Antik dünyanın 7 harikasından biri olan Babil’in Asma Bahçeleri, tarih boyunca hikayelere, filmlere, kitaplara konu oldu. Tasvirlere göre, Babil’in Asma Bahçeleri, birbirinin üstüne yükselen, çok katlı teraslardan oluşuyordu. Bir mimarlık harikası olan bu yapıda, çeşit çeşit ağaçlar, bağlar, bahçeler bulunuyordu. Irak’ın başkenti Bağdat’ın güneyinde yer aldığı söylenen bu eser, M.Ö 562-605 yılları arasında hüküm sürmüş Babil Kralı 2. Nebuchadnezza’nın eşine hediyesiydi. Ancak Babil’in Asma Bahçeleri’nden günümüze dek ulaşan herhangi bir kanıt yok. Bu da onun gerçekten var olup olmadığının tartışılmasına neden oluyor. Biz de “Tarihte Çözülemeyen Sırlar” yazı dizimizin ikinci bölümünde bir efsane mi yoksa mimarlık harikası mı olduğu çözülemeyen “Babil’in Asma Bahçeleri”ni konu aldık. Keyifli okumalar!
“Tarihte Çözülemeyen Sırlar” serimizin ilki olan Kleopatra’nın Mezarı Nerede? adlı yazımıza buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Babil’in Asma Bahçeleri, antik çağın 7 harikasından biri. Ancak bu dünya harikasının yeri şu ana dek net olarak tespit edilemedi ve varlığına dair bir kalıntı da bulunamadı
Irak’ın başkenti Bağdat’ın güneyinde eskiden Babil olarak adlandırılan yerde inşa edildiği söylenen bu eser, bir efsaneye göre Babil Kralı İmparator II. Nebukadnezar tarafından eşi Kraliçe Amytis için yaptırıldı
Kraliçe Amytis, memleketinin yeşil vadilerini ve tepelerini özlemişti. Kral ise eşini mutlu edebilmek için bu dünya harikasını yaptırdı.
Babil’in Asma Bahçeleri, eşsiz bir mimari yapıdaydı. Birbirinin üstüne yükselen, çok katlı teraslardan oluşuyordu. İçerisinde çeşit çeşit ağaçlar, bağlar, bahçeler bulunuyordu
Ancak eski Babil metinlerinde bahçenin varlığına dair herhangibir kanıt bulunamadığı gibi, şimdiye dek arkeolojik bir delil de bulunamadı. Bu da Babil’in Asma Bahçeleri’nin gerçek olup olmadığı konusunda tartışmalara neden oldu
Peki Babil’in Asma Bahçeleri gerçek mi? Eski kaynaklarda yazanlar neler, tarihçiler ve arkeologlar bu konuda neler söylüyor?
Eski edebî eserlerde Babil’in Asma Bahçeleri ilk olarak Morduk’un Babilli rahibi Berassus tarafından tanımlandı. Josephus ise bahçeleri tanımlarken Berassus’dan alıntı yaptı. Berassus, krala ve Asma Bahçelerin yapısına inanan tek yazardı.
Ayrıca, Strabo, Diadorus, Siculus, Quintus Curtius Rufus gibi eski Yunan ve Roma şairlerinin bu bahçeleri, egzotik doğu bahçeleri olarak tasvir ettiler ve birçok çizim yaptılar.
