Dünya dışı yaşamın var olup olmadığı, uzun zamandır oldukça popüler bir tartışma konusu. Henüz pek çok sırrına vakıf olmayı başaramadığımız evrende, bizden başka varlıkların da yaşadığına inananların sayısı hiç de az değil. Ancak bugüne dek uzaylıların varlığına dair tatmin edici bir kanıta da ulaşılamadı. Bu nedenle evrenin herhangi bir yerinde tuhaf canlıların yaşadığı iddiası, pek çok insan için oldukça gülünç. Öte yandan uzaylıların varlığına dair tartışmaların tarihi, dünya dışı yaşama inansın veya inanmasın, herkesin aklında şüphe oluşturabilecek çok sayıda olayla dolu. İşte Zimbabve’nin Ruwa şehrinde, 1994 yılında meydana gelen ve tarihe Ariel Okulu fenomeni olarak geçen, tuhaf olaylar silsilesi de bunlardan biri. Detaylara birlikte bakalım.
Zimbabve’nin Ruwa şehrindeki Ariel Okulu, 16 Eylül 1994’te oldukça ilginç bir olayla gündeme geldi
Şehirdeki küçük bir kasabada yer alan okulda eğitim gören çocuklardan 62’si, tuhaf bir iddiada bulunuyordu. Çocuklar, okulun bahçesinde oyun oynadıkları sırada, bölgenin yakınlarında “uçan gümüş diskler gördüklerini” söylüyordu.
Çocukların iddiaları bununla da sınırlı değildi. Uçan disklerin içinden tuhaf yaratıklar inmiş ve onlarla iletişim kurmuştu! İşte daha sonra Ariel Okulu fenomeni olarak isimlendirilen bu ilginç iddia, Zimbabve’nin bu küçük şehrini, tüm dünyanın gündemine taşmıştı…
Çocukların iddialarına göre insansı bir görünüme sahip olan uzaylılar, çocuklara dünyayı ve doğayı korumaları gerektiğini söylemiş, teknolojiden uzak durmalarını öğütlemişti
Üstelik bu sıra dışı varlıkların iletişim kurma biçimleri de oldukça tuhaftı. Çünkü çocukların iddialarına göre uzaylılar konuşarak değil, telepati yoluyla iletişim kuruyor, düşüncelerini ve öğütlerini bu şekilde aktarıyorlardı.
Ariel Okulundaki öğrencilerin ortaya koyduğu uzaylı portresi de hayli ilginçti
Buna göre Zimbabve’nin Ruwa şehrindeki küçük bir kasabayı ziyarete gelen uzaylılar, yaklaşık bir metre boyundaki bir insan gibi görünüyorlardı. Uzun saçları ve bir insanındakinden çok daha büyük gözleri vardı. Üstelik çocuklar tarafından “büyük ve delici” olarak nitelendirilen bu gözler, uzaylıların yanaklarında yer alıyordu!
Çocukların iddiasına göre uzaylıların, yuvarlak ağızları ve belli belirsiz kulakları vardı!
Ariel Okulundaki öğretmenlerin pek çoğu ise öğrencilerinin bu sıra dışı iddialarını önemsemedi. Ancak çocuklar uzaylıların kendileriyle iletişime geçtiği iddialarını ebeveynleriyle de paylaştılar. Ariel Okulu fenomeni kısa sürede bölgedeki en önemli gündem maddesi haline geldi. Üstelik tüm dünyanın bakışları da Ariel Okuluna çevrilmişti…
Daha önce çok sayıda UFO ve uzaylı vakası üzerinde çalışan UFO uzmanı Cynthia Hind, ilginç fenomeni daha yakından inceleyebilmek için Ruwa şehrine geldi
Uzaylılarla konuştuğunu iddia eden çocuklarla görüştü, hikâyelerini dinledi, çocukların uzaylı çizimlerini dikkatle inceledi. Öğrencilerin anlattığı hikâyeler birbiriyle oldukça benzerdi. Üstelik bu hikâyelerde herhangi bir boşluk da yoktu. Deneyimli UFO uzmanı kararını vermişti. Çocuklar, doğru söylüyordu!
