10 yıldır gündemi işgal eden sözde darbe girişimlerini hatırlarsınız. Hayatı boyunca okuduğu şeylerin toplamı, düşük rütbeli bir askerin Harp Okulu’na giriş sınavında çözdüğü soru kadar etmeyen insanların söyledikleriyle yüzlerce masumun hayatı karartıldı. Olsundu, kurunun yanında yaş da yanabilirdi…
Tüm ülke el birliğiyle bir yargısız infazın peşinden sürüklendi. Bu saçmalığa karşı çıkanlar ulusalcı, darbeci, postal yalayıcısı olmakla suçlandı. Ergenekon, Balyoz, Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz, Eldiven, Çorap, Jartiyer, Korse, Ketçap, Mayonez, Patates gibi isimler verilen bu darbe teşebbüslerinin en “ünlüsü” olan Balyoz’da geçtiğimiz günlerde tüm sanıklar için beraat kararı verildi. Olsundu, bi dönemler ülke bağırsaklarını temizliyordu…
Medyanın da desteğini arkasına alan malum iki yapı, elele gönül günüle vererek yalan deliller ürettiler. Sürekli dozerlerle toprak kazılıyor, manşetler topraktan silah fışkırdığını bağırıyordu. İş öylesine çığırından çıkmıştı ki, uygulamaya konacak darbe planlarından birinde, Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadını koruma görevi bir F16’ya bile verildi. Deniz seviyesi uçuş hızı saatte 1500 km olan, 35 Milyon değerindeki F16’nın stadın üzerinden geçmesi 1 milisaniye tutuyordu. Olsundu, bu bile mantıklıydı, dönem özgürlükler dönemiydi.
Çakma özgürlük vaatlerine kanmanın en yüksek insani değerlerle eş tutulduğu zamanlarda, ülke özgürleşmek adına bu darbe planlarıyla uğraşırken, bireysel özgürlüğü kısıtlayıcı kanunlar birer birer yasalaştı. Bugün iç güvenlik yasası gibi gerçek darbe dönemlerinde bile yürürlükte olmayan yasalarla yaşamak zorundayız. Bize bu özgür, güzel ve güneşli günleri bahşetmek için gece gündüz çabalayan ilerici yazar, çizer, sanatçı ve akademisyen tayfa kullanıldıkları gibi unutuldular. Olsundu, nasılsa tarih onları unutmayacaktı.
O günlerde yalan olduğu kanıtlandığı halde sonuçlarına itibar edilmeyen delillerden bazılarını bir kere daha hatırlayalım istedik. Kim bilir belki gelecek günler için minik dersler çıkar.
At yalanı MOBESE öpsün inananı
İnsanların kötü olduğunu nasıl anlarız? Mesela camiye ayakkabıyla girerler ve içki içerler. Daha da kötü olduklarını nasıl anlarız? Camiyi bombalarlar. Oha! Algısı hep aynı yönde çalışan kumpas çetesine göre Fatih Camisi’ne bomba atılacaktı. Bunun keşfi yapılmış, raporda MOBESE kayıtlarından faydalanılmıştı. Bilin bakalım 2003 yılında ne yoktu? Evet, MOBESE sistemi o dönem henüz ülkemiz sınırları içinde kullanılmıyordu.
Bir Miyazaki filmindeki kadar gerçek gemiler
Üretilen belgelere göre 2003 yılındaki darbe planında TCG Alanya isimli gemiye de görev verildi. İşin eğlenceli tarafı bu geminin 2005 yılında inşa edilerek denize indirilmesiydi.
Microsoft hadisesi ve Msn Messenger’da dönen ikonlar kadar bile beyni olmayan kumpasçılar
1. Ordu Komutanlığı’nda düzenlenen bir plan seminerindeki ses kayıtlarına dayanan Balyoz darbe planı, iddiaların bu kanaldan yürümeyeceği anlaşıldığında kendi delilini kendi üretmeye başladı. Yapılan hatalar kamuoyunu açıkça gerizekalı yerine koyuyordu. Süreç devam ederken bu sanının aslında hayli gerçek olduğunu gördük.
