Konu sanat tarihi olduğunda İspanyol sanatçıların birçok akıma öncülük ettiklerini biliyoruz. Risk almaktan korkmayan bu ressamlar, kendi kültürlerini ön plana çıkarak semboller ve teknikler kullanırlar. Bununla birlikte en ünlü İspanyol sanatçılar, ilhamlarını daima sosyal kargaşalarda ve adaletsizliklerde buldular. Goya’dan Picasso’ya, batı kültürüne yön veren birbirinden önemli ressamları sizler için araştırdık ve derledik. Birbirinden yetenekli bu sanatçılar karşısında hayranlığınızı gizleyemeyeceksiniz! İşte batı kültüründe önemli izler bırakan 7 İspanyol ressam…
Diego Velázquez (1599–1660)
Sevilla’da dünyaya gelen Diego Velázquez, İspanyol Altın Çağı olarak bilinen dönemin önde gelen sanatçılarından biriydi. Kendisi yaklaşık 40 yıldır Kral IV. Philip’in saray ressamıydı. Bireyci tarzıyla dönemin Barok ressamlarından ayrılıyordu ve gevşek fırça darbeleri hem Realist hem de Empresyonist ressamları etkiliyordu. Picasso, Dali ve Francis Bacon gibi önemli ressamlar Diego Velázquez’in çeşitli eserlerini yorumlayarak büyük ustalarına saygılarını sundular.
Francisco Goya (1746–1828)
18. yüzyılın en etkili ressamlarından biri olan Francisco Goya, yaşamı boyunca büyük başarılara imza attı. Çalışmaları genellik Romantik hareketle ilişkilendirilir ve son büyük Eski Ustalardan biri olduğu söylenir. Goya’nın en ünlü tablolarından biri olan 3 Mayıs 1808, ülkenin Napolyon tarafından işgaline direnen İspanyolları resmetmektedir. Bu çığır açan çalışması savaşın ve dehşetin sanattaki tasviri açısından yol gösterici oldu.
Joaquín Sorolla (1863–1923)
İzlenimcilik, sanat tarihindeki en etkili hareketlerden biridir. Bu hareketin modern sanatla eklemlenmesine 19. yüzyıl sonlarında Paris’te yaşayan ressamlar öncülük etse de Joaquín Sorolla, bu hareketi İspanya topraklarına getirmiştir. Kendisi güneş ışığının etkilerini deneyimlemek ve aynı zamanda yeniden üretebilmek için açık havada çalışmayı tercih ederdi. Zaman içerisinde Işığın Üstadı olarak anılmaya başlandı. Empresyonist akımı benimsedi ve kariyerinin zirvesinde bile ilhamını güneş ışığından aldı. Çalışmaları yalnızca İspanya’da değil, Fransa ve Amerika’da da takdir edildi.
Pablo Picasso (1881–1973)
Modern sanatın çehresini değiştiren Picasso, çığır açan Kübist eserleriyle tanınmaktadır. İster bu eserlere yoğunlaşın ister yıllar içerisindeki gelişimine bakın, Picasso hakkında söylenebilecek pek çok şey var! Kendisi hayatı boyunca yaklaşık 50 bin sanat eseri üretti. Buna seramik ve heykel gibi eserler de dahil!
Joan Miró (1893–1983)
Katalan sanatçı Joan Miró, sanat dünyasında durdurulamaz bir güçtü ve hayatı boyunca başarının tadını çıkardı. İlk resimleri Sürrealist hareketle ilişkilendirilse de bilinçaltının resmin kontrolünü ele geçirmesine izin verdiği otomatizme yakındı. Çok yönlü bir sanatçı olan Miró, heykel, seramik, set tasarımı ve baskı yapımına odaklanmak için sık sık resme ara verdi. Çalışmaları Soyut Dışavurumcu Jackson Pollock gibi isimleri etkiledi. Genç sanatçılara yardım etmek için 1975’te, doğduğu yer olan Barselona’da Joan Miró Vakfı’nı ve Çağdaş Sanat Araştırmaları Merkezi’ni kurdu.
Salvador Dalí (1904–1989)
Altmış yılı aşkın bir süre resim çizen Salvador Dali, modern sanatın en önemli sanatçılarından biridir. Belleğin Azmi gibi gerçeküstü resimleriyle ünlenen Dali, aynı zamanda üretken bir heykeltıraş, film yapımcısı, fotoğrafçı ve illüstratördür. Hatta eşi Gala ile birlikte düzenledikleri efsanevi akşam yemeklerinden yola çıkarak bir yemek kitabı bile yazmıştır. Ölümünün üzerinden 30 yıl geçmiş olsa da tabloları hala bizi içine çekmeye devam ediyor.
Fernando Botero (1932–)
Kolombiya’da doğan ancak sanat eğitimini İspanyol Kraliyet Akademisi’nde alan ressam ve heykeltıraş Fernando Botero, benzersiz stiliyle hafızalara kazınan bir sanatçı. Boterizm olarak bilinen bu tarz, kıvrımlı ve abartılı oranlarda figürlerin resimlerini ve heykellerini içeriyor. Latin Amerika’nın en tanınmış sanatçılarından biri olan Botero ilhamını kökenlerinden alıyor. Güçlü ana hatlar ve canlı renklerin kullanımı adeta Latin Amerika halkına selam niteliğinde! Son zamanlarda siyasi temalar üzerine yoğunlaşan Botero, Irak Savaşı sırasında Abu Ghraib hapishanesinde yaşanan istismarlardan esinlenerek bir sergi oluşturdu.
Kaynak: 1