Orhan Veli’yi nasıl bilirsiniz? “Ölüme Yakın” şiirinde söylediği gibi “Ölünce biz de iyi adam oluruz; Şöhretmiş, kadınmış, para hırsıymış, Hepsini unuturuz.” Fakat o, vefatından önce de iyi bilinen bir insandı ve Türk şiirine, edebiyatına katkısı yadsınamaz derecede büyük oldu.
1. Orhan Veli 13 Nisan 1914’te dünyaya geldi
Onu, Oktay Rifat Horozcu ve Melih Cevdet Anday ile kurduğu Garip akımıyla, sokaktaki insanı şiirine taşımasıyla, “İstanbul’u Dinliyorum” şiiriyle, belediye çukuruna düşüp hayatını yitirmesiyle hatırlıyoruz.
2. Orhan Veli, her zaman için kalıpların dışında bir şairdi
Garip’in önsözünde belirttiği gibi kafiye bayağıydı ve teşbih (benzetme söz sanatı), mecaz (soyutlama söz sanatı) ve mübalağa (abartma söz sanatı) onun için gereksizdi. Ayrıca biçimsel olarak aruzu ve hece ölçüsünü de kullanışlı bulmuyordu.
3. Biçimsel değişikliklerin dışında, şiirlerinde ele aldığı konular açısından da Türk şiirine büyük değişiklikler getirdi
Şiirlerinde Süleyman Efendi’den Ali Rıza’yla Ahmet Efendi’ye, “Dedikodu”daki Süheyla’dan Eleni’ye kadar hayatın içinden pek çok farklı kesimden insanı anlatır bizlere.
4. Şiirlerin konusu, Nurullah Ataç’ın deyimiyle “vapurlara, tramvaylara ve kahvehanelere kadar” girdi
5. Şiirlerinin altında yatan nüktedanlığı fark etmemekse olanaksız
O, günümüz tabiriyle “trol” diyebileceğimiz pek çok harekete ve şiire imza atmış bir şair. Örneğin Varlık Dergisi’ne “Mehmet Ali Sel” ismiyle şiirler yazması ve Garip akımının temsilcisi olarak onu da sayması. Bu ismin kendisine yenilikleri denemek için hareket alanı sağladığını ifade edecekti ilerleyen zamanda.
6. Ahmet Haşim’in “Göllerde bu dem bir kamış olsam” mısrasını hicvetmek için yazdığı “Rakı şişesinde balık olsam” dizesi, onun şakacı yönünü bir kez daha gösteriyor bizlere
7. Peki ya “Sol Elim” şiirine ne demeli?
Sarhoş oldum da
Seni hatırladım yine;
Sol elim,
Acemi elim,
Zavallı elim!
8. “Sokakta Giderken” ve “Hoy – Lu – Lu” şiirleri dergilerde yayımladığı ama kitaplarına almadığı yeni biçimli şiirlerindendir Orhan Veli’nin
Sokakta giderken, kendi kendime
Gülümsediğimin farkına vardığım zaman
Beni deli zannedeceklerini düşünüp
Gülümsüyorum.
9. “Hoy – Lu- Lu”
İsterim benim de acaip isimleri
Hiç duyulmamış zenci arkadaşlarım olsun.
Onlarla Madagaskar limanlarından
Çin’e kadar yolculuk yapmak isterim.
İsterim içlerinden bir tanesi
Vapurun güvertesinde yıldızlara karşı
“Hoy Lu-Lu” şarkısını söylesin her hece.
Ve bir gün ansızın bir tanesine
Rastgelmek isterim
Paris’te…
10. “Hardalname”, sağlığında yayımlayamadığı yeni biçimli şiirlerindendir ve o da aynı şakacı havayı barındırır içinde
Ne budala şeymişim meğer,
Senelerden beri anlamamışım
Hardalın cemiyet hayatındaki mevkiini
“Hardalsız yaşanmaz”
Bunu Abidin de söylüyordu geçenlerde
Daha büyük hakikatlere
Ermiş olanlara
Biliyorum, lazım değil ama hardal
Allah kimseyi hardaldan etmesin
11. “Ahmetler” şiiriyse ilk baskısı 1949’da yapılan “Karşı” kitabında yayınlanır
Kısa şiir yazdığı dönemin bir ürünüdür. Şiirinde biçimsel bir değişiklik olsa da Orhan Veli’nin imzası diyebileceğimiz ince alaycı havayı bu şiirde de yakalayabiliriz.
Kimimiz Ahmet Bey,
Kimimiz Ahmet Efendi;
Ya Ahmet Ağayla Ahmet Beyfendi?
12. Orhan Veli, 10 Kasım’da Ankara’da düştüğü bir belediye çukurunun kafasında yarattığı travmanın etkisini iki gün sonra yaşayarak beyin kanamasından hayata gözlerini yumdu
Ceketinin cebinden bir diş fırçasına sarılı kâğıda yazılmış “Aşk Resmi Geçidi” isimli şiiri çıktı. Şubat 1951’de anısına çıkarılan “Son Yaprak” adlı dergide arkadaşları, bu şiirine yer verdiler.