Yazılım mühendisliği yaparken kendisini geliştirip teknik liderliğini konuşturmaya başlayanlardan tutun da, gerçek dünya Scrum‘la, Kanban‘la yürür mü diye şüpheleri olan ama birden kendini muhteşem bir yolun başında bulan Proje Yönetici’lerine varıncaya kadar, bir çok farklı disiplinden çevik koçluğa geçiş yapan insanlar var. Peki, çevik koçluğa başarılı bir şekilde geçiş yapabilenlerin ortak özelliklerini hiç düşündünüz mü? Lyssa Adkins’in ‘Coaching Agile Teams’ kitabında ortaya koyduğu ‘Native Wiring’ konusu tam olarak bu konuyu adresliyor. Bunlar tüm çatılardan bağımsız olarak aslında kendi karakterimizde de bulunabilecek gayet insani özellikler. ‘Çevik koçluk yapabilir miyim? Benden iyi çevik koç olur mu?’ Diye düşünenleriniz varsa Lyssa Adkins’in çevik koçluğa geçiş yapabilenlerde gözlemlediği 10 karakteristik özelliği hemen açıklayalım ?
1. Odadaki duyguyu anında okurlar
O toplantı odasına adım attıkları an, içerideki duygunun ne olduğunu, orada yaşananın kişilere ne hissettirdiğini, ortak duyguyu anında okurlar. Bunu yapmak için özel bir çaba da sarfetmezler üstelik.
2. İnsanları ürün ve hizmetlerden daha çok önemserler
Her şeyden önce insan odaklıdırlar. Tabii ki geliştirilmekte/yapılmakta/yönetilmekte olan ürünün/servisin ihtiyaçlarına yönelik odaklarını kaybetmezler. Ancak her zaman insan odağını ürün/hizmet odağının önünde tutarlar. Ürünün başarısına giden yolun insanları desteklemekten, önemsemekten geçtiğini çok iyi bilirler.
3. Merak ederler
Ne zaman neyi bilmediklerini bilirler. Sadece merak etmekle kalmaz, özel olarak sorarlar. Böylelikle kişileri önemsendiğini hissettirerek motive etmiş de olurlar.
4. İnsanların genel olarak iyi olduklarına inanırlar
Zor insanlar olduğunu bilirler. Ancak çok klişe bir yakşalımla özünde herkesin iyi olduğunu da bilirler. Herkese şans verilmesi gerektiğine inanırlar. İnsanlarla tanışır, onlara yardımcı olur, yardım edebilecekleri adımlarda yardımlarını asla esirgemezler.
5. Planların bozulabileceğini bilirler
Planlamayı gerekli bulmakla birlikte, planı bir kenara bırakmayı bilirler. Planların bozulabileceği bilincine zaten sahiptirler, değişime hızlıca ayak uydurabilirler. O değerli an içerisinde takımla birlikte hareket ederler. Kafalarında önceden çizmiş oldukları plana uymak için, ortamı kontrol altında tutmak için diretmezler.
6. Öğrenmeye olan susamışlıkları asla bitmez
Kendilerini hiçbir zaman ‘olmuş’ hissetmezler. Hatta tam tersi hep az bulurlar, bu yüzden öğrenmeye olan susamışlıkları asla bitmez. Hep yeni şeylerle kendilerini besler, ve her seferinde daha ne kadar çok şey öğrenmeleri gerektiğini fark ederler.
7. Herhangi bir grup insanın iyi şeyler yapabileceğine inanırlar
Doğru bir amaç ve büyüme ortamı olduktan sonra, hangi insanlar olursa olsun, bir araya gelen o grupların iyi şeyler yapabileceğine inanırlar. Ve aslında her şey bir yana mükemmeliği, peşinde koşmaya değer bulurlar 😉
8. Kurumsal engellere ya da nedenlere karşı düşük toleranslı olurlar
En ayırt edici özelliklerden biri bu olsa gerek. ‘Çünkü biz bunu hep böyle yapıyoruz.’, ‘Saçma olduğunu biliyorum, ama burada biz böyle ilerliyoruz.’ gibi açıklamaları açıklama olarak bile görmeyebilirler. Bu tip kurumsal sayılabilecek nedenlere deyim yerindeyse tilt olurlar 🙂
9. Dengesizliğin gerekli olduğuna inanırlar
Kaosun ve yıkımın aslında daha iyi bir nokta ulaşmak için yaşanması gerektiğini bilirler. Bu yüzden dengesizliğin gerekliliğine inanırlar.
10. Yanlış olma riskini göze alırlar
Evet, son olarak da en güzeli gelsin; yanlış yaptıklarında, yanlışlarını sahiplenir ve yollarına devam ederler ?