Bittabi kötü bir şey. Hem de çok kötü bir şey. Üç kişilik bir aşk ilişkisinde belki de üç kişinin aynı anda en berbat hissettiği an. Berbat demek az bile aslında ama daha da trajikleştirmeyelim durumu.
İşin ahlaksal tarafında değilim, o kısım aşırı göreceli. Biri biriyle beraberken, başka birine de tutulabilir. Erkek kadın fark etmez, kayar belki gönlü. İş ilerler, birlikte uyumalar, sevişmeler, ayıp, günah, terbiyesiz damgası yeme korkusu, dev vicdan hesapları yer bitirir valla insanı. Sadece alemin en masum Filiz Akınları, Fatma Girikleri mi ince hastalığa yakalanır sandınız? Nice üçüncü kadınlar, adamlar, sırf imzayı önce basamadılar diye aşklarının ardından eriyip gittiler.
Aşkın iki kişilik hali öylesine pırıltılar ve kutsal sarmallarla idealize edilmiştir ki cinsellik de onun yanına aşkımızın çiçeği bonusu olarak ilişiverir. Ne var ki bu al gülüm ver gülüm tarzı ilişki biçimi insanoğluna sıkıcı geliverir. Arada bir göz başka çiçeklere böceklere de kayar. Bu anlık kaymalara güzel Türkçemizede çapkınlık deniyor. Çapğun kelimesinden geliyor olmalı “hızlı koşan at, hızlı gitmek, akın etmek” manasında. Kimileri hızını dizginliyor, kimileri de vuruyor kırbacı afedersin. Aşklısı meşklisinden, sadece gözü kaymışına sinemamızda basılma sahnelerine bir bakalım dedik. Komiklisi de var dramlısı da. Biz yine de uyarımızı yapalım, başlıkta yazdığı gibi listenin içinde filmlerimizden basılma sahneleri var. Sonra, “ben aslında okumayacaktım, zorla okuttunuz, nerden bileyim” falan olmasın.
Kaç Para Kaç
https://www.youtube.com/watch?v=wamkjp-o1u0
Son dönem Türk Sinemasının (oha 1998!) en başarılı örneklerinden olan filmde Nihal karakterini canlandıran Zuhal Gencer, Taner Birsel’in canlandırdığı Selim’e kedi gibi kur yapıyor. Tam bir faşnak (annemin aşırı oynak kadınlar için kullandığı tabir) olan Nihal, film boyunca bu Selim’i baştan çıkarmak için neler neler yapıyor. Sahnenin sonu ise felaket, muhtemelen izlemeyeni boldur, spoiler vermeyelim. Mini spoiler, evet basılma var, yoksa listede işi ne.
Her Şey Çok Güzel Olacak
Hep arzulardan tutkulardan… Ne istediniz lan harbiden Altan’dan. E iyi tamam, öyle sağlamcı kadının seveceği tipten bir eleman değil ama yazık yine de kız… Film boyunca ne hayalleri vardı çocuğun. Buradaki çiçek kuşbaşı sahnesinde de o aşırı idealize aşk – ve bonus çiçeği olan cinsellik doğranıyor aslında.
Ne Olacak Şimdi
https://www.youtube.com/watch?v=K3EUCrYS4cc
İşte listeye koymasaydık, anında .ok gibi liste yapmışsınızcıların üşüşeceği maddemiz. Harbiden de çapkınlık alemlerinin olmasaydın olmazdık diyeceği bir tipleme: Şakir! Beyaz don, atlet ve sekreter klasiğiyle olayın en karikatürize ve klişe hali. Ama işte Şener Şen bu en sabit kareden bile bir çıkar yolunu bulup komediye ulaşıyor. “Tükür ulan babanın suratına” repliği ile aşk meyvesinin fonksiyonunu yerine getirme şekliyle sahne zirve yapıyor.
Son
Aslında rahmetliden daha okkalı bir tepki beklerdik ama sonuçta replik öyle yazılmış. Levent usta da o kısacık repliği tam ciğerinden tonlamış. Bu sefer aldatan erkek değil ama cümleye giriş yine aynı: İzah edebilirim… Basılma olaylarında cins farkı olmadan kullanılan en temel cümle nedense bu. Bir de “açıklayabilirim” var. Açıklayamazsın ki. Açıklanabilecek bir dünya olsa zaten daha en başta basılmazdın da.
Eşkiya
Kıtipiyöz mafya, küçük mafya, orta boy mafya, büyük mafya, battal boy mafya ve bunların en onurlu onursuz, şerefli şerefsiz halleri. Aşırı sinirli erkekler dünyasında işler yekten nasıl yürür, romantizme yer var mıdır yok mudur halleri eşliğinde beklenen son. Aldatılma sonrası delirme sendromu yaşayan Cumali, fark etmeden filmin en kritik itirafını da ağzından kaçırıyor. Bu sahnede şaşırtıcı derecede iyi bir oyunculuk performansı sergileyen Yeşim Salkım’ın tepkileri, sessiz anları, bakışlarına dikkat. Belki de sadece “izah edebilirim” saçmalığına hiç girmediği için tepkiler bize doğal gelmiştir kim bilir?
