Barbro Karlen isimli İsveçli yazar, gerçekten sıra dışı bir tarihi hikayenin öznesi. Çünkü Barbro Karlen çok küçük yaşlardan itibaren Anne Frank olduğunu iddia ediyordu! Ona göre, Yahudi kökenli bir Alman olan Anne Frank, reenkarne olmuştu ve Barbro Karlen olarak yeniden dünyaya gelmişti! Evet, bu tarihi hikaye, kulağa çılgınca gelebilir. Ancak Karlen, Anne Frank olduğu konusunda gerçekten ısrarcıydı! Üstelik yıllar içerisinde yaşanan bazı olaylar pek çok kişinin Karlen’in bu iddiasına inanmasına neden olacaktı! İşte bu sıra dışı olay ve Barbro Karlen hakkında bilmeniz gerekenler…
Barbro Karlen’in kim olduğuna geçmeden önce Anne Frank’ı tanımakta fayda var
Anne Frank, 1929 yılında Almanya’nın Frankfurt şehrinde dünyaya geldi. Frank, Yahudi kökenli bir Almandı. Almanya’daki Nazi baskısı sebebiyle 1930’lu yıllarda ailesiyle birlikte Hollanda’ya yerleşti. Ancak Nazi zulmü ailenin peşini burada da bırakmadı! 1940 yılında Naziler Hollanda’yı işgal etii. Böylece, Frank ve ailesi 1942-44 yılları arasında boyunca dış dünyadan büyük oranda izole bir yaşam sürdüler. Evlerindeki kütüphanenin arkasındaki gizli bir odadan neredeyse hiç dışarı çıkmadılar…
Burada saklandıkları yıllar boyunca Anne Frank bir günlük tutmaya başladı. Savaş psikolojisinin en ince ayrıntılarını gün gün kaleme aldı. Ancak, bir ihbar sonucunda Anne Frank ve ailesi 1944 yılında Naziler tarafından yakalandı. Ailenin üyeleri farklı toplama kamplarına gönderildi. Anne Frank önce meşhur Auschwitz’e buradan Bergen-Belsen toplama kampına gitti. 1945 yılında yalnızca 16 yaşındayken yaşamını yitirdi. Anne Frank tarafından yazılan günlük, Nazi zulmünden kurtulmayı başaran babasının çabalarıyla 1947 yılında “Anne Frank’ın Hatıra Defteri” adıyla yayımlandı. Yıllar içerisinde büyük bir ilgi gören günlük, pek çok sanat eserine konu oldu ve kitap çok sayıda dile çevrildi.
Anne Frank’ın reenkarnasyonu olduğunu iddia eden Barbro Karlen 1954 yılında İsveç’te doğdu
Karlen, dışarıdan bakıldığı zaman oldukça normal hatta sıradan bir çocuk olarak görülüyordu. Ancak birkaç yıl sonra, işler son derece ilginçleşti. Barbro Karlen, anne ve babasına gerçek anne ve babasının nerede olduğunu soruyordu! Karlen’in ilginç soruları bununla sınırlı değildi. Çünkü ebeveynlerine daha önce hiç duymadıkları insanlar hakkında da sorular yöneltiyordu. Karlen büyüdükçe bu soruları daha sık sormaya başladı. Kendisinin Anne Frank olduğunu iddia ediyordu! Elbette, ailesi Karlen’in bu çılgın iddialarına pek inanmıyordu. Hatta çocuklarında bir psikolojik rahatsızlık olduğundan endişe ediyorlardı.
Barbro Karlen’in ailesi çözümü profesyonel destek almakta buldu
Böylece, Karlen’i bir psikiyatriste götürdüler. Ancak, Karlen’in hiçbir psikolojik sorunu yoktu. Psikiyatrist, Karlen’in muhtemelen fazla gelişmiş bir hayal gücüne sahip olduğunu, ilerleyen yıllarda bu durumun ortadan kalkacağını söyledi.
Barbro Karlen, 1960 yılında Anne Frank’ın Hatıra Defteri ile tanıştı!
Bu tanışıklık, Karlen için önemli bir dönüm noktası oldu. Çünkü o zamana dek anlamakta zorluk çektiği, sebebi belirsiz bir huzursuzluğu vardı. Fakat Frank’ın hatıralarını okuduktan sonra, Karlen için her şey daha anlaşılır hale geldi. Anne Frank, kesinlikle reenkarnasyon geçirmişti ve yeni yaşamını Barbro Karlen olarak sürdürüyordu. Karlen’in gerçekte Anne Frank olduğu iddiasından vazgeçmemesi ve doktorların bir teşhis bulamaması ailenin bu durumu kabullenmesine neden oldu. Elbette, kızlarının Anne Frank olduğuna hâlâ inanmıyorlardı. Fakat kızlarını Frank hakkında daha fazla şey öğrenmesini de engelleyemiyorlardı.
