Behzat Ç. “Yeni müktesebata” uyum sağlayamamış, lambur lumbur, “dişli” bir başkomiser. Müzik dinlemez, polis telsizi dinler. Kitap okumaz, gazeteye spor sayfasından başlar. Herhangi bir siyasi görüşü yok. “İçimizden birinin” üçüncü sayfa haberlerine yansımış hali gibi, adı bile tam değil. 1. Amatör’de duran toplara iyi vuran bir stoperken, topçuluğu bırakıp başkalarını tekmelemeye başlamış. Mesela beş lira için kalbinden adam bıçaklayanları, on üç yaşında kızlara tecavüz eden, namus için en yakın akrabalarını vuranları.” diye tanımlıyor romanın yazarı Emrah Serbes, karakterini ve yarattığı sosyolojik coğrafyayı.
Finalinin 2. yıl dönümü yaklaşırken, bir anma gelsin bizden, tüm Behzat Ç. ile efkara düşenlere, Behzat Ç.’yi özlemeniz için 16 üpüzgün sebep.
Eril eril eriyesin
Kendisi, günümüzün modern sit-com’larından değil, has bir Ankara romanından uyarlandığı için, Behzat Ç. Dizisindeki karakterler sonuna kadar eril bakış açısıyla ilerleyen karakterlerdir. Bunu da saklamazlar, ama onları hiç bir kadını taciz ederken ya da kadına orantısız gücü meşrulaştırdıklarını göremezsiniz. Eril dedik, yani maço. Dangalak demedik.
Özensizlik grunge’da kalmadı
Sanki California sokaklarında geçermiş gibi varsayılıp, Kuştepe’de çekilen dizilere nazaran görünüşü samimiydi Behzat Ç.’nin. Yakışıklı sakallar, kuaförlü saçlar ve pahalı pantalonlar arasında her gün giydiği bir ceketi, kazağı ve pis sakalı vardı. O, gerçek bir karakterdi.
Acılar acılar
Pişmiş tavuğun başına gelmeyen hiç bir şeyi yaşamamıştır Behzat. Bilhassa, hepimizin başına neredeyse her gün gelen küçük olayların büyük yıpratısını işlemiştir. Kızı intihar etmiş, rüşvet skandalına bulaşmış ve az bıyıklı bir müdürün altında içindeki dalgalanmaları bize aktarmıştır.
Geceyi uyutan gündüz yüzlü kız
Dizinin müzikal anlamda açtığı çığır, sanırım her diziye kolay nasip olmaz. En az dizi kadar Ankara’lı notalar basan grup Pilli Bebek, bu işi hepten sırtlanmış, durumlara uygun mükemmel sözler yazıp bestelemiştir. Behzat’ın Anadolu kimliğinin üstüne yumruk gibi düşen elektro gitar notaları bize duyguların sesini duyurur. Ha bu arada, Neşet Ertaş. Olamaz böyle bir şey. Özlemeniz için sebepleriniz bol. Hakkında bir şey yazmayı ayıp buluyoruz. Notalar içinde uyu.
Ne? Ankara’ya uzaylılar mı gelmiyor?
Dandik memleket polisiyelerine nazaran her akşam mıntıkasını kurtarmaz Behzat. Onun işi itle kopukladır daha çok. Büyük oyunlara kafası basmaz, zaten onu da bozar. Onun işi, milyon dolarlar araklayan adamlardan sıyrılıp on lira için adam vuran piçin peşine düşmektir.
Aç parantez, Emrah Serbes
Her Temas İz Bırakır, mükemmel bir polisiye romanı değil. Behzat Ç. De mükemmel bir dizi değil zaten, onların odağı bu değildi. Emrah Serbes karakteri yaratırken, üçüncü sayfa haberlerine konu olacak bir adamın, sıradan hayatını anlatmak istemiş. Behzat her tost yediğinde, her küfür ettiğinde durumu içselleştirmemiz bu yüzden. Bir de bizce filmi kötü bir uyarlama olan Son Hafriyat var ki, Behzat romanın neredeyse tamamı boyunca konuşmaz ve insanlara ’’Sıçarım suratına der gibi bakar’’
S…. A… Gelmiş…. Geçmiş… Külliyen dümdüz…..
