Çoğumuz kitap, dizi, film gibi kültür-sanat ürünlerinde fantastik ögelere yer verilmesini severiz. Gerçek bir hikaye anlatılsa bile araya fantastik malzemenin karıştırılması hikayenin çekiciliğini daha da artırır. Son zamanlarda dizi tutkunlarının gündeminden düşmeyen Atiye dizisi de bu anlamda önemli bir yerde durmaya başladı. Bir kadının kendini tanıma öyküsünü Göbeklitepe üzerinden anlatan dizi, pek çok kişinin Google gibi arama motorlarında “Atiye Göbeklitepe gerçek mi?” şeklinde bir arama yapmasına sebep oldu. Biz de akıl karışıklıklarını önlemek adına sizler için bir araştırma yapıp bilgi kirliliğinin önüne geçmek istedik.
Atiye dizisi bir kadının kendisini keşfetme öyküsünü Göbeklitepe üzerinden anlatıyor. Konuyu fantastik ögelerle ele alan diziyi izleyenlerin bir kısmı dizinin Göbeklitepe’yi ne ölçüde gerçekçi bir şekilde yansıttığını merak etmeye başladı
Atiye, izleyenlerin Göbeklitepe’ye olan ilgisini şüphesiz tetikledi ancak bazı kişiler dizi ne kadar fantastik de olsa ister istemez dizide bölgeyle ilgili geçen bazı sembollerin ve şekillerin gerçek mi yoksa dizinin fantastik unsurlarının bir parçası mı olduğunu sorguladı.
Dizide alnında yıldız lekesi olan bir kızın resminin bir mağarada göründüğüne şahit olmuştuk ancak Göbeklitepe’de ne bir mağara ne de böyle bir kız figürü var
Göbeklitepe’de yapılan kazı çalışmaları, Alman arkeolog Klaus Schmidt ve ekibinin 1995’li yıllarda bölgede buldukları kalıntılar sayesinde zirve yaptı. Hala bölgede devam eden çalışmalarda dizideki gibi alnında yıldız lekesi olan bir kız figürüne veya mağaraya rastlanmadı.
Tam tersine Göbeklitepe, T şeklindeki dikilitaşların çevrelediği dairesel yapılardan oluşan bir tapınak
Tarihi 12 bin yıl öncesine dayanan Göbeklitepe’deki dikilitaşların insanı simgelediği düşünülüyor. Şu ana kadar 20 dairesel alandan 6’sı ortaya çıkarıldı ve bu yapıların yerleşim amaçlı değil insanların bir araya gelmesi için kullanıldığı düşünülüyor. İnsanların bölgede eğlenceler düzenledikleri de arkeologlar tarafından ortaya atılan fikirler arasında yer alıyor. Hatta Göbeklitepe’de bulunan hacmi 160 litreyi bulan kapların bira yapımında kullanıldığı yönündeki bilgiler, bu fikri daha da destekliyor.
Bunun yanında Göbeklitepe’de bu zamana kadar şu kalıntılar bulundu: insan ve hayvan kemikleri, insan ve hayvan heykelleri, taş plakalar, taş kaplar, öğütme taşları, figürinler, totemler, ok ve mızrak uçları
Bütün bunlar Göbeklitepe’de avcı toplayıcı insanların yaşadığını ama bu insanların aynı zamanda tahılı ve hayvanları ehlileştirdiğini gösteriyor. Bölgede bulunan insan kemikleri, burada ölülerin gömülmediğini, güneşe bırakıldıklarını gösteriyor. Hatta arkeologlar o zamanki insanların bu yöntemdeki amaçlarının “Ölüler dışarıya olduğu gibi bırakıldığında yırtıcı kuşlar onları yer ve kuşlar uçtuklarında ölülerin ruhları da göğe yükselir” anlayışından ileri geldiğini düşünüyor. Bu tip buluntular haricinde dizideki gibi alnında yıldız lekesi olan kız resmi gibi figürlere bu zamana kadar rastlanmadı.
Bu saydığımız kalıntıların dışında dizide gösterildiği gibi Göbeklitepe’de değerli taşlar yok. Bölgeye hakim olan taşlar bazalt, kireçtaşı ve çakmaktaşı
Bölgede önemli çalışmalara imza atan Klaus Schmidt’in eşi Çiğdem Köksal Schmidt, bölgeye üç tip taşın hakim olduğunu vurguluyor; bazalt, kireçtaşı ve çakmaktaşı. Bu taşların dışında Atiye dizisinde gösterildiği gibi Göbeklitepe’de ametist benzeri değerli taşlar yok. Yani anlayacağınız dizideki mor taşlar da fantastik unsurların bir ürünü.
Hatırlarsanız Atiye’nin sürekli çizdiği sembolü dizinin ilk bölümünde Göbeklitepe’de arkeolog Erhan’ın ekibi buluyordu ama böyle bir sembol Göbeklitepe’de yer almıyor
Dizinin çözülmeyi bekleyen sembolünün farklı anlamları olduğu düşünülüyor. Bununla ilgili sembolün simyadaki altın, gümüş, demir, su, ateş, güneş gibi simgelerin birleşmesiyle oluştuğu veya Atiye’nin iç dünyasını keşif sürecini psikolojik olarak temsil eden bir işaret olduğu şeklinde iki teori ortaya atıldı.
Ama sembol neyle ilgili olursa olsun Göbeklitepe ile doğrudan bir alakası yok. Dizide bu sembolün Göbeklitepe’de bulunduğunu gösteren sahne, senaryonun fantastik yanıyla ilgili yani gerçekte Göbeklitepe’de böyle bir sembol yer almıyor.
Öte yandan dizide geçen Sirius yıldızı da Göbeklitepe’nin sırrını çözmemize yardımcı olur mu diye soruyorsanız cevabımız hayır çünkü 2 yıl önce arkeologlar bölgenin yıldızlarla ilgisi olmadığını açıkladı
Daha önce Göbeklitepe’nin astronomik amaçlı gözlemlerde kullanıldığı ve yeryüzüne düşen meteorları tasvir ettiği yönünde haberler yapılmış ancak araştırma ekibinden Jens Notroff 2017 yılında iddiaların gerçekçi olmadığını, bunu destekleyen güçlü kanıtlara ulaşmadıklarını kaydetti. Atiye dizisinde doğrudan Göbeklitepe’nin astronomi amaçlı kullanılmadığı söylenmese de bazı kısımlarda yıldızlara yapılan vurgu belki bu yanlış bilginin tekrar yayılmasına sebep olabilir diye düşünerek konuya parmak basmak istedik.
Yani sonuç olarak Atiye dizisi her ne kadar Göbeklitepe’yle ilgili bazı detayları barındırsa da fantastik türde bir dizi olduğu için tarihle ilgili verilen detayları ve gerçek bilgileri gözden geçirmekte fayda var
Özellikle gizemli dizi ve filmlerde gerçek ile hayal ürünü olanı bir süre sonra karıştırabiliyoruz bu yüzden yanlış bilgiler edinebiliyoruz. Atiye Göbeklitepe ile ilgili tarihi ne kadar gerçek ya da ne kadar kurgusal bir şekilde yansıtıyor? diye sorgulamak da en doğal hakkınızdı tabii. Umuyoruz ki, bu yazı faydalı olmuştur 🙂