Tarihin tozlu raflarında unutulmuş bir mezar… Yüzyıllar boyunca gizem ve korkuyla anılan bir mantar… Ve şimdi, modern bilimin mikroskop camı altında açılan yepyeni bir sayfa! Antik Mısır’ın efsanevi firavunlarına ait mezarlarda bulunan ve bir dönem “mumyanın laneti”nin sembolü haline gelen Aspergillus flavus adlı mantar, beklenmedik bir şekilde bilim dünyasının odağına yerleşti. Üstelik bu kez ölüm değil, yaşam vadediyor. Pensilvanya Üniversitesi’nin öncülüğünde yürütülen çarpıcı bir araştırma, bu esrarengiz mantarın içindeki moleküllerin kanser hücrelerine karşı güçlü bir etki yaratabileceğini ortaya koydu. Bilim insanlarının izole ettiği asperigimisin adlı moleküller, laboratuvar ortamında gösterdikleri etkileyici performansla adeta yeni bir çağın habercisi. Bu gelişme sadece farmasötik dünyayı değil, tıp etiğinden biyoteknolojiye kadar birçok alanı heyecanlandırıyor. Peki, yıllarca ölümcül sayılan bir organizma nasıl olur da milyonların hayatını kurtarabilecek potansiyele dönüşebilir? Lanetli olarak anılan bu mantar, gerçekten de şifanın kaynağı olabilir mi?
Kadim bir mezardan çıkan sıradan bir mantar, gelecekte milyonlarca insanın hayatını kurtarabilir!
Bilim dünyası şu sıralar böyle gizemli bir keşifle çalkalanıyor. Araştırmacılar, geçmişte “mumyanın laneti”yle ilişkilendirilen bir mantarın aslında kanserle savaşta devrim yaratabileceğini ortaya koyuyor.
Bu mantarın adı Aspergillus flavus. Adını duymamış olabilirsiniz ama belki hikayesini biliyorsunuzdur: Tutankhamun gibi Antik Mısır firavunlarının mezarlarını açan bazı arkeologların beklenmedik ölümleri bu mantara bağlanmıştı. Yani, yıllarca uğursuzlukla anılmıştı… Ama şimdi? Bilim, bu “lanetli” mantarın içindeki gizli potansiyeli keşfetmiş durumda.
Bilim dünyasında yeni bir sayfa açıldı! ABD’deki Pensilvanya Üniversitesi öncülüğünde yürütülen ve dünyanın önde gelen üniversitelerinden birçok bilim insanının katkı sunduğu bu yeni araştırma, Nature Chemical Biology adlı prestijli bilim dergisinde yayımlandı
Çalışmanın başında, kimya ve biyomühendislik uzmanı Doç. Dr. Sherry Gao bulunuyor. Gao’nun sözleri oldukça çarpıcı: “Mantarlar bize penisilini verdi. Şimdi ise belki de kanser tedavisinde yeni bir sayfa açıyorlar.”
Asperigimisinler, geleceğin ilaç molekülleri olarak tanımlanıyor
Araştırmacılar, bu mantardan türetilen yeni bir molekül grubunu izole etti: Asperigimisinler. Bu moleküller, meme, akciğer ve karaciğer kanseri hücreleri üzerinde test edildi. Ve sonuç? Etkileyici! Test edilen dört molekülden ikisi, hiçbir kimyasal değişime uğramadan bile lösemi hücreleri üzerinde güçlü etkiler gösterdi.
Dahası var! Bilim insanları, bu moleküllere yağlı bir lipit grubu ekleyerek etkilerini artırdı. Elde edilen varyasyonun, halihazırda FDA tarafından onaylı olan ve yıllardır kullanılan sitabarin ve daunorubisin adlı lösemi ilaçları kadar etkili olduğu görüldü.
Mekanizma nasıl işliyor?
Kanserin temelinde yatan şey, hücrelerin kontrolsüz biçimde çoğalması. İşte asperigimisinler bu zinciri kırıyor. Hücrelerin bölünmesi için gerekli olan mikrotübül yapılarını hedef alarak, bu çoğalmayı engelliyorlar. Kısacası, bu moleküller kanserin ilerlemesini doğrudan durdurabiliyor!
Toprakta sıkça rastlanan Aspergillus flavus, normalde bağışıklık sistemi zayıf bireylerde akciğer enfeksiyonuna neden olabiliyor. Ayrıca tarım ürünlerini de enfekte etmesiyle tanınıyor. Yani bir yandan riskli, ama diğer yandan şifa kaynağı olabilir.
Bilim insanları bu araştırmayı farklı kılan şeyin, genellikle mantarlarda değil bakterilerde incelenen bir peptid sınıfına odaklanmaları olduğunu vurguluyor. Bu da çalışmanın biyoteknoloji ve ilaç geliştirme açısından oldukça yenilikçi olduğunu gösteriyor.
Sırada ne var?
Henüz insan üzerinde denenmiş değil, ancak bilim insanları bu moleküllerin hayvan modellerinde test edilmesi ve ardından klinik deneylerle insanlar üzerinde denenmesi için çalışmalara devam edeceklerini söylüyor. Araştırma, ABD Ulusal Sağlık Enstitüleri tarafından finanse ediliyor. İlginçtir ki bu kurum, bir dönem Trump yönetimi tarafından büyük bir bütçe kesintisiyle karşı karşıya kalmıştı.