Türk milleti olarak oturmayı seviyoruz. “Oturmaya gitmek” diye şahane bir tabirimiz bile var. Ama dikkat edildiyse bu tabirde bile bir hareket bir yönelim var. Oturmaya —> gitmek. Ancak bu hafta sonu oturmaya gidemedik. Oturup kaldık. Sonunda milletçe en sevdiğimiz etkinliğimizi de elimizden aldılar! Patlayan bombalara hedef olmamak için evden çıkamadık. Sebep olanlara en kallavi annane, babanne beddualarını yolluyoruz.
Sadece Cumartesi ve Pazar tıkılmadık eve, tedirginlik haftanın ilk iş gününe de yansıdı. Bir çok ofis, çalışanlarına “evden çalışma” izni verdi. Bu vesileyle tüm evden çalışan ofis çalışanlarının mecburi evden oturmalı, ofise bağlanmalı iş gününü selamlarız. Elinizin gittiği siteleri biliyoruz. İnternet yavaşlatmasının el verdiği kadar sosyal medya zaten sekmeler halinde açıktır. Ama bombalardan, patlamalardan, dandik politikacılardan orada da kaçış yok. O halde buyrun accık kafa boşaltalım. Bir ev oturmasının hakkını verecek kadar boş, samimi ve huzur dolu web sitesi önerilerimize bakalım. Tıklayıp rahatlayalım, ülkenin içinde bulunduğu saçmalıklara başka türlü saçmalıklarla karşı koyalım.
Norveç’te yayın yapan deneysel TV kanalıyla Kuzeyli huzuru bulalım
Her sene dünyanın en yaşanılası ülkeleri bu Nordik arkadaşlar arasından çıkıyor. Fazla huzurlular. Öyle ki tersine evrim geçirip bizim kepçe tv kafasında bir olaya girmişler. İş makinası seyrederek huzur bulan milletimiz için dev hizmet. Hem bir makina, hem de gidiyor. Uzuuun uzun gidiyor. Norveç’in eşsiz doğasını gerçek zamanlı kaydedilmiş görüntülerle bir tren hattından izliyoruz. Şaka değil bu çekim Sakte TV adlı bir projeden. Kendilerine yavaş televizyon diyorlar. Yani Pascal’lı, Yılmaz Morgül’lü Acun prodüksiyonları beklemeyin. Ama trenden Norveç’i izlerken gerçek bir mor gül görmeniz mümkün. Yolculuk gerçek zamanlı demiştik. Bergen şehrinden başlıyor ve 3 saat 56 dakika devam ettikten sonra son buluyor. Yetmez mi? Aynı kafanın 9 saat süren yolculuk kayıtları da var, bağlayın tv ye aksın. Bu proje başladığında Norveç’de hatırı sayılır bir izleyici kitlesi edinmiş. Deneyin, gerçekten de insanı sarıyor.
Mantıksızlığın eğlencesiyle imleç imleme
http://www.pointerpointer.com/
Tam dert yok tasa yokmuş gibi takılmaca sitesi. İmleci herhangi bi yere doğru sürükleyin site imlecin ucunu işaret eden bir fotoğraf getirecek. Dünyanın farklı yerlerinden tiplerin parmakları sizin mausunuzun tam ucunu gösterecek. Söylemeye gerek yok, bir süre sonra alakasız bir bağımlılık peydah oluyor.
Tek bir hücrenin milyonlarca yıl öncesinden, Boeing’in yapımına ve çok çok ötedeki gezegenlere
Yaşamın ne denli kapsamlı olduğunu ve insanın bu sarmal içinde ne kadar minik bir parça olduğunu ufak bir animasyonla anlatan harika bir site. Ortadaki kaydırma çubuğuyla atomların öncesine, oradan günümüze ve bizden çook çook uzak zamanlara seyahat etmek mümkün. “Uzun zaman önce çok çok uzak bir galakside” demenin öncesi ve sonrası…
Trenden indik mi, haydi vapura binelim
Sayın evde oturmaktan patlamış Türk milleti, sanal da olsa olsun varsın, gideri var. İlk maddedeki tren yolculuğunun gemili şekli. Yine Norveç’deyiz. Kıyıdan kıyıdan Kuzey Buz Denizi’nin güzelliklerini, Norveç’in mini mini balıkçı köylerini, yine gerçek zamanlı kaydedilmiş görüntülerle izleyebilirsiniz. Bonbelerden uzak, mis gibi kafa. Hemi de evimizde, otururken! Yolculuk videosu sitenin ortalarına doğru, acıcık aşağıya kaydıktan sonra.
