Birbirine aşk mektubu yazan, pastanelerde buluşup limonata içen o aşıkların yerini şimdilerde sosyal medyada neredeyse tüm özel anlarını gözler önüne seren çiftler aldı. Teknolojinin gelişmesi ve internetin yaygınlaşmasıyla ortaya çıkan alternatif iletişim kanalları günümüz ilişkilerinin yapısını da değiştirdi. Sosyal medya uygulamaları, mobil programlar derken çiftlerin büyük bir kısmı artık Instagram ve Twitter üzerinden tanışıyor. Bundan on sene önce ise Twitter ve Instagram’ın yerinde MSN, Yonja, Netlog gibi uygulamalar vardı. Tabii bu uygulamalarla iletişimlerin boyutu da daha yüzeysel bir hal almaya başladı. Peki son 10 yılda gerek teknolojide gerekse sosyal yaşamda yaşanan bu değişiklikler aşk ve cinselliği nasıl etkiledi? İşte son 10 yılda aşk ve cinsellik hakkındaki en ilginç 9 tespit…
1. Kadınlar, daha az çekici erkeklerle daha mutlu olurlar
Florida Eyalet Üniversitesi’nde 2017 yılında yapılan bir araştırmaya göre; kadınların partnerlerinden “estetik olarak daha çekici olduğu” ilişkilerde kadınların çok daha fazla mutlu olduğu ve bu ilişkilerin daha uzun sürdüğü tespit edildi.
Yapılan araştırma, 113 yeni evli çiftten oluşan bir grup, bireysel görünümlerine göre derecelendirildi. Araştırmacılar, eşinden daha az çekici olan erkeklerin; hediyeler almak, ev işlerine yardım etmek gibi şeyleri yapma olasılığının daha yüksek olduğunu buldu. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, bu bir kadın için mutlu edici bir gelişme. Araştırmada ayrıca, “daha az çekici” kadınların, eğer eşleri iyi görünüyorsa, diyet yapmaya ve kendilerine bakmaya daha fazla istekli olduğu tespit edildi.
2. Arkadaş kalmak isteyen eski sevgililer psikopat olabilirler
Bir dahaki sefere eski sevgiliniz ayrıldığınızda “Peki yine de arkadaş olabilir miyiz?” diye sorduğunda dikkatli olmak isteyebilirsiniz. 2016 yılında Michigan’daki Oakland Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmada; narsisizim ve psikopati gibi belirtiler gösteren insanların kontrol etme amacıyla eski sevgililerini kendilerine daha yakın tuttukları belirlendi.
Araştırmaya göre, cinsel birlikteliğin devam etmesi, mali yardım veya eski eş üzerinde bir miktar kontrol etme ihtiyacı, özellikle erkekler için temasın sürdürülmesinin temel nedenleri arasındaydı.
3. Gay çiftlerin ilişkileri heteroseksüel çiftlerden çok daha uzun sürüyor
Eşcinsel evlilikler dünyanın pek çok yerinde hala yasal değil. Hatta dünyanın pek çok ülkesi eşcinselliği yeni yeni kabul etmeye başlıyor. Bugüne kadar bir “sorunmuş” gibi görülen bu durum nihayet son yıllarda sosyal medyanın da etkisiyle anlaşılmaya başlıyor ve insanlar bilinçleniyor.
2018 yılında, UCLA’daki Williams Enstitüsü tarafından 12 yıl boyunca eşcinsel ve heteroseksüel çiftleri inceleyen bir araştırmada, eşcinsel çiftlerin ayrılma olasılığının diğer çiftlere oranla daha düşük olduğu tespit edildi. Eş cinsel (kadın-kadın) ilişkilerinde çiftlerin ayrılma oranı yüzde 29.3, eşcinsel (erkek-erkek) çiftlerin ayrılma oranı yüzde 14.5, heteroseksüel çiftlerin ise ayrılma olasılıkları yüzde 18.6 olarak belirlendi.
4. Bin yıllık “cinsel durgunluğun” ortasında olabiliriz
Aralık 2018’de bir dergide yayınlanan makalenin başlığı şu şekildeydi; “Cinsel Durgunluk: Gençler Neden Samimiyetten Çekiniyorlar – Ve Bu Toplum İçin Ne Demektir?”. Psikolog Jean M. Twenge tarafından yönetilen çalışmada gençlerin cinsel eğilimleri, cinsellik ile ilgileri araştırıldı. Araştırmaya göre bugünün genç yetişkinlerinin önceki iki neslin üyelerinden daha az seks partnerine sahip olduğu öne sürüldü.
Ayrıca araştırmaya göre 1990’ların sonlarından 2014’e kadar, yetişkinler yılda ortalama 62 ila 54 kez daha az seks yapıyor.