Yazar Berassus asma bahçelerin yapılışını ve kralı şu cümlelerle anlattı;
“Bu yeri yüksek duvarlarla, sütunlarla destekleyerek inşa etti; cennetin bahçesi olarak anılan bu yeri kısa ağaçlarla doldurdu, tam anlamıyla dağlık bir manzara haline getirdi. Bu kraliçeyi memnun etti, çünkü kraliçe Media da büyümüştü ve dağlık manzaralara düşkündü. ”
Babil’in Asma Bahçeleri’nden bahseden bir başka yazar da Byzantium’lu Philo idi. MÖ 250 civarında Byzantium’lu Philo, Asma Bahçeler’de “bitkilerin yerden yüksekte yetiştirildiğini ve ağaçların köklerinin topraktan ziyade bir üst terasa gömülü olduğunu” yazdı
Strabon ise 4. yüzyıla ait Onesicritus’un kayıp bir bölümüne ait olduğu düşünülen bir paragrafında Asma Bahçeleri şöyle tarif etti;
“Babil, çok büyük bir ovaya uzanır ve 385 stad duvarla çevrilidir. Duvarların kalınlığı 32 fit, kulelerin yüksekliği 50 kubit ile 60 kubit arasındadır ve bu duvarların üstündeki geçitten dört at arabası diğerini rahatlıkla geçebilir. Bundan dolayı Asma Bahçeler Dünyanın Yedi Harikasından biri olarak anılır. Bahçenin şekli dikdörtgendir ve her kenar 4 plethra uzunluğundadır. Bu kareli küp benzeri temeller, birbiri ardına bulunan kemerli tonozlarda meydana gelir. Oyulmuş kareli temeller büyük ağaçlara imkân sağlayan toprakla pişmiş tuğla ve asfaltla inşa edilerek kaplanmıştır. En üstteki teras katlarına çıkış bir merdiven tarafından yapılır. Şehrin ortasından akan ve bahçenin yanından geçen 1 stad genişliğindeki Fırat nehrinden bahçeye bu amaçla atanan işçiler tarafından su taşınır.”
Şimdiye kadar, Babil’i kazmış olan arkeologlar, bu tanıma uyan bir bahçenin kalıntılarını bulamadılar. Bu, arkeologları bir soruyla karşı karşıya bıraktı; Asma bahçeler gerçekten var mıydı?
Bugüne kadar Babil’de asma bahçeleri hakkında hiçbir arkeolojik kanıt bulunamadı. Bu delilin Fırat Nehri’nin altında varolması mümkün. Ancak günümüzde bu delilleri güvenli bir şekilde çıkarmak mümkün değil.
2013 yılında Oxford Üniversitesi’nde araştırmacı olan Stephanie Dalley bir kitapta bahçelerin aslında Asur şehri Ninova’da olduğunu yazdı
Son 20 yılını Asma Bahçeleri araştırmak ve eski çivi yazısı metinlerini incelemekle geçiren Dalley, bunların rakip Asur imparatorluğunun başkenti Ninova’da, Babil’in 300 mil kuzeyinde inşa edildiğine inanıyor. Mucizeyi, bilim insanlarının düşündüğünden bir asır önce, MÖ yedinci yüzyılın başlarında, II. Nebuchadnezzar değil, Asur kralı Sennacherib’in inşa ettiğini ileri sürüyor.
Oxford Üniversitesi’nde, eski Mezopotamya dillerinde uzman olan Dalley, Kral Sennacherib’in eski metinlerinin yeni çevirilerinde kendi “rakipsiz sarayını” ve “tüm halklar için bir mucizeyi” tanımlayan kanıtlar buldu. Ayrıca kitabında, dört yüzyıl sonra geliştirilen Arşimet vidasına benzer şekilde, bahçeleri sulamak için kullanılmış olabilecek bronz bir su yükseltme vidasından da bahsetti. Irak’ın günümüz Musul kenti yakınlarındaki Ninova çevresinde yapılan son kazılar, dağlardan su getiren geniş bir su kemeri sisteminin kanıtlarını ortaya çıkardı.
Dalley, bahçelerin yeriyle ilgili kafa karışıklığının nedeninin MÖ 689’da Asurların Babil’i fethetmesinden kaynaklanabileceğini belirtiyor
Dalley’in iddiaları, antik harikanın “bir efsane” olduğu düşüncelerini çürütebilir. Ancak Babil’in Asma Bahçeleri’nin yanlış isimlendirildiğini ve gerçekte Ninova’nın Asma Bahçeleri olması gerektiğini de kanıtlayabilir. Nitekim son yirmi yılda hem Babil hem de Ninova savaşlardan ve yağmalardan zarar gördü. Bu nedenle gizemin tamamen çözülmesi pek olası görünmüyor.
Kaynak: 1