Güzel bir insanın, güzellik dolu projesinden bahsedeceğiz sizlere. Sakarya Üniversitesi’nin öğretim üyelerinden Yar. Doç. Mahmut Karaman ve onu diğer insanlardan ayıran acayip güzel projesi “Aşhane”.
Mahmut Karaman Hoca, geçici olarak el koyduğu abisinin panelvan minibüsünde, alt komşuları Metin ile iş çıkışı tüm gecelerini sokakta kalmış, evsiz insanlara yardım ederek harcıyor. ‘Aşhane’ adlı projesinde minibüs-kamyonet ile geceleri sabaha kadar İstanbul içinde kazan kepçe misali dolaşıp; sokakta kalmışlara sıcak çorba, ekmek dağıtıyor.
Mahmut Karaman, gecelerini abisinin minibüsünyle yoksul ve evsizlere aş dağıtarak geçiren güzel insan
Aracın 1000 kişilik çorba kapasitesine rağmen henüz 500 kişiye ulaşan Karaman, nihai olarak her semt/mahalle veya asgari ilçede evsizler ile ilgili gönüllü, sivil bir grup oluşturarak sorunu yerinde çözmeyi düşünüyor. Bu sayede hem daha fazla evsize, sokakta kalmışa ulaşılabilecek; hem de tüm gece saatlerce İstanbul’u dolaşan Aşhane’nin çorbaları taze ve sıcak kalabilecek.
Amaç, her muhitte bu projeye destek verecek gönüllülerle daha fazla insana ulaşabilmek
Herkes yoksul olabilir, evsiz kalabilir. Bu bir tercih değil unutmamalı diyen Karaman Hoca; Aşhane öncesinde de kış mevsimlerinde, geceleri sokaklarda gezerek, bankamatik kulübesi gibi mekanlarda barınmaları için evsizlere yardım ediyormuş. Karaman hocanın eşi de 15 yıldan fazla bir zamandır yoksullara ev tutup ev eşyası düzüyor. İlk başlarda yoksul ailelere veya yeni evliler için ev eşyası alan eşi, son yıllarda ise Suriyeli ailelere ev tutup ikinci el eşyalarla evleri döşüyor.
Çünkü çözüm ancak sorunun doğasına uygunsa çözümdür Mahmut Hoca’nın dünyasında
Bir sorun ile ilgili geliştirilecek çözüm önerisi sorunun doğasına uygun olmalı” diye düşünüyor Karaman Hoca, “İstanbul gibi büyük bir metropole yayılmış 10 bin kişiye merkezi bir organizasyon ile hitap edilemez. Sorun yerinde/mahallinde çözülmeli. Sorun siyasi/idari veya bürokratik bir sorun değil, sorun sivil/toplumsal ve yerel. O zaman çözüm de sivil ve yerel olmalı” diyor.
Ve “Evsizler adam şişleyen sapıklar değil!” dir Hoca için
“Bu tür önyargılar kendi vicdansızlığımızı meşrulaştırmak için kullandığımız yargılar. Onlar bu şekilde doğmadılar. Düzenin vahşi ekonomik çarklarına ayak uyduramadıkları için bu hale düştüler. Evsizlerin sadece küçük bir kısmı madde bağımlısı. Ev-aile hayatı olanlardan da madde bağımlısı insanlar var, arada bir fark yok.”
Modernleşirken yitirdiklerimizin peşine düşmüştür bu yüzden sıradışı ama güzel insan
“Mesela akademisyenlerimiz sınıflarda eski Yunandan günümüze kadar yaşayan bütün filozofların etik anlayışlarını anlatırlar. Ama kendi kültürel gelenekleri içinde geliştirilmiş hiç bir çözüm tekniğini bilmezler. Aynı şekilde ders anlattığı sınıfta kaç öğrencinin bursa ihtiyacı olduğunu ya da o gün aç olup olmadığını bilmez, hatta bilse de umurunda olmaz. Cami imamlarımız da her gün sevgi, şefkat, merhamet dininden bahsederler, ama cami avlusuna bir evsiz yatmaya kalkışsın onu kovalar. Toplum her sorunu siyaset ya da para ile çözeceğini sanıyor. Oysa toplumsal sorunlar toplum tarafından çözülür. Komşusu aç yatarken tok yatan bizden değildir sözünü her gün tekrar eden insanların aç yatan komşularına belediyelerin gıda yardımı vermesini hangi gelir düzeyi ya da siyaset anlayışı çözebilir ki…”
İyilikse; bir başkasına ihale edilemeyecek bir güzellik, bir sorumluluktur ancak Mahmut Hoca’da
Mahmut Karaman, dernek ya da vakıf kurma olayına karşı. Bunun yerine sosyal medya üzerinden organize olmaya çalışıyor ve projenin büyüyerek devam edebilmesi için gönüllü arkadaşlara ihtiyaç duyuyor. Bu düşüncesini ise “Dernek ve vakıflar iyiliğin ihale edildiği yerlerdir. Bu yüzden karşıyım. Eğer bir evsize, aça, sokakta kalmışa yardım etmek isteyen varsa bunu bir kuruma para vererek değil, direkt gidip kendisi yapmalı. Vicdan ihale edilemez” sözleri ile açıklıyor. Alışılmışın dışında akademisyenimiz Mahmut Karaman’ın Aşhane’sine daha yakından bakmak ve destek olmak için buradan buyurabilirsiniz.