Onu o kadar çok seviyoruz ki, kalbimiz göğsümüzden fırlayacak gibi oluyor. Müzik aşığı, gezgin, gurme, yazar, radyo TV programcısı ve latin tutkunu! Şu kısa hayatı dolu dolu yaşayan; bize de örnek olan nev-i şahsına münhasır insan:
Az uyuyan, az yiyen, çok yaşayan adam: Ayhan Sicimoğlu
64 yıllık bedenine, kaç tane 64 yıl sığdırdığını tahmin edemediğimiz, her yönüyle ‘gerçek bir sanatçı’ Ayhan Sicimoğlu. Niğde’de 1950 yılında doğan Sicimoğlu, Tarsus Amerikan Koleji’ni bitirdikten sonra onu ‘Ayhan Sicimoğlu’ yapacak türlü maceraları başlamış. Ama ne macera!
Ekonomi, sinema ve fotoğraf okudu ama hayatının merkezinden ‘müziği’ alamadı
Hacettepe Üniversitesi ve Temel Bilimler Fakültesi’nde ekonomi okuyan Sicimoğlu bu yıllarını şöyle değerlendiriyor; ”Mezun oldum. Ekonomi öncesiydi bu. Sonra 1972’de Hacettepe’de durumlar karıştı. Bir-iki sene daha okuyup İngiltere’ye gittim. Ama annem ‘Amerikan Koleji’nden mezun oldu. Çok yabancı kaldı. Bir Türk üniversitesine gitsin” dedi. Ben de “Peki” dedim ve Türkiye’ye döndüm. Bir süre kaldım. Sonra Roma…” Roma’ya moda fotoğrafçılığı yapmaya giden Sicimoğlu’nun ‘Latin’ merakı burada başlamış. Adam yerinde duramıyor işte, oradan da Kanarya Adaları’na geçmiş; sonrası Küba. Ama yurtdışına çıkmadan önce üç kişiyle tanışmış; ‘Mazhar, Fuat ve Özkan’.
Mazhar, Fuat, Özkan ve Ayhan mı? ‘MFÖ’den önce ‘İpucu Beşlisi’ vardı ya da sadece ‘İpucu’
MFÖ kurulmadan çok önceleri, Mazhar, Fuat ve Özkan ile birlikte 70’li yılların tozunu attırmış Sicimoğlu. Grubun müzik tarzı ‘White Funk’mış. Mevzu funk olacak da Sicimoğlu işin içinde olmayacak mı? Perküsyon ustası, grupta vurmalı çalgıların tek sorumlusu olmuş. Sonraları yine yurt dışına basmış gitmiş. Grubun dağılmasıyla Seyyal Taner ve Ajda Pekkan’a back vokallik yapmaya başlayan MFÖ, Sicimoğlu yurtdışından döndükten sonra çoktan ünlü olmuştu. Ayrıca bu video Türkiye’nin ilk video kliplerinden ve yönetmeni de Sicimoğlu.
‘Sen neymişsin be abi!’deki o ‘abi’ için tahminleri alalım?
Ayhan Sicimoğlu gibi bir arkadaşın olur da onun hakkında şarkı yapmaz mısın? MFÖ’nün ‘Peki peki anladık’ şarkısı Sicimoğlu için yazılmış. Sicimoğlu bir röportajında bu konuyu şöyle değerlendirmiş: ”Dalga geçmek için yazdılar, aslında beni yeriyor orada. Dalga geçiyor benimle, beni yüceltmiyor, tam tersi. Her şeyi de sen mi anlarsın, Allah cezanı vermesin şeklinde bir şey. Onu ben aldım, aranje ettim, aramızda güldük, şaka yollu çıktı o parça. O zaman dalgıçtım ben, en derine sen dalarsın bilmem ne. Mahzar hep abi şuna bir ritm bulsana diye hep bana gelirdi, en iyi ritmi sen buldun… En iyi kızı sen kaptın, hatırlamıyorum nasıl olduğunu. (gülmeler) Hakikaten hatırlamıyorum, o olmuştur kesin.”
Ve ‘Deli deli kulakları küpeli’deki ‘küpeli’ kim peki? ”1976’da pek küpeli adam yoktu”
MFÖ’nün bu şarkısı da Sicimoğlu’na ithaf edilmiş.
İstediği gibi yaşayan bir adam, ‘dünya vatandaşı’
Seyyah, gurme, müzisyen, yazar, programcı… Beni böyle yapan dürtünün adı ‘merak etmek’ diyor Sicimoğlu. Merak etmekten hiç çekinmeyen, keşfetmeyi hayat felsefesi olarak belirleyen Sicimoğlu; “Ailem merak etmemi hiç engellemedi” diyor. Üniversite yıllarından başlayan yurtdışı gezileri ‘bir kıtayla’ sınırlandırılmış değil. Bir Roma’da, bir Kanarya Adaları’nda. Ve benim Mekke’m dediği tek yer var: Küba.
O tam bir Latin aşığı, Küba’nın yansıması, ‘conga’ ustası
Sicimoğlu’nun meşhur bir lafı vardır; ‘hastasıyım’! Onun da ‘hastasıyım’ı en içten şekilde dediği yer tabii ki Küba. Ayhan Sicimoğlu & Latin All Stars’ın kurucusu Sicimoğlu, tam bir Latin müziği aşığı. Müziği nasıl tanımlarsınız diye sorulduğunda; “Latin diye ayırmak istemiyorum. Türk baharatlı, Latin dokunaklı dünya müziği olarak tanımlayabiliriz” diyor. Küba vurmalı çalgılarından ‘conga’nın ustası olan Sicimoğlu, besteciliğe olan yeteneğini de şöyle özetlemiş: “Bir parçayı bestelerken de aynı şey oluyor. Müzik yapmak resim yapmak gibi, yemek yapmak gibi, bir sanat çünkü. Ressamsınız, kırmızıyı boyadınız, yanına yeşil mi atayım, hangi renk onu açacak, köşesi çok karanlık oldu, şurada parlak bir şey atayım fırçayla da orada bir şok yapayım, çok sıkıldık, onun gibi.”
Aynı zamanda tam bir deniz tutkunu
Ayhan Sicimoğlu, Türkiye Sualtı Arkeolojisi Vakfı Başkanı. Biraz önce de belirttiğimiz gibi aynı zamanda gençliğinde dalgıçlık da yapmış. Tam bir deniz tutkunu olan Sicimoğlu “Tam tabiri ile insanın ufkunu açıyor deniz. Ulu denizler ve gökyüzü altında tabiatla baş başa, yalnızlık” sözleriyle özetliyor bu tutkusunu.
Dünyayı onun bakış açısından tanımak şahane değil mi?
Yaptığı gezi/seyahat programları ile onun gözünden dünyanın en güzel ülkelerini tanıdık. Hiç görmediğimiz ayrıntıları, tatları, insanları keşfettik. Onun hastası olduk, ‘hastasıyım!’ı öğrendik. Nasıl bir beyefendi gibi giyinileceğine dair ayrıntılar öğrendik, müzik ufkumuzu genişlettik. Yaptığı her şeyi aşk ile yapan, yaşadığımız hayata daha da sıkı tutunmamız için en güzel örneklerden biri olan Sicimoğlu’na teşekkür ediyoruz.
Kendisi gibi kızı da dev müzisyen bonusu:
Sesinden belli; Ayşe Sicimoğlu.