Karlen ailesinin Hollanda ziyareti, yaşamlarında önemli değişikliklerin olmasına neden oldu
Elbette bu ziyaret için en fazla heyecan duyan aile üyesi Barbro Karlen idi! Çünkü nihayet, Anne Frank’ın Amsterdam’da yaşadığı evi ziyaret edebilecekti. Daha doğrusu, ömrünün son yıllarını geçirdiği yeri bir kez daha görebilecekti. Karlen ailesi, Amsterdam’da Anne Frank’ın yaşadığı savaştan sonra müzeye dönüştürülen evi bulmakta zorlanıyordu. Ancak Barbro, evi bulabileceğini söyledi! Küçük kızlarının bu teklifi anne ve babasına ne kadar imkansız gibi görünse de daha iyi bir alternatifleri yoktu. Bu yüzden, küçük kızın kendilerine rehberlik etmesine izin verdiler. Ve kısa bir süre sonra hem de son derece karmaşık ara sokaklardan, labirente benzeyen yollardan geçerek eve ulaştılar! Bu olay, anne ve babasını Barbro’nun iddialarına daha ciddi bir gözle bakmasına neden oldu! Çünkü Barbro Karlen daha önce Amsterdam’da bulunmamıştı. Elbette, o dönemlerde müze evin konumunu internetten öğrenmek gibi bir şansa da sahip değildi! Ancak kısa süre sonra çok daha etkileyici olaylar yaşanacaktı.
Karlen ailesi Anne Frank’ın evine girdiğinde Barbro Karlen oldukça heyecanlıydı
Çünkü az sonra, kendi odasını görecekti! Frank, kendi odasını duvarlarını sevdiği insanların fotoğraflarıyla doldurmuştu. Ve birazdan, sevdiği insanların hiç değilse fotoğraflarını bir kere daha görebilecekti! Ancak Anne Frank’ın odasına girdikleri zaman, Barbro Karlen’in heyecanı yerini bir üzüntüye bıraktı. Çünkü odanın duvarlarında tek bir fotoğraf bile asılı değildi! Elbette anne ve babası duvarların zaten fotoğraflara dolu olmasını beklemiyorlardı. Ancak küçük kızlarının biraz olsun sakinleştirebilmek için müzede çalışan bir görevliye fotoğrafları sordular!
Aldıkları yanıt ise büyük bir şaşkınlık yaşamalarına neden oldu. Gerçekten de odanın duvarları yıllar önce Anne Frank tarafından asılan fotoğraflarla doluydu! Ancak odayı ziyaret edenler sık sık fotoğraflara dokunuyorlardı. Fotoğraflar bu nedenle çerçevelenmek için geçici olarak kaldırılmıştı! Anne Frank’ın Amsterdam’daki evinde yaşanan bu olay anne ve babasının Barbro Karlen’e olan bakışını tamamen değiştirdi. Bundan sonra onlar da Karlen’in aslında Anne Frank olduğuna inanmaya başladılar…
Barbro Karlen, gerçekte Anne Frank olduğu iddiasından hiçbir zaman vazgeçmedi
Hatta 2000 yılında yayımladığı “And the Wolves Howled: Fragments of Two Lifetimes” isimli kitabında bu ilginç olayı detaylı bir şekilde anlattı. Bu ilginç durum, zaman içerisinde çok sayıda insana ulaştı. Karlen, Frank’ın reenkarne olduğu hakkında çeşitli konuşmalar yaptı. Bu iddialar, Anne Frank’ın kuzeni Buddy Elias tarafından bile duyuldu.
Buddy Elias, Barbro Karlen ile tanışmaya karar verdi
Elbette, Karlen’in iddialarına o inanmıyordu. Ancak yine de Karlen ile tanışmak istiyordu. Tanışma sırasında gerçek kimliğini gizledi. Ancak tanıştıkları ilk andan itibaren, Elias’ın daha sonra ifade ettiği şekliyle, aralarında “yalnızca aile üyelerine özel bir bağ” oluştu! Anne Frank’ın kuzeni Buddy Elias 2015 yılında yaşamını kaybettiği güne kadar Barbro Karlen’in Anne Frank olduğuna inanmaya devam etti.
Kaynak: 1