Hepimizin bildiği gibi, “ifade özgürlüğü” dünya üzerinde birçok ülke tarafından kabul görmüş bir haktır. Bu durumun elbette ki, ülkeden ülkeye farklılık göstermesi oldukça doğal. Ancak hiçbir etken, özgürlüklerin kısıtlanması konusunu kabul etmek ve buna sessiz kalmak için sebep olamaz.
Ülkemizin basın özgürlüğü konusunda durduğu yeri anlayabilmemiz içinse, dün akşam saatlerinde yaşanan gelişmeyi(!) örnek vermek yeterli olacaktır sanıyoruz. Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve gazetenin Ankara Temsilcisi Erdem Gül, dün akşam saatlerinde “Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme” suçuyla tutuklandı ve Silivri Cezaevi’ne gönderildi. Yaşanan bu olay, basın özgürlüğü konusunda nerede durduğumuzu bize zaten gösterdi. Ancak yine de biz “Basın ve ifade özgürlüğü konusunda dünya üzerinde acaba neredeyiz?” sorusu üzerine biraz düşündük. Ve belki bir cevap bulmaya yardımı olur diye bazı ülkelerin ifade özgürlüğü konusundaki yasalarını sıraladık. Buyrunuz.
“Her ferdin düşünce ve fikirlerini açıklamak hürriyetine hakkı vardır. Bu hak fikirlerinden dolayı rahatsız edilmemek, memleket sınırları söz konusu olmaksızın malümat ve fikirleri her vasıtayla aramak, elde etmek ya da yaymak hakkını içerir.”(İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi)
Ülkemizin İnsan Hakları Evrensel Beyannâmesi tercümesinin 19’uncu maddesi bu şekildedir.
“Herkesin ifade özgürlüğü vardır. Bu hak; insanların fikirlere sahip olma ve bilgiyi halk otoritesi olmadan, sınırsızca alma ve verme hakkını tanır.
Özgürlük ve basın kuruluşlarının çoğulculuğuna saygı duyulmalıdır.” (Avrupa Birliği)
Avrupa Birliği’nin 2000 yılında yayımlanan temel kanunlarının 11. maddesi bu şekildedir.
“Çin Halk Cumhuriyeti, vatandaşların ifâde, basın, birleşme, ortaklaşma, ilerleme ve gösterme özgürlüğünden zevk alır.”(Çin)
Çin Halk Cumhuriyeti Anayasası’nın 35. maddesi bu şekildedir. Ancak bu ifadeye rağmen, Çin’de daha önce Wikipedia ve Google gibi web sitelerinin sansüre uğradığını biliyoruz.
“Herkes; adaleti sağlayan mahkemelere saygı duyarak, birinin düşüncelerini yayınlama, yazma ve bununla ilgili konuşma özgürlüğüne sahiptir.”(Danimarka)
Danimarka daha önce Jyllands-Posten’ de yayımlanan Muhammed karikatürleri ile büyük tepki almıştı. İfade özgürlüğü hakkındaki 99 sayılı kanunu ise bu şekildedir.
“Kongre herhangi bir dîni kurmak, uygulamasını yasaklamak için, ifâde ve basın özgürlüğünü ya da insanların barışçıl bir şekilde toplanmasını ve devlete acılarını anlatmasını kısıtlamak için kanun çıkartamaz.”(ABD)
ABD anayasının 1 numaralı kanunu bu şekildedir. Kanun 1951 tarihlidir.
“Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir.”
Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce ve kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz. (Türkiye)
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 25. maddesi bu şekildedir.
“Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir.”(Türkiye)
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 26. maddesi bu şekildedir. Ancak 2001’den sonra Anayasa değişikliğine gidilerek bu hak Anayasa’dan kısmen çıkartılmış ve ceza mahkemelerine verilmiştir.
Bir önceki maddeye 2001 yılında gelen düzenlemeden sonra: “Haber ve düşünceleri yayma araçlarının kullanılmasına ilişkin düzenleyici hükümler, bunların yayımını engellememek kaydıyla, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin sınırlanması sayılmaz.”(Türkiye)
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda yer alan 26. maddeye, 2001’de gelen düzenleme ile belirlenmiş “bazı durumlar”da bu özgürlüğün sınırlandırılabileceği eklenmiştir. Sınırlamadan sonra ise yer alan fıkra yukarıdaki gibidir.
“Türklüğü, Cumhuriyeti, devletin kurum ve organlarını aşağılama” başlığı altında incelenen maddede ceza yaptırımları açıklanır ve ardından: “Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.”(Türkiye)
Türk Ceza Kanunu’nun 301. maddesiyle ilgili önergenin oylanıp kabul edilmesiyle birlikte, maddenin son hali şu şekildedir:
1. Türklüğü, Cumhuriyeti veya Türkiye Büyük Millet Meclisini alenen aşağılayan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
2. Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini, Devletin yargı organlarını, askerî veya emniyet teşkilatını alenen 3. aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
3. Türklüğü aşağılamanın yabancı bir ülkede bir Türk vatandaşı tarafından işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır.
4. Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.
ABD merkezli sivil toplum örgütü Freedom House’nin 2014 Basın Özgürlüğü Raporu’nda 15 yıldır “kısmen özgür ülkeler” kategorisinde yer alan Türkiye, “özgür olmayan ülkeler” kategorisine geçirildi
Ve toplam 42 ülkenin yer aldığı Avrupa’da da aynı zamanda basını özgür olmayan tek ülke oldu.
Bonus:
Freedom House, rapor sonrasında, Türk hükümetine şu adımları atması tavsiyesinde bulundu:
1. Gazetecilere yönelik tehditlerin durdurulması.
2. Onlarca gazetecinin hapse atılmasına yol açan ceza kanunu kapsamındaki hakaret suçu, geniş tanımlanmış terörle mücadele suçları ve suç örgütü yasalarının kaldırılması.
3. Medya kuruluşu sahiplerinin haberleri çarpıtarak hükümete yaranmasına yönelik teşviklerin azaltılması için ihale uygulamalarında Avrupa standartları ve uluslararası standartlarla uyum sağlanması. Türkiye’de medya kuruluşlarının sahipleri, şayet Türkiye vatandaşlarının güvenini geri kazanmak istiyorlarsa, ihale uygulamalarında değişiklik yapılmasını kendileri destekleyerek taahhütlerde bulunmalıdırlar. (Freedom House, 2014)