Gün geçmiyor ki Adana’da Guy Ritchie filmlerini anımsatan bir olay yaşanmasın. Bu kez hanımcılığı kendisine ideoloji edinmiş, karısından gizli şekilde at yarışı oynayan adamın bir telefonla ortalığı birbirine kattığı bir hikayeye gidiyoruz.
Kaplan Yağmur, 1990 otomobili, 3 çocuğu ve karısıyla Adana’nın Gökçe Mahallesi’nde mutlu şekilde hayatını sürdürüyordu.
Her insan gibi onun da kendi içinde sakladığı ve sevdiklerinden gizlediği bir tutkusu vardı…
Evet; At Yarışı.
Kaplan Yağmur arkadaşıyla birlikte 90 model arabasıyla Adana Hipodromunun yolunu tuttu.
Kuponunu keyifle doldururken bir anda telefonu çaldı. Kendisini arayan kişi karsının ta kendisiydi.
Heyecana kapılan Kaplan Yağmur arkadaşını büyük bir telaşla kaldırıp arabasına atlayıp evin yolunu tuttu.
Eve ‘şöyle bir’ görünen Kaplan, içi rahat şekilde arkadaşıyla kahvede başına geleceklerden habersiz şekilde oturmaya başladı.
Akşam saatlerinde polisin kendisini bulmasıyla şok olan Kaplan araba hırsızlığından aranıyordu. Çünkü kendisi aslında hipodromdan bir balıkçı olan Tolga Toksoy adında bir adamın arabasıyla ayrılmıştı.
Otoparkta kendi arabasını göremeyen Toksoy, direkt polisi aramıştı. Kısa süren bir araştırmanın ardından Kaplan araba hırsızlığı suçundan aranıyordu.
Karısının araması üzerine ne yapacağını bilemeyen Kaplan, kontak anahtarı aynı olan arabalardan birine binmişti. O kadar heyecanlıydı ki, bindiği arabanın beyaz olması gerekirken, gri olduğunu da fark etmemişti.
“Böyle olay kimsenin başına gelmez. Arkadaşla at yarışı oynayalım dedik, o sırada eşim aradı. Ne yapacağımı bilemedim, elimdeki yarış kuponunu bırakıp arabaya bindim.”
“Arabasını aldığım arkadaş, balık işiyle uğraşıyormuş, araba da balık kokuyordu, kokudan az kalsın bayılacaktım. Ama hanım aramış onu bile düşünemedim. Eve geldim, polis aradı ’Git arabaya bak’ dedi. Benim araba beyaz, geldiğim araba gri onu bile fark etmemişim”
Olaydan sonra Tolga Toksoy, Kaplan Yağmur’dan şikayetçi olmadı ve abimiz arabasını sattı. Adana’da ise hayat akmaya devam ediyor…