yasal olan ve her yerde reklamları yapılan bu ilacı, o dönem aynı filmde oynadıkları ve aynı zamanda dostu olan Zeki Müren’e de önerdiğini ama Zeki Müren’in bu hatadan erken döndüğünü anlatıyor
“Zeki’ye benim haplardan yutturdum. O bu aniden gelen ve ayaklarını yerden kesen enerjinin mutluluğunda kendini sokaklara atmış. Tanıdığı kim varsa ona hediyeler aldı… Ancak bir süre sonra benden daha akılcı davranıp “Enerjinin bu kadarı da çok fazla” deyip bir daha Pat almadı.”
9. Bir süre sonra Belgin Doruk’un bazı davranışları çevresindekiler tarafından “tuhaf” olarak görülmeye başlanıyor. En son bir gazino açılışında sahneye çıkıp ilahi okumaya başlayınca tedavi görmesi gerektiğine karar verilir
“Artık pilimin bittiğini hissediyordum. Eski Belgin’den eser bile yoktu. Olağanüstü bir yorgunluğum vardı… Hasta ve bitkin bir vaziyetteydim, her yanım ayrı titriyordu. Kollarım, bacaklarım, çenem… Her yanım tutmaz halde. O sıralar kim bilir yakınlarımı ne kadar üzüyordum. Gülümü, annemi, kız kardeşlerimi, dostlarımı… Yaşamımın en acı günleri, kendimi çok zavallı ve çaresiz görüyordum. Himenliğim, enerjim, gücüm, kuvvetim, hayallerim çoktan başlarını alıp gitmişler benim yaşamımdan. İçine düştüğüm bu bataktan birilerinin beni kurtarmasını bekliyordum. Ne yazık ki uzanan her el beni daha da aşağılara çekiyor.”
10. Bakanlık amfetamanin zararının farkına vardı ve 10 yıldır piyasada olan ilaçları yasakladı. Bu süre içerisinde kim bilir kaç kişi zayıflamak uğruna bu zehirle tanıştı
11. Bu süreçten sonra Belgin Doruk için; yatağa bağlamalı, elektro-şoklu bir bağımlılık tedavisi süreci başlıyor. Bu süreçte de tekrar kilo almaya başlıyor ve ancak tedaviye devam etmek şartıyla çıkabiliyor hastaneden
12. Hastaneden sonraki süreçte de yüzü gülmüyor Küçük Hanımefendi’nin. Gazeteler hastane sürecindeki acımasızlıklarını sürdürüyorlar ve “Tombul Hanımefendi” gibi başlıklar atılıyor
13. Bu süreç acılı süreç sonunda Belgin Doruk’un intihara kalkışmasına neden oluyor.
“Şişmanlık, içinde bulunduğumuz ekonomik kriz ve yalnızlık beni çok etkilemişti. Ormanın içinde koskoca evde yalnız bir kadın. İşte olanlar o gece oldu… Gözüm iyice karardı. Ağlıyor muydum hatırlamıyorum. Bir anda ölmeye karar vermiş olmanın rahatlığı içine girdim. Bir kutu uyku ilacını yuttum. Başucuma bir de mektup bırakıp kendimi yatağa attım…”
14. 1975’ten hayatını kaybettiği 1995’e kadar evden pek çıkmaz, yalnızca 1985 yılında Vita Yağ reklamında oynar, ancak reklamdan çok “Küçük Hanımefendi”nin kiloları konuşulunca bir kez daha hayal kırıklığı yaşar
15. Sektörün kadınlara hep daha ince olmaları için sağlıklarını hiçe sayan baskılar yapmadığı, bakanlıkların leblebi gibi zehir satılmasına izin verilmediği bir dünyada Küçük Hanımefendi de huzur içinde yaşayabilir, bir ömür setlerde yeni Küçük Hanımefendilere tecrübelerini aktarabilirdi
Kaynak: 1