Yirminci yüzyıl, hiç şüphesiz, dünyanın düzenini en çok şekillendiren yüzyıllardan biri olmayı başardı. “Savaşlar Çağı” olarak adlandırabileceğimiz yüzyıl, gerisinde birçok anı ve acı da bıraktı. Özellikle bir tarih tutkunuysanız ve Avrupa’nın başrolde olduğu bu zamanlara dair tarihi bir yolculuğa çıkmak isterseniz, işte 20. yüzyılın geride bıraktığı en önemli eserleri taşıyan 9 şehir!
1. Saraybosna – Birinci Dünya Savaşı
“Her şey Sırp milliyetçisi Gavrilo Princip’in, Avusturya – Macaristan veliahtı Franz Ferdinand’ı öldürmesiyle başladı”. Bu cümleyi okul yıllarından hatırlamayan yoktur herhalde diye tahmin ediyoruz. Saraybosna’da gerçekleşen suikast, dört yıl sürecek bir savaşın da ateşini yakmış oldu.
Bosna-Hersek’in başkenti olan ve Birinci Dünya Savaşı’nın başlangıç noktası sayılan bu kent, o dönemlere ait birçok esere de sahip. Birinci Dünya Savaşı’nın unutulmaz hikayesine şahit olmak isterseniz, ilk durağınızı mutlaka Saraybosna olarak belirlemelisiniz.
2. Somme – Birinci Dünya Savaşı
Birinci Dünya Savaşı’nın en kanlı savaş alanlarından biri olarak bilinen Somme, Fransa’da bulunuyor. 1916 yılında gerçekleşen çatışma, 1 milyondan fazla insanın da ölümüne sebep oldu.
İngiliz ve Fransız askerleri arasında geçen savaşın anıtları ise, Somme’de saklanmaya devam ediyor. Güç ve sınırla uğruna ne kadar insanın hayatını kaybettiğine kendi gözlerinizle şahit olmak isterseniz, Fransa’da bulunan Somme’ye uğramanızı kesinlikle tavsiye ederiz.
3. Gdansk – İkinci Dünya Savaşı
Polonya’da bulunan sevimli ve küçük liman kenti Gdansk, günümüzde İkinci Dünya Savaşı’nın başladığı yer olarak kabul görmektedir.
1 Eylül 1939’da, altı yıl sürecek kanlı bir savaşın başlangıcına sahne olan bu liman kenti hem o dönemle ilgili size güzel bir deneyim sunacak hem de tatlı ve küçük yapısıyla içinizi ısıtacak.
4. Auschwitz – İkinci Dünya Savaşı
“ARBEIT MACHT FREI” yani “Çalışmak, sizi özgürleştirir”. Nazi Almanyası’nın en ölümcül kampı olarak bilinen hatta “Ölüm kampı” olarak geçen Auschwitz, 27 Ocak 1945’te Sovyetlerin müdahalesiyle son buldu ve hayatta kalanlar kurtarıldı.
Altı milyon kişinin öldüğü kampta geçmişe dair bir yolculuğa çıkmak istersen, İkinci Dünya Savaşı’nı tüm çıplaklığıyla göreceğini garanti edebiliriz.
5. Normandiya- İkinci Dünya Savaşı
6 Haziran 1944’te gerçekleşen Normandiya Çıkarması, İkinci Dünya Savaşı’nın dönüm noktalarından biri olarak da kabul edilmektedir. Almanlar aleyhine keskin bir dönüşe sebep olan çıkarma, belki de savaşın değişen kaderinin sembolü olarak da kabul edilebilir.
Fransa’da bulunan Normandiya, akla gelecek en son yer olmasıyla Hitler’i şaşırtmış ve Almanya’nın karşısındaki düşman için iyi bir kapı olarak kullanılmıştır. Çıkarmanın başladığı şehri, sahili görmek isterseniz, Fransa’ya bir seyahat planlamanız iyi olacaktır.
6. Volgograd – İkinci Dünya Savaşı
Eski adıyla “Stalingrad” olarak bilinen Volgograd, özellikle Stalin döneminde çıkan Rus Sivil Savaşı’nda da büyük rol oynamıştır. İkinci Dünya Savaşı’nda da büyük bir çatışmaya sahne olan Volgograd (Stalingrad), 300.000 insanın ölümüne şahit olmuştur.
Almanların büyük yenilgilerinden birini aldığı şehir, özellikle Rusya’nın 20. yüzyılını deneyimlemek isteyenler için oldukça doğru bir rota olarak listemizde yerini alıyor. Rus Devrimi’nden Soğuk Savaş’a uzanan uzun bir yolculuğa çıkmak isterseniz, Rusya’ya en az bir hafta vakit ayırmanızı tavsiye ederiz.
7. Moskova – Soğuk Savaş
Rusya’nın ünlü meydanı “Kızıl Meydan”ı duymayan yoktur aramızda. Almanların soğuk savaş zamanında oradan bir jet uçurmasıyla soğuk savaşın sıcak savaşa dönme riskini arttıran meydan, şimdilerde ise Rusya’nın sembolü olarak karşımıza çıkıyor.
Bunun dışında, başkent Moskova’da Soğuk Savaş’a dair başka izlere de rastlamak mümkün. Bunker 42 isimli müze, 1956 yılında nükleer silahların saklanması ve sığınak olarak kullanılması amacıyla inşa ediliyor. İçine girdiğinizde, sizi adeta o yıllara sürükleyen müze sizi soğuk savaşın tam ortasında hissettirecek. Bunun dışında, Monino Aviation Museum, Russian Navy Museum ve Museum of Cosmonautics Rusya’nın ne kadar güçlü olduğuyla ilgili size benzersiz bir deneyim sunacak.
8. Prag – Soğuk Savaş
Soğuk Savaş, dünyanın düzenine ve güç oyunlarına dair birçok şeyi belirlerken aynı zamanda Çekoslovakya içinde bir dönüm noktası demekti. 60lı yıllarda liberalleşme adına ilk adımlarını atan devlet, soğuk savaş bitiminde bambaşka bir yapıya kavuşmuş olacaktı.
“Prag Baharı” ile sembolleşen devrimin izlerini ise, bugün bile Çek Cumhuriyeti’nde gözlemleyebilmek mümkün. İçinde bulundurduğu “Cold War Museum” ile tarihe tanıklık etmemizi sağlayan şehir, sokaklarında yürürken de devrimi buram buram hissetmemizi sağlıyor. Bir devletin yeniden kuruluşuna şahit olmak isteyenler için, Prag en doğru seyahat noktası olacaktır.
9. Berlin – Soğuk Savaş
“Checkpoint Charlie” ve “Berlin Duvarı”. Soğuk savaş denince bu iki mekan, direkt olarak aklımızda yer ediniyor. Soğuk Savaş’ın somut izlerini taşıyan nadir bölgelerden olan Berlin, 20. yüzyılın tüm olaylarını da bünyesinde bulunduruyor.
Özellikle İkinci Dünya Savaşı’nda yaşanan felaketlerde büyük rolü olan Almanya’da, Hitler ile ilgili hiçbir şey bulunmuyor hatta bu yasaklanmış durumda. Yani eğer Berlin’e Hitler ile ilgili bir şey görmek için giderseniz, çok da bir şey beklemeyin. Onun dışında, Yahudilerin yaşadıklarını, Soğuk Savaş sonunda yıkılan Berlin Duvarı’nı görmek isterseniz, tarihi buram buram deneyimleyebileceğinizi söyleyebiliriz.