5. Çoğumuz ligimizden çıkmaya çalışıyoruz
Aşk, cinsellik, arkadaşlık… İstediğiniz her neyse artık bunun için genellikle internet siteleri ya da uygulamalar kullanılıyor. Ağustos 2018’de Science Advances dergisinde yayınlanan bir araştırmaya göre, çevrimiçi tanışma siteleri kullanıcıları zamanlarının çoğunu kendi çevrelerinden olan insanlarla iletişime geçmek için harcıyorlar.
Araştırmacılar, yaklaşık 200 bin heteroseksüel kadın ve erkek arasında “popüler, ücretsiz çevrimiçi randevu servisi” aracılığıyla gönderilen binlerce mesajı inceledi.
Bir ay boyunca süren dikkatli bir incelemeden sonra, kullanıcıların yüzde 25’i kendilerinden daha dikkat çekici insanlara mesaj gönderme eğilimindeler.Bunun nedeni ise insanların kendi çevrelerinden çıkıp, kendilerince sınıf atlamak istemeleri. Araştırmaya göre ise kadınlar bu konuda erkeklerden daha istekli.
Michigan Üniversitesi’nde sosyoloji profesörü ve çalışmanın yazarı Elizabeth Bruch ise; “Çalışmamız insanların kendilerinden biraz daha arzulanan ortaklar peşinde koştuğunu gösteriyor. Kadınlar erkeklerden biraz daha az istekli.” şeklinde konuştu.
6. Evlilik dışı ilişkileri olan erkeklerin penis fraktürü yaşama olasılıkları daha yüksek
Journal of Sexual Medicine’de yayınlanan 2011 tarihli bir araştırmaya göre, evlilik dışı cinsellik bir erkeğin penis fraktüründen muzdarip olma olasılığını artırabilir. Maryland Üniversitesi Tıp Merkezi’ndeki araştırmacılar, penislerini “kıran” erkekleri incelediler ve bu durumu yaşayan erkeklerden yarısının penislerini evlilik dışı ilişkileri sırasında kırdıklarını tespit ettiler. (Penis fraktürü yani penis kırılması; penis ereksiyon halinde iken künt travma sonucu penisin içinde kan dolarak sertliği sağlayan korpus kavernosumların yırtılması durumuna denir.)
Peki evlilik dışı seksi bu kadar riskli yapan nedir? (Eşiniz tarafından yakalanmanın yanı sıra)
Araştırmanın başındaki isim olan Andrew Kramer bu soruya şu yanıtı verdi; “Bir erkek evlilik dışı bir ilişki yaşıyorsa; aceleyle ya da garip bir yerde olması ihtimaldir. Bu nedenle evlilik dışı ilişki yaşayan erkeklerde bu durum sık görülüyor.”
7. Evlenmek istiyorsanız en ideal yaşlar; 25-32 arasındaki yaşlardır
Evlilik her ne kadar pek çok kişinin hayali olsa da evliliği yürütmek bir hayli zor. 2015 yılında Utah Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmaya göre; 30’ların başlarını geçtiğinizde boşanma riskiniz de artıyor.
Utah Üniversitesi’nde sosyolog olan Nicholas Wolfinger, Ulusal Aile Büyümesi Anketinden gelen verileri inceledi ve boşanma riskinin 20’li yaşların sonlarına doğru gittikçe arttığını tespit etti. 30’ların başlarından sonra evlendiğiniz ise boşanma riski yaklaşık yüzde 5 artıyor. İstatistiksel olarak evlenmek için en doğru zaman ise 25 ile 32 yaşlar arası.
8. Boşanma erkekler için ölümcül olabilir
Nebraska Üniversitesi’ndeki araştırmacılar ise yaptıkları bir araştırmayla boşanmış ve evlenmemiş erkeklerin ölüm oranlarının daha yüksek olduğunu, ayrıca boşanmış ya da hiç evlenmemiş erkeklerin madde bağımlılığı ve depresyona da evli erkeklere göre daha fazla eğilimli olduğunu tespit etti. Öte yandan boşanmış erkeklerin evli erkeklere kıyasla intihar oranı da yüzde 39 daha fazla. Depresyon da boşanmış erkeklerde evli erkeklerden daha yaygın.
9. Ev işlerini paylaşan çiftlerin cinsel yaşamları daha iyidir
Cinsellik ile ilgili en dikkat çekici araştırmalardan biri de bu. Partnerinize ev işi yapmak pek de size göre değil değil mi? Bir dahaki sefere bunu yaptığınızda, bu araştırmanın bulgularına dikkat edin: 2015 yılında Alberta Üniversitesi’nden araştırmacılar, ev işlerini paylaşan çiftlerin ilişkilerinde daha mutlu olduklarını ve daha fazla seks yaptığı sonucuna vardılar.
Araştırmacı Matt Johnson; “Adil olarak algılanan ev işçiliği bölümü, partnerlerin günlük yaşamın görevlerini yerine getirirken birbirlerine saygı duymalarını sağlıyor” şeklinde konuştu.
Kaynak: 1