Tarih, bazen bize öyle ilginç sürprizler sunar ki, aynı dönemde gerçekleşen olaylara bakınca “Yok artık!” demekten kendimizi alamayız. Bir yanda insanların at arabalarıyla vahşi batıya göçtüğü bir yolculuk; diğer yanda aynı yıl içinde bir faks makinesinin icat edilmesi… Ya da düşünün: Uzay çağını yaşarken, bilim insanları hâlâ kıtaların hareket ettiğine dair ortak bir fikre varamamış! Peki ya piramitler dikilirken hâlâ yeryüzünde yünlü mamutların gezindiğini biliyor muydunuz? İşte bu yazı, geçmişin o “olamaz ya bu kadar da aynı anda olmuş olamaz!” dedirten anlarını bir araya getiriyor. Zaman kavramının ne kadar göreceli olduğunu, teknolojik ve kültürel gelişmelerin nasıl da çarpıcı biçimde iç içe geçtiğini göreceksiniz. Hazırsanız; faks makineleriyle mamutları, giyotiniyle Jedi’ları, McDonald’s’la Auschwitz’i, Nintendo’yla Karındeşen Jack’i aynı zaman çizelgesinde buluşturan bu tuhaf ama gerçek tarihler galerisinde birlikte şaşkınlık dolu bir yolculuğa çıkıyoruz! İşte aynı anda gerçekleştiğine inanamayacağınız tarihi olaylar…
1. Faks makinesinin icadı ve Oregon Trail (1843)
Evet, kulağa absürt geliyor ama gerçek: İlk faks makinesinin atası sayılan “Elektrikli Baskı Telgrafı”nın patenti 1843’te İskoç mucit Alexander Bain tarafından alındı. Aynı yıl Amerika’da yaklaşık 1.000 kişilik bir göçmen kafilesi at arabalarıyla Oregon Trail boyunca batıya doğru yola çıkıyordu! Yani bir yanda iletişim devrimi, öbür yanda eski tarz göç… Ne tezat ama!
2. Bilim insanları kıtaların hareketini anlamadan önce uzaya gittiler (1965)
Alfred Wegener kıta kaymalarından söz ettiğinde (1912), kimse onu ciddiye almamıştı. Ancak 1965’te bilim insanları plaka tektoniği konusunda nihayet uzlaştı. Komik olan mı? O sırada NASA, Ay’a gitmek üzere Apollo programına hazırlanıyordu! Yani insanlar aya gitmenin yolunu çözerken, dünya üzerindeki kıtaların hareketine hâlâ burun kıvırıyorlardı.
3. Piramitler dikilirken yünlü mamutlar hâlâ yaşıyordu (MÖ 2660)
Piramitler dev gibi, devasa, epik… Ama onların inşa edildiği dönemde (MÖ 2660 civarı), Sibirya açıklarındaki Wrangel Adası’nda yünlü mamutlar hâlâ yaşıyordu! Buzul Çağı sahneleriyle Mısır tarihini aynı kareye koymak ister miydiniz? Şaşırmayın: bu, Reddit sayesinde öğrendiğimiz eğlenceli bilgilerden sadece biri.
4. Metroya bin, bir idam izle (1868)
Barbican Metro İstasyonu 1865’te açıldı. Üç yıl sonra, Londra’daki Newgate Hapishanesi’nin önünde 2.000 kişi son halka açık idamı izledi. Arada yürüyerek sadece 10 dakika! Yani 19. yüzyılın sonlarına doğru, bir metro biletiniz varsa hem şehir içi ulaşım yapabilir, hem de trajik bir gösteriye “seyirci” olabilirdiniz. Ne tuhaf zamanlar…
5. Auschwitz’e mahkumlar geldiğinde McDonald’s yeni açılmıştı (1940)
15 Mayıs 1940’ta Kaliforniya’da ilk McDonald’s restoranı açıldı. Sadece beş gün sonra, ilk mahkûmlar Auschwitz toplama kampına gönderildi. Modern fast food çağı doğarken, tarihin en karanlık dönemlerinden biri de başlıyordu. Aynı zaman diliminde bu iki olayın yaşanması insanı sarsıyor.
6. Osmanlı İmparatorluğu, Cubs’ın şampiyonluğunu gördü (1908)
1908’de Chicago Cubs, bir daha neredeyse bir asır boyunca kazanamayacağı World Series’i kazandı. Aynı yıl Osmanlı hâlâ hayattaydı! Yani Cubs’ın o zaferi, Türkiye Cumhuriyeti’nden bile daha yaşlı. Şaka gibi ama tarih böyle…
7. Nintendo kurulduğunda Karındeşen Jack hâlâ aranıyordu (1889)
Nintendo 1889’da kurulduğunda, Mario’dan çok daha farklı bir dünya vardı. Japonya’da hanafuda kartları üreten bu küçük şirket kurulurken, Londra hâlâ Karındeşen Jack korkusuyla yaşıyordu. Üstelik o yıl, “Pinchin Street Torso” cinayeti işlenmişti ve katil asla yakalanamadı…
8. Hacılar daha gelmeden New Mexico’da saray vardı (1620)
Amerikan tarihi hep Plymouth Rock’la başlar gibi anlatılır. Ama gerçek şu: İngiliz Hacılar 1620’de Amerika’ya geldiğinde, İspanyollar çoktan New Mexico’da yerleşmiş, 1610’da Santa Fe’de Valiler Sarayı’nı inşa etmişti bile! Onlar çetin kışlarla boğuşurken, İspanyollar güneşli Santa Fe’de keyif yapıyordu.
9. Star Wars vizyondayken Fransa giyotin kullanıyordu (1977)
Star Wars 1977’de sinemaları kasıp kavururken, Fransa hâlâ giyotinle idam yapıyordu. Son kurban, “Pimp Killer” lakaplı Hamida Djandoubi, 10 Eylül 1977’de kafası kesilerek idam edildi. Bu, Fransa’nın son idamıydı. Aynı yıl, insanlar uzayda Jedi’larla tanışıyordu!
10. İsviçre’de kadınlar ilk defa oy kullanırken ABD Ay’da araba sürüyordu (1971)
Aynı anda gerçekleştiğine inanamayacağınız tarihi olaylar yazımızın sonuna geldik. İsviçreli kadınlar 1971’de nihayet oy hakkı kazandı. Aynı yıl Amerika, Ay’da “Ay arabasıyla” turluyordu. Kadın haklarının böylesine geç kazanıldığı bir ülkenin, bugün modernlik simgesi olması biraz ironik, değil mi?