Selanik’te sıradan bir ailenin çocuğu olarak gözlerini açtığında, dünyayı dize getirecek bir komutan olacağını herhalde hiç kimse tahmin edemezdi. Ömrünü kanlı savaş meydanlarında tüketirken herhalde, hiç kimse onun bir ulusun kaderini değiştirebileceğini düşünmüyordu. Yıkılmakta olan bir imparatorluğun başkentinden, yoksulluğun pençesinde kıvranan bir halkın bağımsızlık ateşi olarak ayrıldığında, başaracağına inanan kaç kişi vardı? Fakat Mustafa Kemal, kısa ömründe bunlardan çok daha fazlasını başardı. O, bütün yaşamın milleti için feda etmekte bir saniye dahi tereddüt duymayan, eşsiz bir kahramandı. İşte bu büyük kahramanın en büyük eseri ise birkaç gün sonra 101. yaşını kutlayacağımız Türkiye Cumhuriyeti. Atamızdan bizlere miras kalan bu en kıymetli hazineyi sonsuzluğa taşıyacak emanetçiler olarak büyük bir heyecan ve coşkuyla bayramımızı kutlamaya hazırlanıyoruz. Ancak bu ölümsüz eserin mimarı Gazi Mustafa Kemal’in son Cumhuriyet Bayramı kutlaması, heyecan ve coşkunun yanında büyük bir hüzne sahne olmuştu. Gelin, hep birlikte cumhuriyetimizin 101. yaşında tarihte bir yolculuğa çıkalım 29 Ekim 1938 gününe, Mustafa Kemal Atatürk’ün son Cumhuriyet Bayramı ve hüzün dolu hikâyesine yakından bakalım.
Ömrünü milletine adayan büyük lider Mustafa Kemal, yenilmez denilen orduları dize getirdi
Milli Mücadele’nin bu en büyük kahramanı zorlu savaşların ardından Anadolu topraklarını yeniden bağımsız bir vatana dönüştürdü
Yaşamın her alanında önderlik ettiği milletiyle birlikte az zamanda çok ve büyük işler yaptı
Bu işlerin en büyüğü ise “temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti idi”
İşte Gazi, Cumhuriyet’in 10. yılında ulusuna bu sözlerle sesleniyor, 29 Ekim 1933’te, Türk milletinin bir ferdi olarak bu kutlu güne kavuşmanın en derin sevinci ve heyecanı içerisinde olduğunu dile getiriyordu
Milletimizin özgürlüğünün ve bağımsızlığının en büyük göstergesi olan cumhuriyet ve Cumhuriyet Bayramları, Atatürk’ün yaşamında her zaman ayrı bir önem teşkil ediyordu
Her seferinde bu kutlu güne kavuşmanın en derin sevincini ve heyecanını yaşayan Mustafa Kemal için Cumhuriyet Bayramları, yaşamının en mutlu günlerini oluşturuyordu
Ancak herhalde Cumhuriyetimizin 15. yaşını kutladığımız bayram, büyük lider için özel bir yere sahipti
Genç cumhuriyet 29 Ekim 1938’de, 15. yaşına bastı. Türk milletinin fedakâr, çalışkan ve azimli neferlerinin omuzlarında yükselen cumhuriyet, yurdun dört bir yanında büyük bir coşkuyla kutlanıyordu
Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet’in yeni yaşını İstanbul’da, Dolmabahçe Sarayı’nda karşılamıştı
Oysa Cumhuriyet’in başkentinde, Ankara’da olmayı arzuluyor, milletine Ankara’dan seslenmek istiyordu
Ne var ki uzun süredir pençesinde kıvrandığı amansız hastalığı değil İstanbul’dan Ankara’ya gitmesine, yatağından kalkmasına dahi mani oluyordu
Fakat Atatürk için bunun bir önemi yoktu. Doktorları şiddetle karşı çıksa da Ankara’ya gitmenin, bu kutlu günde genç cumhuriyetin merkezinde olmanın çarelerinin arıyordu
Fakat günden güne ilerleyen hastalığı sebebiyle bu arzusunu gerçekleştiremedi
Atatürk’ün hastalığı sebebiyle 29 Ekim 1938 sabahı, Dolmabahçe Sarayı’nın avlusuna, odalarına ve koridorlarına korkunç bir sessizlik yerleşmişti
Fakat Atatürk’ün son Cumhuriyet Bayramı, böylesine derin bir sessizlik içerisinde kutlanamazdı! Kutlanmadı da!
