Duygusal hafıza… Bakış açısı… Hayali durumlar… Güzellik gelir geçer, ancak yetenek ve bilgi kalıcıdır. Bir oyuncu ne kadar çok tekniğe hakimse, gerek ekran, gerek sahnede; kalıcı başarıyı yakalama olasılığı o kadar artar. Tabii farklı teknikleri öğrenmek önemli de, bir oyuncu ya da oyuncu adayı kendisi için en doğru tekniğin hangisi olduğuna nasıl karar verecek? İşte tam bu noktada, bu temel teknikleri kurgulayanların geçmişini bilmenin faydalı olacağını düşündük… Buyrunuz, aşağıda oyunculuk konusunda en etkin ekollerin fikir babalarını (ve annelerini) listeledik.
1. Konstantin Stanislavski
Hocaların hocası, ulu manitusu. Butun oyunculuk tekniklerinin Rus asıllı dedesi, Stanislavsky sahnede karakter sergilemenin aslında bir öğreti olduğu fikrinin önderi. Geleceğin oyuncularını -ve yönetmenlerini- eğitirken, oyuncuyu karakterin büyülü ‘eğer’ dünyasına sokan, motivasyon yani güdülenme oluşturan ve de hem hedef hem de engelleri belirleyen o çok ünlü ‘Sistem”ini geliştirdi. Bugün bilinen ekollerin kurucusu olarak ismi geçen hemen hemen tüm hocalar aslında ondan feyz aldı.
2. Michael Chekov
Stanislavsky sayısız önemli aktör yetistirdi, ancak bir tanesi var ki diğerlerinden çok farklıydı: Anton Chekov’un yeğeni Michael. Karakterin karmaşık iç hayatına ulaşmak için Hareketin Nitelikleri’ni doğanın güçlerinden esinlenerek belirledi… Michael Çekov, Stanislavski’nin sistemini 20. Yüzyıl Amerikası’na taşıyan isim oldu… Clint Eastwood, Anthony Hopkins ve Marilyn Monroe gibi bir çok isim Michael Chekov’dan ilham aldılar.
3. Jacques Copeau
Önce bir tiyatro eleştirmeni ve sonra Théâtre du Vieux-Colombier’ın kurucusu olan Copeau, sahnede yapılan işi eğlenceden sanata taşıyan kişi oldu. 20. yüzyılın başlarında Paris ve New York’ta boş ve dekorsuz sahnelerde, ticari tiyatronun zorlamalarını reddederek, seyircinin dikkatini sahne yarine aktörün işine odaklayarak oyunlar sergiledi.
4. Bertolt Brecht
Almanya’da işlerin gidişatını en çok değiştiren tiyatro adamı Brecht, ‘epik tiyatro’nun yükselişine ve sahneyi siyasi değişimin bir aracı olarak kullanmaya yol açtı. Takipçileri katarsis yani duygusal boşalımı terkederek rasyonalizmi seçti, bu da seyircileri stilize bir gerçeklikle karakterden uzaklaştırarak toplumu ve kendilerini sorgulamalarına yol açtı. Bir önceki cümle biraz dolu dolu oldu farkındayız; ama yine de yazımızdan çıkarmayalım. Tükçesi, abartılı ama samimi bir oyuncu-seyirci ilişkisi yerine daha mesafeli ama gerçekçi bir sahneleme. Bu radikal yönetmen, şair ve filozofun etkisi Caryl Churchill ve David Bowie’ye kadar uzanmakta.
5. Antonin Artaud
Avangart hareketi atlamayın. 20. Yüzyılın ilk yarısında Avrupa’yı alt üst eden bu Fransız sanatçı, Samuel Beckett’ten Sam Shepard’a bir çok absürdist sinemacı ve tiyatrocu için alt yapı hazırladı. Kurucusu olduğu Theatre of Cruelty’nin,yani Zulum Tiyatrosu’nun, felsefesi seyircileri görüntü ve seslerle saldırıya uğratmak ve bu sayede bilinç altında kalan ifade edemedikleri duygularına ulaşmalarını sağlamaktı. Artaud’un dünyasında lisan yetersiz kalıyordu ve travma neşeye açılan kapıydı.