Kendi fason delilini üretmeye çalışan şebeke 2003 tarihli dijital belgeleri yazarken, o dönem henüz üretilmemiş olan Microsoft Calibri fontunu kullanmıştı. Font, Microsoft tarafından 2007’de piyasaya sürülmüştü. Microsoft’un Calibri fontunu bizim ordudan yürütmeyeceği çok açıktı. Yine de firmadan belge istendi. Microsoft da: Evet biz bu fontun testlerine 2004’de başladık ve ancak 2007’de piyasaya çıkarttık dedi. Arkamızdan epey bir de gülmüşlerdir.
En azından Neil Armstrong’un uzayda duyduğu ezan sesi kadar gerçek bir dava
Bahsi geçen seminer birlik içindeki ses geçirmeyen bir odada yapıldı. Ancak ses kayıtları olan 2. kasette ezan sesi duyuluyordu. İlahi adalet diyelim…
Devlet televizyonunun bile yalan dediği iddia
O sırada medya
Sanıklardan Albay Ali Türkşen, camilerin bombalandığı, F16’ların Migros tribünü üzerinde pike yaptığı planların görüşmelerinde aslında TRT’de bir belgesel çekimindeydi. TRT arşivinde Türkşen’in görüntüleri üzerinde tarih ve saati yazılı biçimde bulundu.
Aradığınız Albay doesn’t exist, lütfen zekanızı geliştirip tekrar deneyiniz
Darbede görev alacak kişilerden Albay Fahri Ekşioğlu adlı kişi diye birisi aslında yok. Bir denizci olduğu iddia edilen Albayımızın adıyla Deniz Kuvvetlerinde görevli kimse bulunmuyor. Buna şaşırdıysanız şunu dinleyin. Bir de Albay Burhan Durcan var. Kendisi gerçekten var; ama o dönemde yok. Albayımız 2000 yılında ölmüş ancak ismi 2003 yılındaki darbe planında geçiyor.
Belki bir Umut herkesi inandırabiliriz…
Afferin çok iyi düşünmüşsün
Umut Ahmet Tarakçı isimli şahısın Dvd’lerde de ismi aynen bu şekilde geçiyor; yani Umut Ahmet Tarakçı. Sahte belge üretim timinin işine bakınız ki Ahmet Tarakçı adlı kişi Umut ismini mahkeme kararı ile 2009’da almış.
Her yeri isim isim yazalım ki gerçekçi dursun
Medical Park Sultan Gazi Hastanesi 2008 yılında açılmasına rağmen, Geleceğe Dönüş’ün Marty McFly’ını kıskandıran zamanda yolculuk çetesi bu hastaneyi 2003’deki plana sokmayı başarmış. “Recordati” isimli firma da 2009’da kurulmasına rağmen 6 yıl önce varmış gibi kayıtlara geçmiş.
Olmayan gemileri getiren, ölü subayları dirilten kudret elbette olmayan kurumu da yoktan var eder
2003’de oluşturulduğu iddia edilen CD’deki Müzahir.xls isimli bir excel belgesinde iki kişi GİB’de (Gelir İdaresi Başkanlığı’nda) çalışıyor olarak fişlenmiş. Oysa Gelir İdaresi Başkanlığı 16 Mayıs 2005 yılında kuruldu.
Balıkesir Bandırma sevmiyorsan kandırma 🙁
Darbe planında Balıkesir ve Bandırma’daki bazı büyük AVM’lerin isimleri yer alıyor. Ancak bu AVM’ler 2010 ve 2011 yıllarında açılmış. Olsun bir kere Dvd’ye girdi, Dvd çok teknolojik bir şey, kesin doğrudur….
Şuranın adını “Derin Darbe Sokak” olarak değiştirsek güzel olmaz mı?
2003’deki belgelerde adı geçen 10 sokak ve cadde ismi aslında o isimlere 2007 yılında kavuşmuşlar. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden alınan bir rapor da bu bilgiyi doğruluyor.
Ellemeyen kalmamış
Oluşturulan DVD’lerin hem üzerinde yazılı olan isimleri hem de içlerine kaydedilen bilgilere defalarca müdahale edilmiş. Gölcük’te bulunan belgede, dosyayı son kaydedici olarak bir polisin adı geçiyor.