Dolmabahçe’deki sessizlik, denizden gelen bir sesle dağıldı!
Cumhuriyet Bayramı kutlamalarından dönen Kuleli Askeri Lisesi öğrencileri, Dolmabahçe’ye gelince teknelerini durdurmuş, “Atamızı görmek istiyoruz” diye haykırmaya başlamışlardı
Genç cumhuriyetin evlatları, Atalarını görmek istiyordu. Gazi, denizden gelen sesleri duyunca heyecanlandı, doğruldu
Yanı başındaki manevi kızı Sabiha Gökçen’e “Bak Gökçen, gençlerimin sesi. Duydun mu beni istiyorlar.” diye seslendi
Gazi, o sırada pencereden bakmakta olan Gökçen’den, “Evet Paşam, bir vapur dolusu genç: Askeri lise öğrencileri. Cumhuriyet Bayramı törenlerinden dönüyor olmalılar.” karşılığını aldı
Ataları da evlatlarını görmek istiyordu! Mustafa Kemal, yanındakilerden kendisine pencereye kadar eşlik etmelerini istedi
Oysa yalnızca birkaç adım atması dahi tehlikeliydi, doktorları bu isteğine karşı çıkacak gibi oldu. Fakat yenilmez orduları dize getiren bu komutanın keskin bakışları daha fazla direnmeyeceklerinin en somut işaretiydi
Mustafa Kemal yanındakilerin yardımıyla ayaklandı, giyindi ve pencere önüne yerleştirilen koltuğa oturdu
Korkunç hastalığını bir anlığına da olsa unutan bu büyük lider genç cumhuriyetin evlatlarına büyük bir mutluluk ve neşe içinde el sallamaya başladı
Bu anda yalnızca Kuleli Askeri Lisesi öğrencilerini değil, bütün ulusunu selamlıyor, ömrünün son günlerinde milletiyle hasret gideriyordu
Atatürk’ü görme mutluluğuna erişen öğrencilerin heyecanı ise çok daha büyüktü
Bazıları Atatürk’ü daha yakından görebilmek için çoktan denize atlamış, saraya doğru yüzmeye başlamıştı
Teknede kalanlarsa “Büyük Atatürk” nidaları ve alkışlarla Dolmabahçe’nin boğucu sessizliğine ikinci darbeyi indiriyordu
Mustafa Kemal, belki de ömrünün en mutlu ve en hüzünlü Cumhuriyet Bayramı’nı yaşıyordu
Biraz sonra askeri öğrencilerden Atalarına, tarihe geçecek bir Cumhuriyet Bayramı hediyesi geldi
Öğrenciler hep bir ağızdan muntazam bir koro halinde Atalarının da çok sevdiği Gençlik Marşı’nı okumaya başladılar
“Dağ başını duman almış, gümüş dere durmaz akar. Güneş ufuktan şimdi doğar, yürüyelim arkadaşlar!“
Bu, Dolmabahçe Sarayı’nın avlusuna, koridorlarına ve odalarına yerleşen hüzün dolu sessizliğe indirilen son darbeydi!
Yaşamı savaş meydanlarında geçen, korkunç orduları dize getiren, büyük acılara göğüs geren Atatürk, gördüğü manzara karşısında gözyaşlarına hâkim olmakta zorlanıyordu
Üstelik yorulmuştu. Evlatlarını son kez selamladı. Kılıç Ali ve Salih Bozok’un yardımıyla yatağına geri döndü
O sırada ağzından, “Onları gördüğüm için mutluyum.” cümlesi döküldü belli belirsiz
Mustafa Kemal Atatürk’ün son Cumhuriyet Bayramı, aynı zamanda yaşamındaki en hüzünlü ve en mutlu Cumhuriyet Bayramı’ydı
İşte Ulu Önder Atatürk’ün son Cumhuriyet Bayramı bu şekilde geçmişti. Bizler, bu en önemli mirasın 101. yaşında, eşsiz kahraman Atatürk’ü kutladığı son Cumhuriyet Bayramı ile bir kez daha sevgi ve özlemle hatırlamak istedik. Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun!
Kaynak: 1