Sıradaki liste, şehir hayatına bağımlı ama bir yandan da sürekli şikayet halinde olanlar için geliyor… Şimdi size gerçek olamayacak kadar güzel özelliklere sahip bir köyden bahsedeceğiz. Belki de böyle bir köyümüz olsaydı, zaten hiç gelmezdik bu kargaşanın içine. Ama isteseydik de yapabilirdik bu köyün aynısını, kim bilir?
İşte sizi de bizim gibi derin düşüncelere sevk edecek; bir yandan da içinizi ısıtacak bu muhteşem köyün hikayesi.
“Bademler Köyü”, İzmir’e 35, Seferihisar’a ve Urla’ya 9 km uzaklıkta bir köy
Buranın insanının 1820’lere kadar bu yörede göçebe yaşadığı biliniyor. Zamanla yerleşik düzene geçmeye karar verdiklerinde ise, köyün bugünkü yerini onlara Mestan Ağa isminde biri önermiş. Köy, başlangıçta 12 çadır ve 3 evden ibaretken; bir kaç yıl içinde 10 aile daha gelip köye yerleşince atılmış aslında köyün temelleri. Çevresinde bulunan badem ağaçları nedeniyle de, zamanla Bademler olarak anılmaya başlamış.
Bugün yaklaşık olarak 1500 kişinin yaşadığı köyde, nüfusun yarısı geçimini seralarında yetiştirdikleri çiçeklerden sağlıyor.
“Türkiye’nin en temiz köyü”
Bademler Köyü’nde her gün sokaklar yıkanıyor, köy meydanında pet şişe ve izmaritler için ayrı çöp kutuları bulunuyor ve bu sayede geri dönüşüm sağlanıyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 2012 yılında yaptığı bir yarışma sonucunda da zaten, Türkiye’nin en temiz köyü seçilmiş.
Ayrıca ülkemizde tiyatrosu olan ilk ve tek köy
Henüz İzmir’de bir Devlet Tiyatrosu bile yokken Bademler Köyü’nde tiyatro oyunları sahneleniyormuş. Bu tiyatro sevgisini ise, 1925’te köyde görev yapan bir öğretmen(Mustafa Anarat) kazandırmış köyün insanına. 1933’ten bugüne kadar da her yıl Bademler’de bir ya da iki oyun oynanmış.
Bademler tiyatrosunun oyuncusu, yönetmeni, ışıkçısı köylülerden oluşuyor
Köyde sahneye çıkmayan tek bir insan bile yok neredeyse. Bu insanlar gündüz tarlalarında çalışıp akşam tiyatronun yolunu tutuyorlar. Ve her birinin şöyle lakapları var: Shakespeare Ahmet, Juliet Zeynep, Mişon Emmi. Oyunlarda canlandırdıkları karakterlerle anılıyorlar çünkü. 🙂
İlk başta oyunlar, köy meydanında sahneleniyormuş. 1963 yılında ise hep birlikte bir tiyatro binası yapmaya başlamışlar. Ve Bademler, 1969 yılında tiyatro binasına kavuşmuş.
1963 yılında çekilen ödüllü film “Susuz Yaz” Bademler Köyü’nde çekilmiş
Berlin Film Festivali’nde Altın Ayı ödülü kazanan “Susuz Yaz”, Bademler Köyü insanının dramını sinemaya aktarmış. Hatta filmdeki yardımcı oyuncular ve figüranlar da köy halkındanmış.
Sonrasında “Pembe Kadın” isimli film de burada çekilmiş. Çekilen bu iki sinema filmi, köylüler için bir okul olmuş. Ayrıca filmler sayesinde Bademler, ülke çapında ismini duyurmuş.
Türkiye’nin ilk oyuncak müzesi de Bademler’de kurulmuş Arkeolog Musa Baran tarafından
Ayrıca 76 yıldır hizmet veren bir de kütüphane var Bademler Köyü’nde. Kütüphane, Mahmut Türkmenoğlu Parkının içinde bulunuyor ve önünde bir de Mask Dostluk Heykeli var…
“Bademler Ege Uygarlıklarının izini süren köylerimizden biridir. Kadın erkek eşitliği, doğruluk, çalışkanlık, temizlik örnekleri görmek istiyorsanız bu köyü ziyaret edin.”
Böyle söylüyor Türk kültürü araştırmacısı Sabiha Tonsuğ… Sizce de Bademler Köyü, gerçek olamayacak kadar ilham verici bir yer değil mi?