Nöronlardan ses üretmece
Frekanslar arası fantastiko bir oyalanmaca. Dışarının gürültüsünden uzak, ne korna sesi ne egzoz pisliği, evimizde deneysel müzik yapıyoruz. Alt kontrol barındaki seçeneklerle müziğimizi özelleştiriyoruz. Tahmin edeceğinizden daha fazla saracak.
Varoluşsal devinim
Başlığa bakıp çok da şeetmeyin, o kadar da varoluşsal bişii değil ama fena halde öyleymiş gibi yapıyor. Mausun ucuyla yönlendirdiğiniz insan müsvettesi kişiyi bir süre sonra tuhaf bir kontrol manyaklığına doğru sevk ediyor. Tıkladıkça işin içine yeni klonlar katılıyor. Fazla takılmayın kişi triplere giriyor.
Biraz da siz patlayın
Gerçekten de insan arada bu lafı söylemek istiyor. Teröre karşı boyun eğmeyecekmişiz falan… Acaba neden sadece biz boyun eğmiyoruz. Biraz da bu işin sorumluları boyun eğmese ya? 500 korumayla dolaşıp, milleti meydanlara çağırmaca nasıl bir kafa? Sen İngiliz başbakanı gibi bisikletle git meclise, ben de çıkayım gönül rahatlığıyla çarşıya pazara… Neyse işte, böyle şeyler olamayacağı için evde oturuyoruz ve bu yüzden bu sanal bombaları patlatıyoruz ya zaten. Biraz eski web kafası ama arada işe yarıyor.
Peki biz evde otururken elalem neler yapıyor?
Flickr üzerinden rastgele fotoğraflar tarayan bu sitede binlerce seçkiye ulaşmak mümkün. İmleci ne tarafa yönlendirirseniz o yöne doğru galeriler açılıyor ve tabii ki bir süre sonra bağımlılık yaratıyor.
Ya biz otururken kozmoz neler yapıyor?
Nasa’nın her güne özel astronomi fotoğraflarında örnegin bugünün fotoğrafı Alaska’da meydana gelen bu ışık oyunu. Geçmiş tarihlerin de listelendiği sayfada, her fotoğrafın açıklaması profesyonel bir astronom tarafından açıklanıyor. Dünyamız, uzak galaksiler ve nebulalar pamaklarımızın ucunda. İnsan bu sayfada gezindikçe gercekten de evde oturmak zorunda kalmasına sebep olacak ilkelliğe inanamıyor.
Yağmurun sesine bak aşka davet ediyor…
Mutlaka bir başınıza oturacak değilsiniz ya, belki yanınızda sevdiceğiniz var. Açıyoruz yağmur sitemizi, ooh mis gibi bahar yağmuru… Fonda fantastiko bir mod, dingin müzikler. Şimşek isteğe bağlı, atraksiyon mu istedin, ver şimşeği yıldırımı. İster müziği değiştir, ister yağmurun ritmini. Vallahi büyük hizmet.
“İki dakka bişey yapmayın” projesi
Yapmayın bakalım oluyor mu? Elleştiğiniz anda sayaç yeniden başlayacak. İnsan 2 dakikanın sonunda bir hoş oluyor demedi demeyin.
“İki dakka sessiz olun” projesi
Sizi 30 saniyelik bir dinginliğe davet eden ve hatta buna zorlayan site, gerçekten de işini yapıyor. 30 saniye boyunca bilgisayarın tüm bildirimlerini kesiyor, öncesinde telefonunuzu sessize almanızı rica ediyor, f 11 ile ekranı kaplıyor ve space tuşuyla yönergeleri geçmenizi sağlıyor. İngilizce biliyorsanız minik mesajlar eşliğinde ilerliyorsunuz. Bilmiyorsanız da devam edin, zaten müzik sizi götürüyor. O kısacık 30 saniyelik dinginlik anından bile çıkmak istiyor insan; ama azıcık efendi olup durduğunda sahiden de anın güzel boşluğunu yaşıyor. Deneyin işe yarıyor.