Parti yeni başladı, onun adı Parti Küçükçağlayan ve Büyük Ev Ablukasından!
Bartu Küçükçağlayan bir aktör. Hiçbir zaman fazlasını iddia etmedi. Bir yazar olmayı denemedi, gözden düşünce fenomen olup sağa sola sarmayı denemedi. Sadece çıktı ve işini yaptı. Arada bir saçları döküldü, sarı çoraba düştü, gündüzleri aktör geceleri Canavar Banavar olarak gizli kimliği ile Synth makamında konserler verdi. Kendisi hakkında çok bilgi bulmak mümkün değil. Belki Bartu’nun değil, aktörlüğünün önemi olduğunu savunuyordur, belki de medyatik olmak alerji yapıyordur. Bilmiyoruz.
Bir Turgut Uyar galaksisi: Büyük Ev Ablukada
Büyük Ev Ablukada için herkesin farklı bir tanımı var. Yukarıdaki maddenin adı bir ekşi sözlük girdisi. Bir Turgut Uyar şiiri, bir müzik grubu, o ünlü çocuğun grubu hani Orçun gibi olan, dar siyah pantulla gezenlerin grubu vesaire. Büyük Ev Ablukada, Bartu Küçükçağlayan ve Cem Yılmazer tarafından hanisinin bir tiyatro ortamında kuruldu, ilk şarkıları Havadar’da perküsyon niyetine Radikal gazetesi çaldılar. Klasik “ben seni çok sevdim sen neden biye böyle yaptın” temalı şarkı sözleri ve “Hasret Neferi” gibi grup isimlerine gelen gınanın dışarı vurumu olarak algılandı. İlk çıktıklarında yaptıkları akustik Ay Şuram Ağrıyo konserleri, Batı indie tarzı müzikleri ve salaş tarzlarıyla gönülleri tirim tirim titrettiler. İlk albümleri Full Faça, ikinci albümleri Fırtınayt! en bilmeyenin bile dilinde. Tekerleme gibi şarkı sözleri, bir tiyatro oyununun ışık partisyonlarına benzeyen şarkı geçişleri ve mezur tanımaz tavırlar epey sevildi. Lakap kullanma sebeplerini biz tamamen gerçek kimliklerinden ayrılmak olarak algılıyoruz. Bartu’nun dizisinde grubun esamesi şimdilik okunmadı. Bu biraz gündüzleri Cem Yılmazer geceleri Afordisman Salihins bir durum. Adamlar notalardan kendi kahramanlarını yaratıp Batman gibi geziyorlar. Seveni bol, sevmeyeni daha bol, ama herkesin ortak kanısı Fırtınayt! albümü bittiğinde, benzeri Türkçe bir şey dinlenemediğinden başa dönüldüğü. Helaller olsun.
“Bartu Ben, Bartu Sen, Bartu Biz”
Dizisinin ismi biraz “Yaa bence modern Amerikan şiirindeki mülkiyet kavramı şiirin kendisiyle çakışıyor bu arada tek mi yaşıyorsun ailenle mi?” çağrışımı yapsa da, Bartu’nun dalga geçmeye çalıştığı şeyin biraz da bu olduğu izlemine kapılıyoruz. Dev bir oyunculuk sektörü. Oyunculuk yapmanın oyuncu olmaya yetmediği dev bir oyunculuk sektörü. Homojen olmanın esas olduğu, herkesin birbirini tebrik ettiği ve sadece oyunculuk yapmak isteyen insanların tutunamadığı, Instagram DM’lerinden ilerleyen bir oyunculuk sektörü. Çok boğucu. Bartu, genç bir oyuncu. Daha doğrusu gençken ünlenen, otuz beş yaşına dayanmış olmasını kimsenin kale almadığı, ısrarla genç diye nitelendirilen bir oyuncu. Az biraz BoJack Horseman, az biraz Entourage ve çokça Bartu içeren dizide Bartu kendisini canlandırıyor. Yönetmeni ödüllü yönetmen, tribün arkadaşı Tolga Karaçelik. Bartu’nun hayat hikâyesi değil. Bartu, kendisini canlandırıp tutunamayan, tutunmaya da çabalamayan bir aktörün nasıl hayatta kalacağını irdelemeye çalışıyor. Ya da yapmayıp hepimizle sağlam hidrofor geçiyor. Dizi kaliteli, bizi orası bağlıyor.
Çoğunluk
Seren Yüce’nin 2010 yapımı filminde Bartu, babasından başka idol ve hedef sahibi olmayan, normalde daha yüksek insanlarla muhatap olabilecekken maddi olarak kendisinden düşük insanlar seçip onların popüleri olmayı tercih etmiş, ergenlik dönemindeki puslu bir çocuğu canlandırıyor. Puslu, çünkü bir gün babasından gördüğü şeyi diğer gün arkadaşlarıyla ya da kendi sosyal ortamında uygulamaya koyup, sonuçlarıyla yüzleşemeyince hemen babasını araması gibi durumlar var. Bir esnaf çocuğu olarak kendisine âşık bir kızı, kendisine ve statüsüne hayran zannedip onunla beraber oluyor, babasının arabasını kaçırıp arkadaşlarıyla geziyor, aynı babası gibi şantiyede insanlara şarlıyor, ama finalde kendisini babası kurtarıyor. Bartu sadece renkli şarkılar ve sarı çoraplardan ibaret değil, çünkü buradaki karakter Bartu değil. Ona Altın Portakal kazandıran bu performans da bunun ispatlarından biri.
Ödüller
Bartu Küçükçağlayan bir zaman yolcusudur. 2011 yılında aldığı Sadri Alışık Umut Vaadeden Genç Erkek oyuncu ödülünü, 2018 yılında bir kez daha almıştır. İyi tarafından bakarsak, yedi yıl içinde kimse kendisinden umudu kesmemiş diyebiliriz.
KREK
KREK; merkezi İstanbul olan; yaratıcı, çağdaş ve özgün bir harekettir. Tiyatro, film ve yayıncılık alanlarında üretmektedir. KREK Tiyatro Topluluğu 1999, KREK Film 2006 ve KREK Yayın 2008 yılında kurulmuştur. Kuruluşundan bu yana Berkun Oya’nın yazıp yönettiği oyunları ve sinema projelerini gerçekleştirmektedir.
KREK değişik bir tiyatro platformu. Vaktinde yaptıkları bir oyunda bir hastane odasını birebir detaylarıyla yansıttılar, berisi bir oyunda da izleyiciyle aralarına komple kalın cam çekip sesleri kulaklıkla izleyiciye yansıttılar. İzleyici kulaklıktan dinlediği için de oyuncular AKTÖR SESİYLE değil, bildiğin anam babam usulü normal bir konuşmayla daha doğal bir oyunculuk üslubu çıkarttılar. Ayrıca sahnede bir oyuncu telefonla konuşurken telefondaki sesi de duyma imkanı veriyordu. Bartu Küçükçağlayan, Berkun Oya ile ortaklığında Güzel Şeyler Bizim Tarafta ve Bayrak isimli iki oyunda oynadı. Bayrak, milenyum çağında Masum ismiyle diziye de uyarlandı.
Bonus: Çoraplar sarı
Adam seviyor.