Şöhret olma, ölümsüzlüğe kavuşma, yaptıklarıyla kendisinden sonraki nesiller tarafından hatırlanma arzusu insanın en tabii durumlarından biri. Özellikle bugün, yani geçmişe nazaran daha kolay bir şekilde şöhret olunabilen bir çağda bu arzunun yansımalarını farklı şekillerde görüyoruz. Peki insan hep böyle miydi? Bir yanıyla evet ve çağlar boyu değişen tek şey elindeki enstrümanlar oldu. Herostratus M.Ö dördüncü yüzyılda, Dünya’nın yedi harikasından biri olan ve bugün elimizde tek bir sütunu kalan Artemis Tapınağı’nı yaktığında elinde bugünkü alet edevatlar yoktu. Ancak niyet aynıydı: şöhret olmak ve çağlar boyu hatırlanmak…
Diana Tapınağı olarak da bilinen Artemis Tapınağı, Tanrıça Artemis’e ithaf edilerek M.Ö 550 yılında tamamlanır
İzmir’in meşhur Efes Antik Kenti’nde yer alan bu tapınak tamamen mermerden inşa edilir
Sidon’lu Antipater M.Ö. 140 yıllarındaki yazısında Artemis Tapınağı’nın ihtişamını şöyle tarif eder: Mağrur Babil’in üstünde savaş arabaları için yol olan duvarını ve Alpheus’daki Zeus heykelini ve asma bahçeleri gördüm ve Güneşin kolosusunu ve yüksek piramitlerin devasa işçiliğini ve Mausolos’un engin mezarını; ama Artemis’in bulutlar üzerine kurulmuş evini gördüğümde diğer tüm harikalar parlaklıklarını kaybetti ve dedim ki “İşte! Olimpos’un dışında, Güneş hiç bu kadar büyük bir şeye bakmadı.”
Dünya’nın yedi harikasından biri olarak bilinen bu tapınağın mimarları Metagenes ve Kersifron’dur
Antik yazar ve tarihçi Herodot tapınakta bulunan kabartmalı sütunları Lidya Kralı Kroisos’un yaptırdığını belirtir.
120 yılda yapılan Artemis Tapınağı M.Ö. 356 yılının 21 Temmuz’unda Herostratus adlı bir kaçkın tarafından kundaklanır ve yakılır
Hikâye o ki Herostratus’un arzusu hiçbir zaman unutulmamak, öldükten sonra da çağlar boyunca hatırlanmaktır
Bu amaçla tapınağı yakar ve ne olursa olsun ünlü olmayı arzulayanlar için söylenen ‘’herostratik ün’’ sözü de buradan gelir
120 yıl boyunca binbir uğraşla tamamlanan Artemis Tapınağı’nın bu durumu Efeslileri çok öfkelendirir ve Herostratus’un cezalandırılmasına karar verilir
Hukuk karşısında yargılanırken Yargıç Kleon’un bunu neden yaptığına yönelik sorusunaysa şöyle yanıt verir: Artemis Tapınağını ben, kendi başıma yaktım. Bu zaferi başkalarıyla paylaşamazdım. Ben, korkunun bütün basamaklarını tek tek çıktım. Her aşamasını iliklerime kadar yaşadım ve bitti. Birincisi, yaptığım şeyi ilk düşündüğüm an duyduğum korkuydu ama şan ve şöhret kazanacağımı bildiğim için bu korku uçup gitti. İkincisi, beni tapınağın içinde yakaladı. Duvarlara zift sürüp çırayla tutuştururken. Bir kaç vuruş, o korkuyu da alıp götürdü. En berbatı üçüncüsüydü. Tapınak yanıyor, tavan çatırdıyor, sütunlar devriliyor, mermer parça parça oluyordu. İnsanlar çığlık çığlığa saçlarını yolarak benim yaktığım ateşi görmeye geliyorlardı. Bunu da çabuk atlattım. Yanan tapınağın yanında bir tümseğe çıktım. Ve haykırdım. Heeeey, beni dinleyin. Bu tapınağını ben yaktım. Ben, Herostratus. Beni duydular, birden sus pus oldular. Ortalıkta sadece yanan tapınaktan çıkan sesler vardı. Sonra, üstüme doğru gelmeye başladılar. O suratlar. Gözlerindeki alevleri gördüm. İşte o an dördüncü korkuyu duydum. Ölüm korkusu. En cılızı da buydu. Çünkü, ben ölüme inanmam.
Efesliler bu ihtişamı sapkın bir arzusu nedeniyle yok eden Herostratus’un adını silmeye yemin ederler ve isminin hiçbir yere kaydedilmeyeceğini ilan ederler
M.Ö. 63 – 23 yıllarında yaşayan Yunan tarihçi Strabon ise ismi ve olayı kayda geçirir ve Herostratus lanetli bir şöhretle olsa dahi bugüne kadar hatırlanır
Aynı gün, Dünya’nın neredeyse yarısını fetheden Makedonya Kralı Büyük İskender’in de doğum günüdür
Büyük İskender ileri yıllarda tapınağın yapılması için para ve yardım teklif etse de Efesliler kabul etmez
M.Ö 323 yılında tekrar restore edilen tapınak tarih boyunca yaklaşık 7 defa yıkılıp tekrar yapılır. Bugünse bu görkemli tapınaktan geriye ne yazık ki yalnızca bir sütun kalır
Son olarak; Rus yazar Grigory Gorin’in kaleme aldığı, Filiz Ofluoğlu’nun Türkçe’ye çevirdiği ‘’Bir Efes Masalı’’ adlı oyun da bu hadiseyi anlatır
Oyundan bir replik: Artemis tapınağını kim yapmıştı? Eee? Kafanızı boşuna yormayın. Mimarın adını nasıl olsa unutmuşsunuzdur. Ama Herostratus adını hep anımsayacaksınız. Şimdi anlıyor musunuz? Ün insanı nasıl bir gecede ölümsüz yaparmış?