Az sözle çok şey, hatta önemli bir hayat dersi anlatmak. Halk kültüründe karşımıza sıklıkla çıkan, çoğu kez de tecrübeli bir bilginin, görmüş geçirmiş bir alimin dillendirdiği atasözleri ve deyimler Anadolu insanın keskin zekâsını gözler önüne serer. Yaşanmış ve tecrübe edilmiş bir olayın üzerine gerçek anlamda da söylenenleri olduğu gibi, günümüzde deyimleri tipik olarak mecaz anlamlarıyla kullanırız. Fırsatların kaçırıldığı ve artık yapacak bir şeyin olmadığını anlatan ‘’Atı alan Üsküdar’ı geçti’’ deyimi de bize böylesi bir anlayıştan miras. Peki ya hikâyesi?
’’Fırsatın kaçırılıp artık yapılacak bir şeyin kalmadığını anlatan bir söz’’ TDK bu deyimi böyle açıklıyor
Hikaye o ki; Bolu’da yaşamış ve Bolu Bey’ine de başkaldırmış olan Türk halk ozanı Köroğlu’nun bir gün atı çalınır
Pek sevdiği ve kıymet verdiği atını bulmak adına tebdil-i kıyafetle dört bir yanı dolaşır ve en son İstanbul’a gelir
Kendi atını, atların sergilenip satıldığı bir pazarda gören Köroğlu gerçek kimliğini gizleyerek satıcıya yanaşır
Satıcıya atın çok güzel göründüğünü fakat bir binip test etmesi gerektiğini belirtir
Satıcı da bu adamın meşhur Köroğlu olduğunu anlamadığından teklifi gönül rahatlığıyla kabul eder
Güzeller güzeli atsa üstündekinin esas sahibi Köroğlu olduğunu anlar ve dörtnala koşarak pazardan uzaklaşır
Köroğlu atıyla Sirkeci sahile vardığında paraya kıyıp bir sal kiralar ve Üsküdar’a doğru yol alır
Satıcı ise kandırıldığını fark edeli beri sürekli söylenip durur
Köroğlu’nu atıyla beraber bir salda gören satıcının dostlarından biri de onu teskin etmek için seslenir
’’Üzülmeyi bırak! Atı alan Üsküdar’ı geçti. O adam Köroğlu’nun kendisiydi’’