Şimdi gözlerinizi kapatın ve deniz kıyısında yalınayak yürüdüğünüz o anı hatırlayın. Ayağınızın altındaki ıslak kumun serinliği, burnunuza çarpan tuzlu rüzgar, uzaklardan gelen dalga sesleri… Harika, değil mi? Peki hiç düşündünüz mü: başka bir gezegende bir okyanus olsaydı nasıl olurdu? Rengi mor, sıcaklığı kaynar olsa mesela? Belki de içinde bizim aklımızın bile almayacağı türden uzaylı yaratıklar süzülürdü. Ya da gökyüzü altında değil de, kalın bir buz tavanın altında gizlenmiş olurdu. Peki gerçekten başka gezegenlerde okyanus var mı?
Uranüs’ün uydularından biri olan küçük gök cismi Miranda, 1986 yılında, NASA’nın Voyager 2 aracı sayesinde bugüne kadar sadece bir kez yakından incelenebildi. Evet, 80’lerde… O dönem Miranda sadece sıradan, donmuş bir buz topu sanılmıştı. Ama bilim insanları bu uydunun güney yarım küresinde epey garip bir detay fark etti: karmaşık, girintili çıkıntılı oluklar. Yani sanki dev bir varlık yüzeyde parmaklarını sürüklemiş gibi… Bunlara ne sebep olmuş olabilir? Buzun altından gelen bir şey mi? İçsel bir ısı kaynağı mı? Şimdi daha fazla vakit kaybetmeden başka gezegenlerde okyanus var mı birlikte inceleyelim.
Geçtiğimiz ekim ayında araştırmacılar, Uranüs’ün uydularından biri olan gök cismi Miranda’nın yüzeyindeki tüm bu olukları detaylıca haritalandırdı ve ardından bilgisayar simülasyonlarıyla bu şekillerin nasıl oluşabileceğini test ettiler. Sonuç olarak uydunun altında hala varlığını sürdüren bir okyanus ihtimali!
Ama dikkat, bu okyanus bizim alıştığımız gibi Güneş ışığıyla parlayan türden değil! Kalın bir buz tabakasının altında, tamamen karanlıkta, sonsuz bir geceye hapsolmuş bir su kütlesi… Şimdi hayal edin, bu karanlık suyun içinde yaşayan canlılar varsa, Güneş’i hiç bilmeden evrim geçirmiş olmalılar. Belki de tıpkı Dünya’nın derin denizlerinde, ışığın hiç ulaşmadığı yerlerde yaşayan o tuhaf organizmalar gibi!
Güneş Sistemi’miz, adeta buz kabukları altına gizlenmiş gizli okyanuslarla dolu bir mücevher kutusu gibi
Bilim insanları artık, Jüpiter’in uydusu Europa’nın, Satürn’ün uydusu Enceladus’un buz altı okyanuslara sahip olduğunu neredeyse kesin olarak biliyor. Hatta Enceladus’un yüzeyinden uzaya su fışkırıyor!
Ekim 2024’te fırlatılan NASA’nın Europa Clipper aracı, Europa’daki okyanusun yaşama uygun olup olmadığını araştırıyor. Titan, Mimas ve birkaç uydu daha bu “gizli okyanus kulübüne” girmeye aday. Ve şimdi Miranda da bu listeye dahil oldu.
Peki Miranda’da neden okyanus var?
Miranda’nın öyle garip bir yörüngesi var ki, bu yörünge zamanla iç kısmını ısıtıyor. Bu da buzun bir kısmını eriterek sıvı suyun ortaya çıkmasına sebep oluyor olabilir. Şu anda yavaş yavaş donuyor olabilir… ama hâlâ orada!
Tüm bunlar bilim dünyasında yepyeni bir düşünce akımı doğurdu: “Yaşanabilir dünya” tanımını gözden geçirmeliyiz! Eskiden sadece Dünya gibi, yüzeyinde sıvı su olan gezegenlerin yaşama elverişli olduğu düşünülürdü. Ama şimdi, bu gizli okyanuslar, karanlıkta gizlenen bu kozmik sular, belki de yaşamın başka türlerini barındırıyor olabilir.
Dünya’mızın merkezindeki enerji patlaması, iki temel kaynaktan geliyor. Bu sayede okyanuslar donmuyor
Radyoaktif bozunma: Adeta evin içinde sürekli açık kalan ısıtıcımız. Radyoaktif maddeler zamanla parçalanırken etrafa ısı yayıyor.
Büyük bir gezegen olan Dünya, bu ısıyı güzelce saklayabiliyor. Ama daha küçük gök cisimleri, mesela uydular, o kadar şanslı değil. Onlar ilkel ısılarını çoktan uzaya kaptırmış durumda. Geriye bir tek radyoaktif parçalanmalar kalıyor ki… o da pek yeterli değil. Peki ama bu minnak uydular nasıl hâlâ sıcak kalıyor? İşte şimdi işin en ilginç kısmı geliyor!
Uydulara enerji veren gizli kahraman: gelgitsel ısınma
Peki bu nasıl oluyor? Şöyle düşünün:
Uyduların yörüngeleri düzenli değil. Bir gezegene yaklaşır, sonra uzaklaşırlar. Bu hareket sırasında gezegenin yerçekimi uydunun iç yapısını adeta yoğurur. İç organları sıkılır, esner, tekrar sıkılır… Bir nevi sürekli masaj etkisi yaratır! Ve bu tekrar eden baskı ısı üretir. Sonuç? Buzlar erir, altında sular akmaya başlar. Düşünsenize, buzun altındaki bir okyanus…
Ama hemen şu detayı da ekleyelim: Bu okyanuslar Dünya’dakiler gibi değil. Çünkü her buz, su buzu değil. Uzayda uzaklara giderseniz; karşınıza karbondioksit, amonyak, nitrojen, hatta metandan oluşan buzlar bile çıkabilir. Ve bu farklı bileşimler, okyanusların yapısını ve potansiyel yaşanabilirliğini tamamen değiştiriyor.
Bu buzlu okyanuslarda yaşam olabilir mi?
Belki evet… belki hayır. Bu okyanusların bazıları hidrotermal bacalarla dolup taşabilir – tıpkı Dünya’daki derin denizlerdeki gibi. Ama bazıları sessiz, karanlık ve hareketsiz olabilir.
Gerçek şu ki, bu uyduların yüzeyinin hemen altında neler olup bittiğini henüz tam olarak bilmiyoruz. Ama NASA’nın Europa Clipper görevi gibi projeler sayesinde bu bilinmezlik yavaş yavaş çözülecek. Uzay sondaları o buzlu kabuklardan fırlayan parçacıkları inceleyerek bize su altı dünyalarının sırlarını anlatacak. Başka gezegenlerde okyanus var mı yazımızın sonuna geldik. Bu içerik de ilginizi çekebilir: