Hayatımızda hepimizin kurban rolünü oynadığı anlar olmuştur. Bu kimi zaman kendimizi daha iyi hissetmek, kimi zaman sorumluluklarımızdan kaçmak için başvurduğumuz bir yol olabilir. Ancak bunun bir yaşam felsefesi haline gelmesi oldukça sıkıntılı bir durum.
Çoğu zaman çocuklukta kırılan vazonun suçuna kardeşe atmakla başlayan, ardından okulda, sonra iş hayatında kurban rolü oynamak, hatalarından dolayı başkalarını suçlamak sık görülen bir davranış. Ancak şunu hiç unutmamak gerekiyor ki hayatında kendisine sürekli kurban rolü biçen kişiler arkadaşlarını, iş arkadaşlarını ve hatta ailelerini kendilerinden hızla uzaklaştırıyor.
O zaman gelin kurban rolü oynayan, yanlışlarının suçunu sürekli başkalarının üzerine yıkmak isteyen insanlar dışarıdan nasıl görünüyor bir bakalım. Bakalım ki böyle biriysek bundan derhal vazgeçelim, iyice yalnız kalmadan…
1. Aynı şey hakkında bıkmadan usanmadan, sürekli şikayet ederler, ama çözme konusunda aynı istikrarı göremezsiniz.
2. “Bugün alıngansın” lafı onlar için geçersizdir, çünkü onların varsayılan modu zaten alıngandır.
3. Hayatlarındaki her şeyden başkaları sorumludur, onu sinir eden başkalarıdır, öfkelendiren, üzen, kıran, yıpratan hep başkalarıdır.
4. İlişkileri daima sorumsuz, yıpratıcı, ruh sağlığını bozan, olgunlaşmamış, bağımlılıklara dayalı sağlıksız ilişkilerdir.
5. Aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar beklemek tipik yaşam modelleridir, hayatları belli bir döngünün tekrarından ibarettir.
6. Sorumluluk almak mı, o da ne? Evet, aynen böyle çünkü sorumluluk almak hataların, yanlışların da sorumluluğunu almak demektir ki aman ha!
7. Donuk bir yaşantıları vardır, yani ne gerilerler ne de bir adım ileri giderler, oldukları yerde saymak onları hiç rahatsız etmez.
8. Kin tutmak bu kişiler için adeta hobidir, yaşam enerjilerini içlerinde biriktirdikleri kin duygusundan alırlar.
9. İddialı konuşup, hayatın hiçbir alanında iddialı olmamak bu arkadaşların işidir, Nasreddin Hoca’yı Timur’a gönderip yolda yalnız bırakanlardır bunlar.
10. Kendilerini güçsüz, zayıf, enerjisiz hissetmedikleri gün yoktur, sürekli bir tükenmişliğin pençesindedirler adeta.
11. Her ne kadar yaşadıkları her şeyin sorumlusu başkaları olsa da, güven konusunda başkaları yoktur, hiç kimseye güvenmezler. Suç atmak dışında.
12. Prensipleri yoktur bu kişilerin, duruma, olaya, kişiye göre her an değişen ve yenilenen sözüm ona prensipleri vardır.
13. Çok çabuk sinirlenir, çok çabuk kavgaya girişirler, böyle durumlarda kendilerine laf anlatmanın imkanı yoktur!
14. Kendini sürekli başkalarıyla kıyaslama derdindedir, işte, evde, okulda, yolda her yerde kıyas kıyas kıyas…
15. Hayatın daima eksikliklerini görür, mutlu olduğunda bile kendisini mutsuz edecek noksanlıklar bulmayı başarır, öyle de negatiftir.
16. Eleştirel bir kimsedir, ama yanlış anlamayın asla olumlu eleştiride bulunmaz eleştirmedeki amacı yıpratmaktır.
17. Kendilerinin mükemmel olduğunu düşünürler, zaten öyle olmasa her hatanın, yanlışın suçu nasıl başkasının üzerine atılır ki?
Bonus – İnsanları hayatlarından çok kolay çıkarırlar, çünkü onun hayatına onun menfaati kadar girebilirsiniz.