Cynthia Hind’in Ariel Okulu fenomeninin gerçek olduğunu düşünmesinin sebeplerinden biri de Ruwa şehrindeki sosyoekonomik yapıydı
Hind’e göre yoksul bir Afrika ülkesinin, kırsal bir bölgesinde yaşayan ilkokul çocuklarının modern dünyadaki uzaylı anlatısına böylesine detaylı bir şekilde vakıf olması mümkün değildi.
Bu nedenle çocuklar yalnızca gördükleri şeyi, yaşadıkları deneyimi anlatıyor olabilirlerdi. Pek çokları, Ariel Okulundaki çocukların toplu bir histeri krizi yaşadığını düşünse de Cynthia Hind, çocuklara inanıyordu.
Cynthia Hind, Ariel Okulu fenomenin gerçekliğinden şüphe duymasa da olayı farklı bir gözle görmek istedi. Bu nedenle dünya dışı yaşam hakkındaki çalışmalarıyla tanınan John Mack isimli psikiyatri profesörünü Ruwa şehrinde davet etti
Mack de tıpkı Hind gibi uzaylıların varlığına tanık olduğunu ileri süren çocuklarla bir dizi görüşme yaptı. Psikiyatrist, bu görüşmelerin ardından Hind ile aynı sonuca ulaştı. Çocuklar doğru söylüyordu! Gerçekten de bir grup yuvarlak gümüş daire Ruwa şehrine gelerek Ariel Okulunda eğitim gören 62 çocukla telepatik olarak iletişim kurmuştu. Peki, gerçekte ne olmuştu? Milyonlarca insanın uzun zamandır beklediği uzaylılar, gerçekten de 1994 yılında Zimbabve’de mi ortaya çıkmıştı?
Ariel Okulu fenomenine dair bazı detaylar, gerçekte ne olduğuna dair akıl yürütmemize yardımcı olabilir
Her şeyden önce Ariel Okulundaki uzaylı olayı, birdenbire ortaya çıkmamıştı. Cynthia Hind, yakın bir bölgede olaydan sadece birkaç gün önce de uzaylıları gördüğünü söyleyen insanlarla karşılaşmıştı.
Oysa bu insanların gördüğü şey uzay görevini tamamladıktan sonra yeniden yörüngeye giren Zenit-2 isimli roketten başka bir şey değildi. Kısacası uzaylılar eylül 1994’te, Ruwa şehrindeki en popüler konulardan biriydi…
Uzmanların olayın gerçekliğine inanmasına neden olan temel şey, bölgedeki çocukların uzaylılar hakkında detaylı bilgiye sahip olamayacağına dair inançlarıydı
Oysa Ariel Okulunda eğitim gören çocuklar, yoksul bir bölgede yaşasalar da varlıklı ailelere mensuptu. Yani modern medya araçlarına erişim imkânları vardı ve pekâlâ uzaylılar hakkındaki anlatılardan haberdar olabilirlerdi.
Ayrıca uzmanlar, çocuklarla ikili veya altılı gruplar halinde görüşmüşlerdi. Bu ise anlattıkları hikâyelerin benzer ve tutarlı olmasını sağlıyordu. İşte tüm bu detaylar, olayı inceleyen pek çok uzaylı meraklısının Ariel Okulu fenomeninin gerçekliğine dair hayal kırıklığı yaşamasına neden oldu.
Tuhaf fenomenin gerçek olup olmadığı hakkındaki tartışma bugün de devam ediyor
Bu ilginç olayı hatırlayan insanların bazıları, Ariel Okulundaki çocukların gerçekten de uzaylılara iletişim kurduğuna inanmaya devam ediyor. Bazı insanlar ise Zimbabveli çocukların yalnızca toplu histeri krizi yaşadığını veya tüm dünya ile tuhaf bir oyun oynadığını düşünüyor…
Kaynak: 1