Depresyon global bir salgın. Yılda bir milyondan fazla kişinin ölümüne sebep olan intiharın da ana sebebi. Amerika’da her 4 kişiden 1’i hayatında en az bir defa depresyona giriyor ve bu oran her jenerasyonda biraz daha yükseliyor. Uykusuzluk, enerji kaybı, odak kaybı, tatminsizlik hissi ve mutsuzluk gibi yaşam kalitesini etkileyen birçok kötü olgu da depresyonun bir parçası. Depresyon halinin çalışma, eğlenme, sevme hatta yaşama motivasyonuna zarar verdiği ve beyinde kalıcı hasara yol açabildiği de biliniyor. Avcı toplayıcı toplum, depresyon salgınının tedavisi için kilit öneme sahip olabilir.
Çağımızın belki de en yaygın hastalığı depresyon
Dünya genelinde yılda bir milyonun üzerinde insan intihar sebebiyle hayatını kaybediyor. Modern yaşamın getirdiği iş ve sosyal düzen ile yoğun stres, depresyonu tetikleyerek hastalığı ve sonuçlarını oldukça tehlikeli bir hale getiriyor. Avcı toplayıcı bir toplum düzeninden modern yaşam düzenine geçişimiz, bu salgının yayılmasındaki ana etken olabilir.
Depresyon tedavisi kitabının yazarı Stephan Ilardi’ye göre, klinik rahatsızlığı olan insanlar, beyinin acı merkezini uyaran depresyondan kurtulmak için ölümü dahi bir çıkış yolu olarak görüyor
Ted konuşmasında klinik rahatsızlığı olan insanlardan bahseden Ilardi, hastaların depresyonu acı ve işkence gibi algıladığını söylüyor. Bu acı, dayanma eşeğinin üzerine çıktığında ise intihar etmek dahi bir seçenek gibi görülebiliyor.
Depresyon, medeniyetle birlikte gelen, stres ve modern yaşam kaynaklı bir hastalık. Modern hayat genetik evrimimizle uyuşmuyor
Ilardi, uzun süre strese maruz kalmanın bir sonucu olan depresyonu, strese bağlı bir kaçış olarak değerlendiriyor. Bu durumu, atalarımızın fiziksel bir tehlike karşısında dakikalar içinde karar vermek zorunda kaldığı ‘kaç ya da savaş’ psikolojisine benzetiyor. Batılı dünyada strese maruz kalmanın haftalar, aylar hatta bazen yıllar sürdüğünü belirten Ilardi, modern dünyanın getirdiği bu sıkıntıyı ‘toksik’ olarak nitelendiriyor. Dopamin ve serotonin eksikliği, uyku bozukluğundan beyin hasarına kadar birçok rahatsızlığa sebebiyet veriyor.
Diyabet, damar tıkanıklığı, astım, alerji, obezite ve kanser gibi hastalıklar da medeniyetin getirdiği hastalıklar
Modern hayatın parçası olan toplumlarda yaşayan insanların yakalandığı bu hastalıklar, hala ilkel kalabilen topluluklarda görülmüyor. Papua Yeni Gine’deki Kaluli yerlileri üzerinde yapılan araştırmada, 2000 kişilik kabilede yalnızca 1 depresyon vakası görülmüş. Kabilenin yaşayışı, aynı atalarımız gibi avcı toplayıcı bir düzene sahip.
İnsan ırkının %99’u avcı toplayıcı bir düzende tecrübe kazandı
İnsan ırkının yerleşik hayata geçmesi, tarihin oldukça küçük bir dilimine tekabül ediyor. Avcı toplayıcı yaşam şeklini tecrübe eden insan oranının %99’un üzerinde olduğunu söyleyen Ilardi, genlerimizin bu düzene uyum sağladığını ve endüstriyel düzene geçişte sıkıntı yaşadığımızı belirtiyor.
Sert bir endüstriyel düzen mutasyonu, günümüz insanının depresyona girmesinin ana sebebi
Ilardi’ye göre, taşıdığımız genlerin vücudumuzu ve beynimizi sokmak istediği form ile içinde bulunduğumuz dünya çok farklı. İnsanlar masa başı çalışmaya, kapalı ortamlarda yaşama, asosyal olmaya alışık değil.
Antidepresan kullanımının son 20 yılda %300 artış göstermesine karşın depresyon vakalarının sayısında bir azalma yok
Amerika’da 12 yaşının üzerindeki bireylerin %10’undan fazlası şu an antidepresan kullanıyor. Yaklaşık %20’si de en az bir defa kullanmış.
İlaç kullanımını reddetmeyen Ilardi, tedaviyi yaşam şeklini değiştirmekte ve doğal çözümler geliştirmekte buluyor
Modern yaşamın getirdiği iş ve sorumluluklar yüzünden yetişkilerin %60’ının fiziksel aktiviteden uzak yaşadığını belirten Ilardi, bu durumun doğal olmadığını söylüyor. Avcı toplayıcı toplumda yaşayan bireylerin günde 4 saatin üzerinde çalıştığını söyleyen Ilardi, ‘egzersiz’ mantığını da eleştiriyor. Eski dönemde düzenli fiziksel aktivite yapan insanların egzersiz yapmadığını, sadece hayatta kalmaya çalıştığını belirtiyor.
Ilardi, bu tedaviyi 6 adımlı bir programa da dönüştürmüş
1- Egzersiz
2- Omega 3 Yağ Asitleri
3- Güneş ışığı
4- Düşünsel olmayan işler
5- Sosyal iletişim
6- Sağlıklı uyku
Özellikle egzersiz ve sosyal iletişimi modern yaşam koşullarında hayatın bir parçası haline getirmek pek kolay olmuyor.
Kaynak: 1