6. Lee Strasberg
Efsanevi Group Theater’ın kurucularından, Actors Studio’nun yöneticisi ve Lee Strasberg Tiyatro ve Film Enstitüsünün yaratıcısı Strasberg, Metod Oyunculuğu terimini literatüre soktu. Stanislavski’den ilham alan ama ayni zamanda da uzaklaşan Strasberg, duygusal hafıza aracılığı ile bizi psikolojik gerçeklik ve bir karakterin duygularını ortaya çıkarmak için hislerimizi kopyalamak kavramlarıyla tanıştırdı. Sıkı takipçileri arasında Dustin Hoffman, Jane Fonda, Elia Kazan da var.
7. Stella Adler
4 yaşından itibaren kendisi de çok üretken olan Adler, Strasberg’le aynı fikirde değildi. Onun tercihi kişisel duygular yerine hayal gücünden yanaydı. Dünyaca ünlü stüdyosunun sayısız öğrencileri arasında Robert De Niro, Elaine Stritch, ve belki de en ünlüsü olarak, Marlon Brando vardı. Adler kuvvetli tercihler yapmanın önde gelen savunucularından biriydi ve her aktörün hep aklında tutması gereken basit bir ilke olduğuna inanıyordu: ‘Sıkıcı olmamak’
8. Sanford Meisner
Rol arkadaşına ‘iç karmaşa’ ve ‘yapmanın gerçekliği’ ile tepki vererek duygusal hafıza yerine iç güdüleri kullanmak gerektiğinin altını çizen Meisner, oyunculuk sanatını en çok alt üst eden Amerikalı. Eğer tekrarlama ve ‘hayali şartlar altında gerçekçi yaşamak’ oyunculuğunuza nasıl fayda sağlayabilir emin değilseniz, bir araştırmayı ihmal etmeyin. . Meisner eğitimi almış olan ünlüler arasında William Esper, James Gandolfini, Jack Nicholson, Anthony Hopkins, Kim Bassinger, Jeff Bridges, Jeff Goldblum, David Mamet, Steve Mc Queen, Diane Keaton, Gregory Peck, Sigourney Weaver, Grace Kelly, Jon Voight, Sydney Pollack, James Caan, Ed Norton ve Tom Cruise gibi isimler var.
9. Uta Hagen
Kim Korkar Hain Kurttan’ın Broadway’deki gösterimlerinde ilk Martha’yı oynamasıyla bilinen Uta Hagen, Herbert Berghof Studio’nun kurucularından ve bir çok aktörün hala önemsediği çeşitli kitapların yazarı. Yaklaşımı ‘yerine koymak’ ve ‘nakil’ gibi araçları, yani karakterin tavrı aktör’ün yaklaşık kişisel deneyimlerinden yola çıkarak ele alınabilir, anlayışını savundu. Görünen o ki, öğrencileri Al Pacino, Liza Minelli ve Whoopi Goldberg gibi isimler için çalışan bir anlayış!
10. Viola Spolin
Eğer oyunculuk tercihlerinizi an be an yapmak istiyorsanız, o zaman doğaçlama tiyatronun hanımağası Viola Spolin’i araştırmanız gerekiyor. Bir oyunculuk hocası ve akademisyen olan Spolin, heyecanı ve yaratıcılığa yönelik engelleri ortadan kaldırmak için spontan ve eğlenceli egzersizlerden oluşan tiyatro oyunlarıyla, aktörün şimdisine odaklandı. Oğlu, Paul Sills, Chicago’daki Second City’yi kurarak bir çok komedyenin kariyerini başlatabilmesine imkan sağladı.