Hadi yazarken gerim gerim gerildiğimiz şu maddede bir sıramızı savalım. Behzat Ç. ve ekibi, nazik insanlar değiller. İyi niyetliler ama sonuna kadar kabalığın kitabını yazıyorlar. Behzat Ç. incelemesi yaparken, onun yer yer ettiği boş küfürler olmasına rağmen, zaman zaman ettiği lirik ve feylesof küfürler de vardır, hadi canım bilmiyordunuz, bunları es geçmek çok yanlış ve ayıp olacaktı. Geçmedik, etmedik.
Bananza
Amirim içer. Ekibi de geri kalmaz. RTÜK’le tekme tokat olmaları da bu yüzden, bir bölümde Absinth içip, alışmadık donun gözde durmamasından mütevelletit çok sevimli hallere girip, o halde cinayet çözmeye teşebbüs bile etmişlerdir.
Feylesofi
Tabii ki Behzat’ın benim felsefem yok demesinin altında yatan yoğun bir pragmatizma da var. İşine yaramayan hiç bir bilgiyi, hiç bir olayı aklında tutmuyor ve umursamıyor. Bu olayı, İngiliz meslektaşı Sherlock H. gibi bilinçli değil, doğuştan yapıyor.
Deniz yoksa aşk da mı yok?
Her memlekette birini sevmek bile yeteri kadar zorken, Behzat tam 3 kişiyi seviyor. Ceyda ile evleniyorlar, boşanıyorlar. Gençlik aşkı Bahar’a aşık oluyor, evlenme teklifi ediyor, olmuyor. Pavyon solisti Gönül’ü sevmiyor, Gönül’ün dizinde uyuyor. Savcı Esra ile evleniyor, Esra öldürülüyor. Adam, kalbini sıyırıyor.
Doktor çözer
Onların Dr. No’su varsa, bizim de Ercüment Çözer’imiz var mottosuyla, türk televizyonunda yaratılmış en özgün kötü adamlardan biri olan Ercüment Çözer’i de atlamayalım. Mantığı, saygısızlık yapma ve işime karışma olan Çözer, aslında tam bir villian değil. Daha çok, her devrin ve her türün adamı. İşiyle ilgileniyor ve gerçek hayattaki kötü adamların aksine o meyve suyu değil, viski içiyor.
Deneysellik
Korkmayan bir diziydi Behzat Ç ve bu yüzden çok sevildi. 78. Bölüm, baştan sonra Akbaba’nın salonunda geçiyor, rakı içip menemen yapıyorlar. Bir bölüm de sadece Behzat’ın rüyasını anlatıyor ve başkası oynamıyor neredeyse. Böyle şirinlikleri de vardı. Mıhlıyorlardı mıh mıh.
Panayır yeri Ankara!
Tabii ki romanın ve dizinin başarısının arkasında, sırf Behzat ismi yatmıyor. Mükemmel bir polisiye uzmanı olan Akbaba, herkesi her yerden bulan Hayalet ve tam bir ergen irisi olan Harun. Ekibe sonradan katılan kibar çocuk Cevdet ve Survivor Selim ile skalayı inanımaz genişleten, her telden çalan bir ekip bunlar!
Benim annem
Evet Behzat’ın siyasi görüşü yok dedik, ama hepimizde olmasını umduğumuz o vicdan denen şeye ziyadesiyle sahip. Bir bölümde, oğlunun kemiklerini arayan bir Cumartesi Annesi’ne yardım edişi hala damarlarımızda heyecanla duruyor. Bunu yaparken de Bandista’nın Benim Annem Cumartesi şarkısını atlamıyor. Çok yaşayın!
Bonus: Gogol Ankara’da!
Yıllarca DT’de Gogol’ün Bir Delinin Hatıra Defteri’ni oynayan Erdal Beşikçioğlu, dizinin finaline yakın bir dönemde yılların birikimiyle muhteşem bir performans sunuyor.