Vavien
https://www.youtube.com/watch?v=uKkuDlVLhhE
Cinselliğe tam da Türkiye usulü tepkilerin derlendiği iki sahne ard arda. Bırakmıyorlar ki ergenler sevsin birbirlerini. Yahu totoya kürekle vurdu kadın kürekle! Yine de çocukları seviyor ki ele vermiyor. Söylese ne olacağını biliyor, vururlar. Ondan sonra neden komple manyak bu toplum? Ya ne olacağıdı şu korkularla büyüyen insandan.
Banker Bilo
Basılma anından olayı çiköfteye, oradan aşkın kutsallığına taşıyan Maho ve yine dev bir Şener Şen performansı. Bu adama basılmak yakışıyor karrşim. Yani sanki hiç konuşmasa da sadece bir figür olarak dursa bile o varoluş haliyle de komik olacak. Meşhur İlyas Salman sinirine bile kal getiren bir performans. Aynı olayın daha öncesi için de şu sahneyi izleyiniz. Meşhur “hiiiç normal” cevabı efsane.
Çiçek Abbas
https://www.youtube.com/watch?v=QZG9l8gWY54
Aldık gazı Şener babadan devam edelim. Basılmanın binbir halinde yüzsüzlüğün kitabı son baskı. Dayanılmaz cazibenin üstüne atlayan kadınlar varmış da bir de tehdit ediyorlarmış. Bir yandan da donunu topluyor bunları derken 🙂 Yok, hani gözüyle görmese inanacak zavallı kadıncağız. Videonun daha düzgün halini bulamadık bununla idare ediniz, sonuçta hadise belli.
Şekerpare
Yöneten Atıf Yılmaz, senaryo Yavuz Turgul, yapımcı Ertem Eğilmez ve Arzu Film kötü film beklenir mi? Beklenir de bu yıllarda değil.
İlyas Salman, Şener Şen ikilisi yeniden bir arada. Bu ikisi birlikteyken en iyi gittikleri sahneler kesinlikle basılma anıyla ilgili olanlar. Filmin her biri birbirinden güzel mani gibi şarkılarını da unutmak mümkün değil. Daha film başlarken Yaprak Özdemiroğlu en önde, kadronun salına salına merdivenden inerken söylediği şarkıyı hatırlayalım:
istanbul’un kıyameti Galata
Galata’dır anam Galata
Galata’nın dört bir yanı kerhane, kerhanedir ana kerhane
Kerhanede kadın satan salhane, salhane ana salhane…
Hemşo
https://youtu.be/muAVJ2I2mZg?t=2164
Allahtan Mehmet Ali ve Sümer Tilmaç vardı da Okan Bayülgen’in dandik oyunculuğundan bayılma gelmedi. Nerede o Şekerpare’yi yapan eski Arzu Film, nerede Hemşo dandiğini yapan Arzu Film derken araya Tatlı Kaçıklar’dan tanıdığımız Yıldız Kaplan’ın çığlıkları giriyor. Kadını tüm film boyunca azdırıp azdırıp ortada bıraktılar.
Üçkağıtçılar
https://www.youtube.com/watch?v=sJmzo6pzuVE
Listenin en absürt filminde sıra. Ne kadar saçmalarsak o kadar güldürürüz zamanlarındayız. Slapstick komediyi çok yanlış anlayan Yeşilçam’ın yediği nanelerden biri. Yatak var, kavga var, komedi var. Yersen tabi:) Cüneyt Arkın’ın “fifiiyuv seks partisi ha, beni de davet etsene” repliği için izlenebilir. Yahu bu adam sonradan nasıl yeşilaycı oldu bilen var mı?
Anlat İstanbul
İstanbul’un hikâyelerini anlatmak, anlatırken de masalları kullanmak… Ne güzel de fikirdi. Fareli Köyün Kavalcısı, Pamuk Prenses, Külkedisi, Uyuyan Güzel ve Kırmızı Başlıklı Kız masalları ve beş ayrı hikaye. Bunlardan Fareli Köyün Kavalcısı’nda Özgü Namal, Mehmet Günsür bu sahnede görünmeyen Erkan Can
ve Altan Erkekli bir arada. Masalı İstanbul’un arka sokaklar ve lağım hikayeleri formunda anlatınca haliyle bir şekilde yine bir basılma sahnesi sıkışıvermiş araya.
Yol
https://youtu.be/g4-0wFQ76VU?t=4375
1982 Cannes Film Festival’inde Altın Palmiye’yi kazanan, ülkemizde yaklaşık 20 yıl yasaklı kalan Yol, kuşkusuz Türk Sinemasının en önemli yapımlarından. Bayram iznine çıkan beş mahkumun hikayesinde, mahkumlardan Mehmet Salih’i canlandıran Halil Ergün ve trende “ehlaksızlar, namıssızlar” gazıyla yükselen nadide linç kültürümüz. Bi rahat nefes alamadık ya milletçe, bi iki düzgün, yasaksız falan sevişilse geçicek belki de, ııh o da öyle ha deyince olacak iş değil tabi.
Bonus: Aldatma nedir nasıl baş edilir ve efsane “deny – reddet” sahnesi
Film A Guide for the Married Man